KıbrısManşetSiyaset

İşbirliği esasında sorun giderilebilir

Türkiye’nin 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’taki siyasi ve ekonomik ağırlığı herkesin bildiği bir gerçek. Dolayısıyla Kıbrıs’ın kuzey yarısında Türkiye’nin milli politika ekseninde tesis ettiği bu düzen devam ettiği şu günlerde bu gerçekler üzerinden ilerleme sağlamak durumundayız. Zira mevcut koşullar bunu zorunlu hale getiriyor

Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun sol partilerle hükümet kurmak istemediklerinin nedenlerinden biri olarak ortaya attığı gerekçeye bakınca, Kıbrıs konusunda farklı düşüncelere sahip olma iddiasının bir bahane olduğunu görebiliyoruz.

Ha Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın KKTC Meclisinde yaptığı konuşmayı “boykot” yüzünden CTP ile TDP’nin dahil olduğu bir hükümetin Ankara tarafından istenmediğini gösteriyor.

Dolayısıyla bu ciddi bir sorun ve bu sorunun ya da yaklaşımın karşılıklı diyalogla giderilmesi gerekiyor. Nitekim CTP’nin, TDP’nin ve sol kulvarda olan diğer siyasi oluşumların  çizgisine ister katıl, ister katılmayın bu partilerin her biri Kıbrıs Türk Siyasi tarihinde demokrasi zemine katkı koyan renk katan oluşumlardır.

Buna herkesin saygı duyması gerekiyor.

Dolayısıyla sağlıklı bir iletişimle bu sorunun  giderilmesi gerekiyor. Zira önümüzde duran erken seçim ve sonrasında da sağ ve sol partiler arasında işbirliği mutlak surette önem arz edecektir. Bu konjonktüre baktığımız zaman 2 ay sonra yapılacak erken seçimde hiçbir partinin tek başına iktidara geleceğini açıkçası kendi adıma ben düşünmüyorum. Bu tespiti yaparken de konuya duygusal yaklaşmadığımı bilakis  önümde duran birtakım göstergelere bakarak böyle bir kanaate vardığımı belirtmek isterim. İşte tam da bu nedenle bugün bu işbirliğinin önünü şu veyahut bu sebeplerle tıkayanların yarın o işbirliğine ihtiyaç duyabileceği gerçeğini kimse göz ardı etmesin. Bugün kim ne derse desin. Kim ne düşünürse düşünsün herkesin düşüncesine ,fikirlerine saygı duymakla birlikte şu gerçeğin hepimiz farkındayız ki ülkemizde siyasi istikrarın sağlanabilmesi için toplumsal bir mutabakata ihtiyacımız vardır. Bu mutabakat sağlanmadığı sürece ülkemizde istikrarlı bir siyasi otorite kurmanın imkan ve ihtimali yoktur.

Türkiye’nin 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’taki siyasi ve ekonomik ağırlığı herkesin bildiği bir gerçek. Dolayısıyla Kıbrıs’ın kuzey yarısında Türkiye’nin milli politika ekseninde tesis ettiği bu düzen devam ettiği şu günlerde bu gerçekler üzerinden ilerleme sağlamak durumundayız. Zira mevcut koşullar bunu zorunlu hale getiriyor.

Bunu sağlamanın ve verimli bir işbirliğine dönüştürmenin yegane yolu da karşılıklı diplomasidir, diyalogdur, birbirimizi anlamaya çalışmaktır. Kaldı ki Kıbrıs’ın kuzeyi  ilelebet bu düzenin bir parçası olmayacak. Bunun sürdürülemez olduğunu ve bu şekilde gitmeyeceğini herkes biliyor. Bunun Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlerin de farkında olduğunu biliyoruz. Günün sonunda Türkiye uluslararası hukuka dahil olmuş bir ülkedir. Çok uzun bir hariciye tecrübesi vardır. Haliyle Kıbrıs’ta mevcut durumun bu şekilde gitmeyeceğini de çok iyi bilmektedir. O halde Türkiye’nin de Kuzey Kıbrıs’taki siyasi otoritenin de bunun idraki içinde adımlar atması ve Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye de uluslararası alanda katkı sağlayacak politikalar belirlemesi gerekiyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu