Hükümetin piyasayı Kıbrıslı Türkler için değil Kıbrıslı Rumlar ve yabancılar için fiyatlandırdığı iddia ediliyor
VATANDAŞIN ALIM GÜCÜ DÜŞÜNÜLMÜYOR
UBP-DP-YDP hükümetinin piyasayı Kıbrıslı Türkler için değil Kıbrıslı Rumlar ve yabancılar için fiyatlandırdığı iddia ediliyor. Halk benzinde indirim beklerken, hükümet, “Kuzey’den benzini Kıbrıslı Rumlar alıyor, bunu sübvanse etmeyelim” anlayışıyla, benzinde her litre başına ödenen fonu 20 gün içinde 6,5 kat artırdı. Bir süredir ekonomik çevrelerde eleştirilen bu uygulama, Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman tarafından da dile getirildi. Erhürman dün Cumhuriyet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, ülkede artık piyasada pek çok mal ve hizmetin fiyatlarının Kıbrıslı Türklerin alım gücü üzerinden belirlenmediğini vurguladı.
“HÜKÜMET UCUZLATABİLİRDİ AMA”
Tufan Erhürman, önceki gece sosyal medya hesabı üzerinden de bir açıklama yaparak, fiyat istikrar fonu konusunu ele aldı. Erhürman, “Aldığımız her litre benzinde ödediğimiz ‘vergi’ aşağı yukarı 20 günde 84 kuruştan 564 kuruşa yükseldi, yani 6.5 katına falan çıktı” ifadelerini kullandı. Erhürman şöyle devam etti: Bizlerin alım gücü bu 20 günde 6.5 katına çıkmadı elbette. Hükumet bunun gerekçesini ‘Rum tarafından gelen araçlarla yaratılan bir sinerji’ olarak açıklıyor. Türkçesi şu: Benzin fiyatlarını ucuzlatabilirdik ama o zaman güneyden gelen araçlara benzin satışından elde edebileceğimiz ‘vergi’den kaybederdik. Yani, hala güneyden ucuz olduğumuz müddetçe ‘vergi’yi artırabiliriz.”
PEKİ KIBRISLI TÜRKLER NE YAPSIN?
Kıbrıslı Türklerin bu yaklaşımla yok hükmünde sayıldığını iddia eden CTP Genel Başkanı Erhürman bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Peki kuzeyde yaşayan, buradan gelir elde eden ve toplu taşımacılık olmadığı için elde ettiği gelirin önemli bir miktarını akaryakıta yatıran Kıbrıslı Türk! Kısacası akaryakıtta fiyat, Kıbrıslı Türk’ün değil, Kıbrıslı Rum’un talebi ve alım gücü dikkate alınarak belirleniyor! ‘Piyasada talebi belirleyen biz değiliz artık. Kendi piyasamızda bile yok hükmündeyiz’ derken kast ettiğimiz tam da bu işte!”
