KıbrısManşetSiyaset

İşler değişti

Cenevre sonrası koşullar garantör Türkiye için değişti. Haliyle Kıbrıs Türk liderliğinin de buna ayak uydurması gerekecek..

Avrupa Komisyonu Başkanı “Kıbrıs’ta iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz” diyerek net bir mesaj veriyor ve aslında bizi toplum olarak bekleyen olası  risklere dikkat çekiyor.

Cumhurbaşkanı Tatar ise hâlâ kendisine ezberlettirilen iki egemen ayrı devlet fantazisi üzerinden açıklamalar yapıp kendince tatmin olmaya çalışıyor. Elbette beyhude bir beklenti bu.

Sayın Tatar Türkiye’nin önüne koyduğu ve adına yeni siyaset dediği  talepler uluslararası alanda takdir görmüyor ve net bir şekilde reddediliyor.

AB sonuç bildirgesinde Maraş’a da atıf yaparak buradaki hassasiyete dikkat çekiliyor.

Kapalı Maraş’ın sınırlı açılımı belli ki önümüzdeki günlerde başımızı ağrıtmaya devam edecek.

Zira uluslararası hukuktan ve önceden meşruiyet kazanan BM parametrelerinden uzaklaştıkça bu toplum olarak bizleri dünyadan daha da soyutlayacak, yalnızlaştırarak üzerimizdeki ilgiyi farklı bir boyuta taşıyacak. Zira Türkiye destekli zemini olmayan iddialar sonucu Maraş’ın “vakıf malı, KKTC toprağı” gibi varsayımlara dayalı akıldan ve diplomasiden  yoksun tamamen duygusal yaklaşımlarla lanse edilmesi Türkiye’nin silahla ve zorla başkasının malına  çöktüğü kanaatini güçlendirmektedir.

Her şeyden önce bu algının oluşması en başta Türkiye’yi uluslararası alanda hem siyasi olarak hem de hukuki olarak zora sokar, uluslararası ilişkilerine de olumsuz yansır, akabinde de Kıbrıslı Türkleri bütünüyle yalnızlığa iter.

Zira aklın yolu bu değildir..

Nitekim ayakları yere basmayan ve tamamen zeminsiz olan yaklaşımlar bir yerde son bulacak.

Bir başka anlatımla, şişirilen balon sönecek, hatta gerçekler karşısında patlayacak.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü herkesin bildiği gerçek tektir.

Asla yerine başka bir şey koyamazsınız.

Türkiye gibi neredeyse asırlık deneyime sahip bir hariciye tecrübesinin bunu görmemesi mümkün değil.. Dolayısıyla Türkiye bunun farkında, ve kısa bir süre sonra elde edeceği

kazanım veyahut kazanımlara göre Kıbrıs sürecinde yeniden bir politika değişikliğine gidebilir. Şöyle ki, öngörülen model

tesis edilecek yapı içinde federasyona yakın merkezi hükümetin daha az yetkiye sahip, ayrı devletlerin siyasi eşitlik temelinde yetkilerinin daha çok olacağı ve her devletin kendi kendini yöneteceği imkanlarının varolduğu  buna karşın ise dışa tek temsiliyetin söz konusu olacağı bir çatının oluşturulacağı bir çalışma içinde Birleşmiş Milletler. Kuvvetle muhtemel önümüzdeki süreçte böyle bir yöntemin zemini hazırlanacak. Bu arada Maraş konusunda uluslararası hukukun dışına çıkıldığı an Maraş projesinin de başımıza yıkılacağını bilmemiz gerekiyor.

BM’nin  üzerinde çalıştığı bir diğer konu da garantörlük mevzuatının ele alınacağı yeni bir sistemin oluşturulması. Bu çerçevede Türkiye’nin de üyesi olduğu BM’nin görev misyonu dışında farklı bir görev üstlenmesi de gündeme gelebilir..

Kısaca özetleyecek olursak,

İki ayrı devlet balonu söndü sönecek.

Uluslararası camia olası bir çözümün BM parametreleri içinde kalarak federasyon zemini olduğuna vurgu yaptı.

Maraş konusuna dikkat çekildi hassasiyetler ortaya kondu.

Buradan şu çıkarımı yapabiliriz.

Cenevre sonrası koşullar garantör Türkiye için değişti. Haliyle Kıbrıs Türk liderliğinin de buna ayak uydurması gerekecek..

Ha eğer bütün bunları görmezden gelerek yarattıkları olmayacak  fantezi talepler üzerinden bildiklerini okumaya devam edeceklerse de uluslararası toplum dahil olmak üzere herkesi karşılarına alıp buyursunlar devam etsinler..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu