KıbrısManşet

İki konu

Türkiye’den (Alanya) üzerinden tekneyle Kıbrıs’ın kuzeyine gelerek ve tetikçi olduğu düşünülen/iddia edilen  kişiler kolayca, adaya nasıl giriş yapabiliyorlar? Bu hepimizin tedirgin olduğu en önemli nokta. Ki bunun iki izahı olabilir. Ya deniz alanlarımıza hakim değiliz ve bu anlamda zafiyet yaşıyoruz, ya da bu olayda birilerinin ciddi ihmali söz konusudur

Sık sık gazete sayfalarında gözümüze çarpıyor deniz yetki alanımız içinde yakalan mülteciler. Bu insanlar ülkelerindeki karışıklık ve kaotik ortamdan bunalarak, ölümü göze alarak zulümden kaçıp ülkemize yasadışı girmeye çalışırken yakalanıyorlar.. Kim tarafından.

GKK’lığımıza bağlı sahil güvenlik birimi tarafından. Bu da gösteriyor ki Kuzey Kıbrıs deniz yetki alanlarında kuş uçsa sahil güvenliğin son derece teknolojik donanımlı gemilerindeki radar sistemine takılıyorlar.

Ve fakat böylesi bir donanımda Falyalı ve Demirtaş cinayetleri için adaya yasal olmayan yollardan Türkiye’den (Alanya) üzerinden tekneyle Kıbrıs’ın kuzeyine gelerek ve tetikçi olduğu düşünülen/iddia edilen  kişiler kolayca, adaya nasıl giriş yapabiliyorlar? Bu hepimizin tedirgin olduğu en önemli nokta. Ki bunun iki izahı olabilir. Ya deniz alanlarımıza hakim değiliz ve bu anlamda zafiyet yaşıyoruz, ya da bu olayda birilerinin ciddi ihmali söz konusudur.

Takdir edersiniz ki bunlar izaha muhtaç konular. Umarım bu detayı ilgili merciler de gündemlerine alırlar, zira burada sınırlarımızı koruma nedenlerimiz, kimden koruduğumuz veya koruyabileceğimiz üzerine yaşanan zafiyetlerin ele alınması bakımından büyük öneme sahiptir.

Nitekim burada verilen görüntü odur ki, isteyen dileyen ve kafasına koyan karşı kıyıdan tekneye binerek elini kolunu sallayarak adaya ulaşabiliyor.

Bir diğer konu ki ben bunu anlamakta zorlanıyorum, ülkemizde soruşturma maksatlı iddia üzerine mahkemeye çıkarılan insanlar fotoğrafları ve isimleri basına verilmek suretiyle deşifre ediliyor.

Ve fakat bunda bile adil olmayan ve kimi zaman yanlı ve veyahut kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir uygulama söz konusudur.

Bu durum eminim sizlerin de dikkatinden kaçmamıştır. Şöyle ki; zaman zaman gazete sayfalarına yansıyan görüntülerde 1 gr uyuşturucu ile yakalanan insanların veya 1 ekmek çalan insanların fotoğrafları ve kimi zaman da isimleri açık açık hiç sansürlenmeden yayınlanıyor.

Üstelik henüz ortada bir mahkeme kararı yokken. Lakin çok ilginçtir tecavüz suçu işleyen, ya da  cinayet işlediği düşünülen kişilerin fotoğrafları, ve isimleri sansürleniyor. Bir tarafta küçük küçük suçlar işledikleri iddiasıyla  mahkeme huzuruna çıkarılanların açık şekilde deşifre edilmesi, diğer tarafta adi suç diye nitelendirilen ağır suç unsuru barındıran iddialarla mahkeme huzuruna çıkarılan kişilerin sansürlenen isim ve kimi zaman da fotoğrafları..

Dolayısıyla burada yapılması gereken doğru  henüz iddia ve soruşturma aşamasında olan kişileri, (zanlı) fotoğraflayıp açık isimle gazetelere haber niteliğinde verilmesi yanlıştır. Ve maalesef bu uygulamanın yanlış olduğu bilindiği halde ısrarla sürdürülmesi kişilik haklarının ihlalidir. Bu iddialarla mahkeme huzuruna çıkarılan kişilerin yargısız infaz edilmesidir. Ha bu kişilerin işlediği iddia edilen suç veyahut suçlar mahkeme tarafından bir karara bağlanır, o kişi veyahut kişilerin suç işlendiği kesinleşir ve hükmü verilirse o zaman fotoğrafla da açık isimle de haber yapılabilir. Ve fakat mahkeme aşamasında illa ki bunlar haber niteliğinde verilecekse, o zaman da hepsine aynı uygulama yapılmalıdır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu