Ülkedeki siyasi partilerin iktidara gelmeleri durumunda hangi ekonomik modeli uygulayacakları kısmını elbette partiler kendileri belirler. Bu kısa, orta ve uzun vadede planlamalar gerektirir. Lakin biliyoruz ki ülkede yatırımcıya da ihtiyaç duyulmaktadır.. Peki bunun için ülkedeki bürokrasi dahil siyasi ortam yatırım iklimini cazip hale getiriyor mu?
Siyasi istikrar ne durumda?
Güvenlik (can ve mal)
Para politikası var mı?
Hukuk sistemi ne durumda?
Öyle ya ilk başta yazmam gerekeni sona yazdım. Zira bir ülkeye yatırım yapmayı amaçlayan kişi veya da kişilerin ilk baktıkları konu yatırım yapacakları ülkemin ne kadar güvenli olduğu ve hukuk sisteminin ihtiyaçlara cevap verip vermediği noktasıdır.
Ve tabi ki bürokratik uygulamalar can ve mal güvenliğini sağlayacak kurumların işlevselliği. Eğer bunlar bir bütün olarak bir arada tıkır tıkır işlemesini ve ihtiyaçlara cevap vermesini sağlarsanız yatırımcı da motive olur ve bu iklim içinde yer almak ister. Ve fakat görüyoruz ki bütün bunları bugün sağlamış bir durumda değiliz..
Özellikle bürokrasi ülkeye yatırım yapmak isteyenleri pişman eder bir işleyişte.
Can ve mal güvenliği ise herkesin malumu.
Özellikle son yıllarda bu konuda ciddi sıkıntılarımız var. Zaten bu sır değil.
Turizmde, yüksek öğretimde, inşaat ve emlak sektöründe doğru zeminde ilerleyeceksek her şeyden önce bu ülkeyi her anlamda yaşanabilir güvenli bir ülke haline getirmemiz gerekiyor. Mevcut yapı içinde bunun mümkün olmayacağını artık istisnasız herkesin anlaması gerekiyor.
Bu konu partiler üstü bir konudur.
Hiçbir siyasi görüş ve ideolojik yaklaşımla alakalı da değil. Hoş anlamak isteyen en yakın yaşadığımız bu son 20 güne baksın.
Hafızalarımızdan silinip gitmeden.
Akacan’ın vurulma olayı ,Falyalı cinayeti herkesin ibretle muhasebe yapması gereken hadiselerdir. Bu son derece kötü ve arzu edilmeyen yaşanmışlıkların toplum olarak bizi sarstığını yazarsam bu yanlış bir tanımlama olmaz. Nitekim bunun yanında her gün gazetelere yansıtan kriminal olaylar ve diğer suç unsurlarında da yaşanan artışlar ülke adına olumsuz bir seyri gözler önüne seriyor. Değerli okurlar demem o ki; kim bunun ne kadar idraki içindedir bilmiyorum ama yıllardır ülkede yaratılan düzenin destekçileri de bu düzenin kurbanı olmaya başladılar. Bu düzen çok çok üzgünüm ama maalesef onları da yutuyor artık. Dolayısıyla sorun büyüktür ve toplumsaldır.
