Mete Hatay’ın “Kıbrıs Bitmeyen Yaz” ve Aytup F. Plümer’in “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kader Anı” kitaplarının ilk söyleşi ve imza etkinlikleri 28 Ocak Cumartesi günü gerçekleşiyor. Rüstem Kitabevi’nin ev sahipliğinde yapılacak olan etkinlikler saat 12.30’da Mete Hatay’ın söyleşi ile başlayacak ve saat 14.00’te ise Aytuğ F. Plümer’in söyleşisi ile devam edecek. Rüstem’s, Khora Kitap ve Kalkedon Yayınları’nın ortak organizasyonu ile gerçekleşen etkinliklerde okurlar, kitap alarak yazara imzalatma, soru ve yorumlarını yazarlara yöneltme imkanı da bulacaklar.
“Kıbrıs Bitmeyen Yaz”
Ülkemizin değerli akademisyen yazarlarından Mete Hatay’ın kaleme aldığı kitap 19. ve 20. yüzyılla birlikte adayı kıskacı altına alan sömürgeci siyasetlere ve ithal modernleşmeye karşı Kıbrıslıların tepkilerini ve adapte oluşlarını anlatıyor. Modernleşmenin olmazsa olmazı “beden” siyasetlerinin hem Birleşik Krallık hem de erken Cumhuriyet Türkiyesi üzerinden gelen telkinlerle Kıbrıslıların tahayyüllerini nasıl şekillendirildiği irdelenen konulardan biri. Çalışma ayrıca hem dış göç hem de zorunlu yerinden edilmelerle ilgili bazı ampirik gözlemlerde de bulunuyor. Bunun yanında kitabın bazı bölümleri, 1960 ve 1974 yılları arasındaki “Çatışma” yıllarına kısa bir göz atarken 1974 bölünmesinden sonra adanın kuzeyindeki mülkiyet rejiminin kuruluşunu ve dönemin solunun buna bakış açısını da irdelemeye çalışıyor.
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kader Anı”
Dışişleri Bakanlığı’nda üç dönem Müsteşarlık yanı sıra, muhtelif ülkelerde KKTC Temsilcisi olarak dış görevlerde bulunan Aytuğ Plümer’in kaleme aldığı bu kitapta, Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin Kıbrıs Rum kanadı tarafından önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda girişilen askeri ve diplomatik hamleler irdelenmektedir. Buna paralel olarak, savunma pozisyonunda kalan Kıbrıslı Türkler ve diğer aktörlerin (Türkiye, Yunanistan, İngiltere, ABD, SSCB ve BM örgütü) bu hamleler karşısındaki tutum ve tepkileri anlatılmaktadır. Sömürge dönemi sonrası Kıbrıs tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden 1963 ve 1964 olayları karşısında Kıbrıslı Türklerin içine düştüğü durum, karanlıkta kalmış yönleriyle, tasvir edilmeye çalışılmıştır.