İklim politikanız nedir diye sorsak
seçim manifestolarında bu konuya yer veren yok. Hiç bir parti iklim krizini konuşmuyor. Oysa geç kaldığımız bir konudur bu. Her ne kadar da Dünya’dan kopuk bir siyasi ahval içinde olsak da aynı hassasiyet içinde bu küresel politikanın gereğini yapmak durumundayız

Geçtiğimiz Cuma sağanak yağış nedeniyle Lefkoşa ve Gönyeli yine suya boğuldu.
Aynı akıbet yağmur olması halinde diğer kentlerimiz için de kuvvetle muhtemeldir.
Elbette bu durumun yaşanması nedensiz değil. Haliyle bunun nedenleri gayet açıktır.
Bu noktada ilk akla gelen tabiatıyla çarpık yapılaşma, dere yataklarına yapılan binalar vesairedir. Bu elbette bu sonucun bir sebebi. Lakin bunun yanında “İklim Krizi” diye bir faktör var.
Bu krizin yarattığı küresel ısınma etkisiyle birlikte her mevsim olağan dışı birçok faktörle karşılaşabiliriz. Nitekim karşılaşıyoruz. Yağmurların umulmadık bir oranda şiddetli olması, ya da Aralık ayında Mayıs ayını yaşarcasına bir sıcak olması gibi. Dünya’nın özellikle son yıllarda ivedilikle küresel politikalar oluşturduğu bir konudur bu durum.
Nitekim iklim değişikliğinin yol açtığı küresel ısınmanın Dünyayı tehdit eder duruma gelmesi bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıkmıştır. Bu durum Birleşmiş Milletleri de harekete geçirmiştir. Nitekim BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından küresel olarak ele alınmaktadır. Kyoto Protokolü, Üye Devletler gibi protokolü onaylamış olan gelişmiş ülkeler için bağlayıcı emisyon hedefleri belirlemektedir. Bu, gelecekte ihtiyaç duyulacak daha büyük küresel emisyon azaltmalarına doğru sadece bir ilk adım teşkil etmektedir.
iklim değişikliği ya da Küresel ısınma, karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıkların artması nedeniyle dünyanın ikliminin ..
Ve fakat biz bu politikaların neresindeyiz diye bir soru sorarsanız, çok net bir cevap vereyim, hiçbir yerinde!
Neden?
Malum genel seçimlere sayılı günler kaldı.
Akabinde kısa bir süre sonra da yerel seçimlere gireceğiz.
Lakin görüyoruz ki siyasi partilerimizin
seçim manifestolarında bu konuya yer veren yok. Hiç bir parti iklim krizini konuşmuyor. Oysa geç kaldığımız bir konudur bu. Her ne kadar da Dünya’dan kopuk bir siyasi ahval içinde olsak da aynı hassasiyet içinde bu küresel politikanın gereğini yapmak durumundayız..
Tüm dünya Küresel ısınma sorunuyla mücadele ederken, uzmanlar ağaçlandırmanın önemine vurgu yaparken ve bununla ilgili projeleri hayata geçirmek için birçok ülkede yatırımlar yapılırken, tek bir ağaç bile dünyamız ve ülkemiz ve tüm canlılar için hayati öneme haiz iken bizim ülkemizde bırakın ağaç dikmeyi, ağaçları kesiyorlar beton yapılar için.
Bu cehaleti her şeyden önce ortadan kaldırmalıyız.
Küresel işbirliği gerektiren böylesi bir konun dışında elbette kalamayız, kalmamalıyız. Dolayısıyla siyasi partilerimiz bu yönde global politikaları benimseyerek gerekli adımları atarken, her türlü işbirliğine açık olduğumuzu uluslararası topluma anlatmalı ve devlet destekli sivil toplum örgütlerimiz de konuyla ilgili çok daha fazla farkındalık yaratarak içinde bulunduğumuz küresel tehlikenin varlığı gerçekliğinde küresel işbirliklerinin yollarını zorlamalıdır.






































