ManşetSporToplumYaşam

IQ

Yıllarca IQ yani Akademik Zekâ ile kimimize dâhi, kimimize gerizekalı dendi. Yazık. Hiç kimse de bebelerin zeka gruplarını araştırmayı düşünmedi

Efsâne basketbolcu Michael Jordan bir mülâkatta “Beni buraya getiren yeteneğimdir ama unutulmasın ki beni burada tutan karakterimdir” demişti. Ders niteliğinde bir açıklama yaptı bildik Jordan Ekselansları. Tabİî bir ay sonra da, o sezon şampiyon oldukları takımı Chicago Bulls’un takım halindeki eski ABD Başkanı George Bush ziyaretine katılmadı. Açıklama olarak da; “Çok yorgunum, Miami tatilimi yarıda kesemem” demişti. Bunun üzerine de takım arkadaşı Horace Grant de spor medyasına; “İşte Mike’nin karakteri ve adaleti bu” diye açıklama yaptı. Nitekim büyük balık küçük balığı yuttu ve Grant takımdan o sezon sonu gönderildi tıpkı Fatih Terim’in Milan’dan gönderilişi gibi. Abi Inzaghi penaltıyı dışarı atar, Maldini de faturayı keser. Ne de olsa Milan babalarının çiftliği. Yer mi İtalyan çocuğu!

Neyse, konumuza gelelim; Bizi, biz yapan duygularımızdır. Duygular aynı zamanda insanın doğal motivasyonudur. Sevinç, sevgi, kin, nefret, öfke, korku, endişe gibi duygular insan ve insanlık tarihine yön vermişlerdir. Tabî kitleleri yönettiğini sanan sözde liberal liderler, amaca ulaşmada yukarıda belirtilen duyguların birçoğunu istemeden de olsa deşifre ederler. Bu durum aynı şekilde sporcularda da devam eder. Onlar da tıpkı bizim gibi etten kemikten varolan canlılar. Beyinleri, kalpleri ve üstelik yoğun egoları var.

Milli futbolcu rahmetli Metin Oktay intihar ettiği gece öncesi evindeki akvaryum balıklarını tek tek olta ile avlamış. Kimbilir neler hissediyordu o an ama ölmek istediği de kesindi ve canına kıydı maalesef. Sporcular özellikle işler ters gittiğinde veya süpriz engellerle karşılaştıklarında, bir takım baskılar, arzular, talepler ve beklentiler sonucu duygusal çıkmazlara imkân verirler. Bu süreçte tüm temel motorik özelliklerini maksimum seviyeye yükseltmek için canla başla uğraşırlar ama sporda zekayı hep gözardı ederler. Tabiî zekâ yanında karakteri de unutmamak lazım.

Yıllarca IQ yani Akademik Zekâ ile kimimize dâhi, kimimize gerizekalı dendi. Yazık. Hiç kimse de bebelerin zeka gruplarını araştırmayı düşünmedi. Dört nesil dâhi veya gerizekalı modunda hayatımızı sürdürdük. Artık çocuklar birbirlerine; “Sen benden çok daha iyi havuz problemi çözebilirsin ama ben de senden çok daha iyi gitar çalarım veya okul basketbol takımının vazgeçilmez oyuncusuyum. Sen benden daha zeki değilsin” diyebiliyor. Bu arada havuz problemleri nedeniyle bebeler havuzdan nefret eder oldu. 90’lı yıllarda bugün çok popüler olan Duygusal Zekâ yani EQ kavramı geliştirildi. E’EQ da başka yazıya.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu