EkonomiKıbrısManşetSiyasetToplum

Kantarın topuzu kaçarsa

Hükümet sayı çoğunluğunu kullandı ve yasayı çatır çatır muhalefetin gözlerinin içine baka baka geçirdi.  Ana Muhalefet başta olmak üzere Meclis’te muhalefet görevi üstlenen kim varsa yine öylece kala kaldı

Kendi ülkesinin öğretmenini küçümseyen, bir anlayış, üstelik kendisinin de bu ülkede  öğretmen olduğunu dikkate aldığım zaman bu talihsiz açıklamayı utanıp yapmaması gerekiyordu. Sayın Çavuşoğlu bu anlamda yanlış ifadelerle büyük bir gafa imza attı.

Bence öğretmenin gücünü sınamaktan vazgeçin. Böyle bir gaf ve tavırdan sonra normal bir ülkede  hem eğitim bakanının hem de ve hükümetin hemen istifa etmesi gerekirdi. Söz konusu yasa bugün mecliste oy çokluğu ile kabul edildi.. Yani hükümet sayı çoğunluğunu kullandı ve yasayı çatır çatır muhalefetin gözlerinin içine baka baka geçirdi.  Ana Muhalefet başta olmak üzere Meclis’te muhalefet görevi üstlenen kim varsa yine öylece kala kaldı.

Meşruiyeti sorgulanır bir Meclis yapısı içinde bunlar elbette kaçınılmaz hadiselerdir. Yani diyeceğim o ki 18 milletvekili ile Meclis’in meşruiyetini sorgulamak yerine muhalefet görevini hava da kaparak yere göğe sığdıramayanlar, Ama biz de Meclisi terk etseydik iktidar meydanı boş bulup her istediğini yapacaktı düşüncesini halka yutturmaya çalışanlar sorarım size bugüne kadar toplumu geriye götürecek, yani toplumun yararına olmayacak  hangi yasanın geçmesini engellediniz?

Böyle bir ortamda ısrarla Mecliste kalmak size ve topluma ne kazandırdı?

Nitekim hem sokakta hem Mecliste mücadele edeceğiz dediğiniz günden beri neleri kaybettik?

Neleri kazandık ?

Ben açık açık yazayım.

Halk kaybederken sizler iktidarı belki biraz daha fazla ama muhalefeti de hep birlikte kazandınız, işin aslı bu..

İşte bundan ki böylesi meşru kabul edip mücadele edeceğiz dediğiniz Meclis’te Sunat Atun tam da murat edilene uygun bir öneride bulundu ve dedi ki ilkokullarda din derslerini imamlar versin.. Maksat ne? Toplumu dindarlık ve “karşıtlığı” üzerinden sınıflara ayırmak, yani ayrıştırmak!

Öncelikle din derslerinin, zorunlu değil de seçmeli olarak sunulması gerektiği hususunu bir kenara not edelim. Bundan sonrası ise eğitimcilerin işi. ilkokul seviyesindeki çocukların, neyi nasıl öğrenmeleri gerektiği konusu ki bu sadece din bilgisi de değil diğer konularda da çok hassas bir süzgeci gerektirir. . .Sunat Bey gibi bu konuda konuşmayı fikir yürütmeyi doğru bulmam, ve fakat konunun uzmanları, ehli kişiler  herhangi bir kişinin gidip de ilkokul seviyesinde bir çocuğa dilediği dersi vermesinin  doğru olmadığını söylüyorlar. Hoş Pedagoji de  bunu söyler, ve bu bilimsel bir doğrudur..

 

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu