Pandeminin oluşturduğu ekonomik koşullar ağırlaştıkça insanlar ciddi zararlara uğruyor. Buna bir de umursamaz kötü yönetim eklenince şartlar bir o kadar daha çekilmez hale geliyor.
Bir yılı aşkın bir süredir,tüm dünyada olduğu gibi pandemi ile mücadele etmeye çalışıyoruz.
Sağlık bir yandan,ekonomi bir yandan, süreci günübirlik tedbirlerle geçirmeye çalışan yönetim anlayışı bir yandan olunca bu süreçte hepimiz iyice yorulduk..
Olağanüstü günlerden geçiyoruz.
Hiçbir şeyin bir buçuk yıl öncesi gibi olmadığı ve daha uzun bir süre olmayacağı bir dönemin içindeyiz.
Haliyle bu süreçte yaşanan olumsuzluklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle ekonomik alanda daralmalara neden oldu ve olmaya devam ediyor.
Buna kendi kendine yetmeyen bir ekonomik yapı da eklenince sıkıntılar çok daha fazla hissedilir hale geliyor.
Lakin maalesef süreç hükümet edenler tarafından doğru yönetilemiyor. Üstüne bir de hiçbir şey yaşanmamış,hiçbir şey olmamış,her şey normal rutin şekilde devam ediyormuş gibi bir tavır içinde hükümet.
Ve özellikle bu hükümetin Başbakanı Sayın Saner!
Adeta ölü taklidi yapmayı seçiyorlar.
Üstelik pandemiden dolayı işsiz kalan 50 bine yakın insan varken.
10 binlerce iş yeri faaliyetlerine ara vermek zorunda kalırken.onlarca sektör ortadan kalkarken, dar gelirli binlerce insan gelir kaynaklarını yitirirken, yükümlülüklerini yerine getiremez duruma gelirken, borçlarını ödeyemez hale gelen yüzlerce insan mazbata korkusu içinde yaşamaya çalışırken hükümet umursamaz bir tavır içinde ne haliniz varsa görün yaklaşımı sergiliyor.
Bu kabul edilebilir bir durum değildir.
Mahkemeler tıkandı.
Mazbatalar polisin önünde yığıldı.
Polis tolerans göstermemiş olsa bu ülkede mazbata mağdurları için cezaevi kapasitesi yetmeyecek duruma gelecek.
İnsanlar borçlarını ödeyemiyor ve bunun için hapse girmek zorunda kalıyorlar. Peki hapse sokulan bu insanlar borçlarını nasıl ödeyecek?
Bu mümkün mü?
Elbette değil..
Dolayısıyla bu zor süreçten geçerken realiteler doğrultusunda hükümetin en azından belli bir süre daha insanlara nefes aldıracak çaresiz bırakmayacak ve borçlarını ödeyebilecek düzeye gelen şartların oluşması için yasal düzenlemeye gitmesi ve mazbatadan ötürü insanların hapse girmesinin önüne geçmesi gerekiyor.
Lakin Başbakan Ersan Saner muhalefetin uyarılarına rağmen bu adımı anlaşılmaz bir şekilde atmıyor,atmak istemiyor.
Fakat maalesef gidişat iyi değil.
Sosyal patlamaların kaçınılmaz olduğu bir sürece doğru hızla ilerliyoruz.
Çaresizlik kötü bir duygudur.
Ve kimsenin böyle bir durumla karşı karşıya kalmasını asla arzu etmeyiz..
Bunun için başta yönetenler olmak üzere az biraz empati yapmak zorundayız.
İnsanlar çaresiz kaldıkça muzdarip oldukları sıkıntılar başka sorunlara evriliyor ve bu toplumsal travmaları tetikliyor nihayetinde de onlarca aileyi felakete sürüklüyor.
Hükümet göz göre göre gelen bu yıkıcı duruma daha fazla seyirci kalmamalıdır..