KıbrısManşet

Her şeyi biz bilirik!

Aziz Kent, nam-ı diğer ‘Con Aziz’, ülkedeki siyasetçileri ve sendikaları, 'zararlılar' olarak niteledi…

DÜNYANIN EN BÜYÜK YATIRIMCILARINI KOVDUK… Aziz Kent’i bu ülke çok yordu… Ona göre Kuzey Kıbrıs’ta turizm yapmak çok zor…“Bana İngiltere’de multi milyoner olma imkanı verdiler ama kendi ülkemde az kalsın tüm birikimlerimi de kaybedip iflas ediyordum” diyen Kent’in özel jet krizi için de söyleyeceği birkaç şey var: “Bu insanlar ülkeye ister yatırım amaçlı isterlerse keyif yapma amaçlı gelmiş olsunlar, bugün yatırım yapmazlarsa ileride yaparlardı. Peki, biz ne yaptık, dünyanın en büyük turizm yatırımcılarından birisini bu ülkeden neredeyse kovduk ve rezil ettik.”

TEMBEL KAFAMIZI KALDIRAMIYORUZ… “Bu ülkede ne politikacı, ne de sendikacı var. Bu ülkedeki politikacılar, popülizm yapmakla siyaset yapmayı birbirine karıştırıyor. Sendikacılar da kuru muhalefeti sendikacılık sanıyor” diyen Kent, siyasilerin arasındaki rekabetin ve menfaat kavgasının ülkenin çıkarlarına zarar verdiğini düşünüyor… Kent, “Bizi çözüme odaklandırıp, çözüm olmazsa bu ülkede tek bir çivi bile çakılamayacağı fikrini empoze ettiler ve maalesef kafalar tembelleşti” diyerek, bizim birbirimizi yemekten kafamızı kaldırıp dünyada neler olup bittiğine bakmadığımızı belirtti.

HÜKÜMETE BİR SORU: Yılların turizmcisi Aziz Kent’in fikirlerine başvurmayı hiç düşündünüz mü?

GIYNIK MANŞET

Aziz Kent, nam-ı diğer ‘Con Aziz’, Kıbrıslı Türklerin turizm sektöründe sadece en alt kademelerde ve garson olarak çalışabildiği bir dönemde kendi deyimiyle ‘delilik’ yaparak büyük bir cesaretle Kıbrıs’ta otel açma kararı aldı. Bu uğurda büyük zorluklar yaşayan hatta dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’un elini öpmek zorunda kalan Aziz Kent, Kıbrıslı Türklere umut ışığı olmak ve Kıbrıslı Türklerin de bu ülkede söz sahibi olabileceğini göstermek adına Lapta bölgesinde Kıbrıs Türk turizminin temellerini attı. Kıbrıs Türk turizminin başladığı bölge olan Lapta’nın bugünkü halinden dolayı büyük üzüntü duyan Aziz Kent, Lapta bölgesine yeniden hayat vereceğine ve bölgeyi değer katacağına inandığı marina projesinden dolayı büyük heyecan duyduğunu dile getirdi.

“Bu ülkenin ne artısı var ki yatırımcı gelsin” diyen Kent, “Tüm eksilerine rağmen ülkeye yatırımcı geliyor, her türlü kolaylığı sağlayacağımıza bir de yatırımcı beğenmeyip dövmekten beter ederek ülkeden kaçırıyoruz” eleştirisinde bulundu. HABERCİ canlı yayına konuk olan Kent, içini döktü: “Bu ülkeyi ve bu ülkenin insanını o kadar çok seviyorum ki, her şeye rağmen ne kırgınlığım ne de pişmanlığım” var diyerek samimi bir itiraf da bulundu. HABERCİ aracılığıyla yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere de seslenen Aziz Kent, “Ülkenize dönün, ülkenize sahip çıkın. Gelin bu ülkeye hep birlikte sahip çıkalım” çağrısı yaptı.

