UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu yaptığı açıklamada CTP’ye eleştiri getirdi.
Sucuoğlu CTP’yi elini taşın altına koyamamakla eleştirdi. “Eğer CTP elini taşın altına koyma kararlılığı göstermiş olsaydı farklı olurdu” dedi. Sucuoğlu, CTP ile samimi ve açık bir şekilde görüşlerini paylaştıklarını ancak CTP’nin Kıbrıs meselesiyle kendini bağladığını belirtti.
Kıbrıs meselesinde şu an bir durağanlık olduğunu belirten Sucuoğlu, “’Bırakın Kıbrıs meselesini gelin hep birlikte vatandaşın derdini, ekonomiyi çözelim vatandaşın önünü açalım’ dedik ama Kıbrıs konusundan dolayı olmadı, Kıbrıs konusu belirleyici olmamalıydı” diye konuştu.
CTP ile diğer iç konularda birkaç konu dışında hemen hemen aynı görüşü paylaştıklarını, aynı fikirde olmadıkları konulardan birinin Euro konusu olduğunu ifade eden Sucuoğlu, bu konuda ise bir çalıştay yapma önerisinde bulunduklarını ve eğer CTP’nin önerdiği konu halkın önünü açacak bir konuysa ‘hiç bir sıkıntımız yok’ dediklerini söyledi.
Sayın Sucuoğlu’nun bu açıklamalarından sonra CTP’ den nasıl bir yanıt gelecek hep birlikte göreceğiz. Ve fakat burada UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu’nun Kıbrıs konusu dışında iç konularda birkaç konu dışında aynı fikirlere sahip olduklarını Euro konusunda ise bir çalıştay yapma önerisinde bulunduklarını belirtti.
Bu konuda şunu çok net söylüyorum ki ülke için büyük bir fırsat yitirildi. UBP-CTP koalisyonu toplumsal birlik ve yapısal sorunların giderilmesi adına atılacak radikal adımlar için son derece önemli bir fırsattı.
Olmadı! Özellikle de UBP Genel Başkanı Sucuoğlu’nun iç konularda büyük oranda aynı fikirleri taşıdıklarını belirtmesi bu koalisyonun aslında kurulabileceğini gösteriyordu. Peki neden böyle bir kanıya vardım? Çünkü iç konularda çok acil öncelikli çözüm bekleyen sorunlarımız var.
Bu sorunların çözüm politikalarında üç aşağı beş yukarı bir uzlaşı yakalanabileceği kanaati oluştu ben de Sayın Sucuoğlu’nun açıklamalarına baktığım zaman.
Kıbrıs konusuna gelince.
Bu konu bugüne gelinceye dek hiç bir hükümetin politikası ile şekillenmemiştir.
Yani bu ne demek?
Kıbrıs konusu ile hükümetlerin bir alakası olmamıştır. Hoş zaten süreç durağandır. Kıbrıs sorunu rafa kaldırılmıştır, ve belli ki uzun bir süre de o raftan alınmayacak.
Dolayısıyla UBP’nin kendi görüşünü, CTP’nin de kendi görüşünü savunması koalisyonu uyumsuzlaştırmayacaktı. Varsın herkes Kıbrıs konusundaki düşüncelerini savunmaya devam etsin idi.
Maraş konusunda ise kimse bize martaval okumasın. Süreç uluslararası hukuka uygun şekilde ilerleyebilir. Bunun dışında atılacak her adımı başımıza giyeceğimizi herkes biliyor. Dolayısıyla UBP-CTP koalisyonu için bu da engel teşkil etmiyordu.
Velhasıl madem ki iç konularda belli bir fikir birlikteliği vardı her iki parti arasında o zaman Kıbrıs konusuna ve Maraş’ta izlenecek politikaya takılıp kalmak çok doğru değildi. Zira her ikisi de hükümetin dışında gelişen konulardı.
O halde şu tespiti yapabilirim.
UBP ve CTP belli ki önceliklerini belirlerken bunun odağına halkı koymadılar.
CTP bu süreçte elini suya sabuna dokunmaktan imtina etti. UBP de CTP’nin bam teline basarak sürecin olumlu seyrini bertaraf etti. Sonuç olarak anlaşmamak üzerine müzakereler yaptılar ve nihayetinde de zaten anlaşamadılar.
CTP bu süreçte UBP’nin oy kaybedeceği hesaplarını yapsa da bu gerçekleşmeyecek.
UBP-DP-YDP koalisyonu içinde UBP güçlenmeye devam edecek. DP ve YDP’de kaybolmaktan kurtulacak. CTP ise güzel güzel cümleler kurarak ister sert ister tatlı sert arzuya göre muhalefet yapmaya devam ederken büyük ortak konumunda olan UBP çatır çatır istediğini hayata geçirecek..
HP konusuna hiç girmiyorum bu ayrı bir yazı konusu, önümüzdeki günlerde mutlaka bunu da irdeleyeceğiz.