“TÜM KIBRISLI TÜRKLER İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAK İSTEDİM”

“EOKA ile mücadeleye katıldım, beni öldürmek istediler ve 1956 yılında İngiltere’ye göç etmek zorunda kaldım. İngiltere’de çalıştım, çabaladım, ailemi sefaletten kurtarmak için kendime bir söz verdim çünkü ben Dillirga’da 8 çocuklu fakir bir ailede dünyaya geldim. Sefalet içerisinde büyüdüm. Allah da bana yardımcı oldu çalıştım, çok çalıştım ve kazandım. 86 yaşında olmama rağmen hala daha da çalışmaya devam ediyorum” diyen Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Onursal Başkanı ve Uluslararası Kıbrıslı Türk Dillirgalılar Derneği Başkanı Aziz Kent, “1960 yılında cumhuriyet kurulunca Kıbrıs’a geri döndüm. İlk işim aileme bir ev almak oldu. Annem, babam ve kardeşlerimin hayatını yoluna koyup onları sefaletten kurtardıktan sonra bunun bana yeterli olmadığını fark ettim. Ben tüm Kıbrıslı Türkler için bir şey yapmak istiyordum. Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’la ülkeye her gelişimde görüşüyorduk. Denktaş beye, ‘ben ailemi kurtardım, yoluna koydum ama bana bu yetmez. Ben tüm Kıbrıslı Türkleri kurtarmak istiyorum’ dedim. Kıbrıslı Türklerin geleceğinin turizmde olduğunu düşündüğüm için, bir otel açmak istediğimi kendisine söyledim. Bana, ‘sizi garson bile yapmazlar ne otel açması’ dedi. Ben de kendisine ‘ben kafama koydum, Girne’de otel açacağım’ dediğim zaman bana, ‘sen deli oldun’ dedi’ diyerek otel açma fikrinin nasıl ortaya çıktığını anlattı.

“AMAÇLARIM UĞRUNA MAKARIOS’UN ELİNİ DAHİ ÖPTÜM”

“Girne’de bir Kıbrıslı Rum’dan otel arazisi almak istedim. 30 bin pound değerindeki araziye ben 50 bin pound ödemeyi göze aldım çünkü tek amacım bir Türk oteli inşa etmekti. Tapu müdürü Kıbrıslı Rum, arkadaşım olduğu halde, ‘Ben sana bu arazisi koçan edemem, bunu yaparsam beni öldürürler’ dedi. Uzun uğraşlar neticesinde Lapta’da bir Kıbrıslı Türk’ten arazi aldım. 2.5 yıl inşaat iznini vermek için beni oyaladılar. Gidip Makarios’un elini öpmek zorunda kaldım. Otelin işletmesini bir Rum’a vermem şartıyla bana otelin inşaat iznini verdiler. Türklerin Lapta’dan kaçtığı, Lapta’yı boşalttığı bir dönemde biz Lapta’ya otel yapma kararı verdik” diyen Aziz Kent, böylelikle Lapta’da Kıbrıs Türk turizminin temellerinin atıldığını ifade etti.

“İLLE DE TURİZM”

“Tüm Kıbrıslı Türkler, benim vizyonumu örnek alarak turizme yönelmesi gerekirdi” diyen Kent, “Kıbrıs Türk halkı bu konuda bilinçlensin, bu ülkenin çıkış yolunun turizm olduğunun farkına varsın, ekonomiyi kalkındırmanın turizmden geçtiğini anlasın diye çok çabaladım. Yazılar yazdım, hatta gazete bile çıkardım. Kalkınma Bankası bile benim tavsiyelerim neticesinde kuruldu. Birçok kişi benim arkamdan ve benim tavsiyelerimle turizme başladı. Lapta’nın kuruduğu, Lapta’da sadece yılanların gezdiği bir dönemde biz Lapta’ya yeniden hayat verdik. Lapta, turizm bölgesi oldu. Celebrity Hotel ve ardından Chateau Lambousa Hotel’i yaptık. Turizmimiz Lapta’da başladı, Lapta’yı geliştirip kalkındırdık ama Lapta bugün unutulmuş bölge oldu. Yazıklar olsun” diyerek, Lapta’nın bugün içinde bulunduğu durumdan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

“MARİNA PROJESİ BENİ HEYECANLANDIRDI”

“Yıllardan sonra gündeme gelen Lapta marina projesi beni de çok heyecanlandırdı çünkü Kıbrıs Türk Turizmi’nin başladığı bölge şu an hak ettiği değeri görmüyor. Hatta benim hayalim marinanın yanı sıra bölgeye bir de teleferik yapılmasıydı. Denizden dağa kadar uzanan bir teleferik projesiyle bölgeyi bir çekim merkezi haline getirebiliriz” diyen Aziz Kent, ülke turizmini kalkındırmanın tek yolunun Ercan-İstanbul arasında fiyatı sabit shuttle uçuş yapacak firmalarla anlaşma yapmak olduğunu ifade etti. Güney Kıbrıs üzerinden adaya gelerek Kuzey’e geçiş yapmak isteyen turistlere zorluk çıkarıldığını kaydeden Kent, ülkede radikal değişikliklere ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

“YATIRIMCILARI SİYASİ KAVGALARIN İÇİNE ÇEKMEYİN”

Kuzey Kıbrıs’ta turizm yapmanın çok zor bir iş olduğunu vurgulayan Aziz Kent, “Yine de ekonomimizi ayakta tutan en büyük etken turizmdir. Bana İngiltere’de gurbette multi milyoner olma imkanı verdiler ama kendi ülkemde az kalsın tüm birikimlerimi de kaybedip iflas ediyordum. Biz de yabancı yatırımcılara o imkanı tanımalıyız. Bu ülkede iş yapmalarını kolaylaştırmalıyız ki başka yatırımcıları da bu ülkeye çeksinler” diyerek maalesef ülkemizin bu vizyona sahip olmadığını da sözlerine ekledi. Ülkemizde büyük gündem yaratan ‘özel jet’ krizi konusuna da değinen Kent, “Bu insanlar ülkeye ister yatırım amaçlı isterlerse keyif yapma amaçlı gelmiş olsunlar. Bugün yatırım yapmazlarsa ileride yaparlardı. Peki, biz ne yaptık, dünyanın en büyük turizm yatırımcılarından birisini bu ülkeden neredeyse kovduk ve rezil ettik. Ortada siyasi bir sorun varsaydı bunu siyasiler kendi aralarında kapalı kapılar ardında çözüp konuyu kapatabilirlerdi. Muhalefetin de bu konuda sorumlu davranması gerekiyordu. Bazı gerçeklerin farkına varalım, yatırımcılar kapıda kuyruğa dizilmiş şekilde bu ülkeye yatırım yapmak için beklemiyor” dedi.

“ÜLKE ÇIKARLARINA ZARAR VERİYORLAR”

“Bu ülkede ne politikacı, ne de sendikacı var. Bu ülkedeki politikacılar, popülizm yapmakla siyaset yapmayı birbirine karıştırıyor. Sendikacılar da kuru muhalefeti sendikacılık sanıyor” diyen Kent, siyasilerin arasındaki rekabetin ve menfaat kavgasının ülkenin çıkarlarına zarar verdiğini dile getirdi.

Kendi ülkesinde karşılaştığı zorlukların hiçbirini İngiltere’de yaşamadığını, burada kimse kendisine fikir danışmazken bugün hala daha İngiltere’de Lordlar Kamarası’na danışmanlık hizmeti verdiğini ifade eden Kent, “Bizim siyasilerimizde ve halkımızda da her şeyi bilme hastalığı var” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs sorununda çözüm hiçbir zaman olmayacakmış gibi çalışıp, çabalamamız ve kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Aynı zamanda da yarın çözüm olabilecekmiş gibi bu duruma hazır olmamız da gerekiyor” diyen Aziz Kent, “Bizi çözüme odaklandırıp, çözüm olmazsa bu ülkede tek bir çivi bile çakılamayacağı fikrini empoze ettiler ve maalesef kafalar tembelleşti” diyerek, bizim birbirimizi yemekten kafamızı kaldırıp dünyada neler olup bittiğine bakmadığımızı belirtti.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu