KıbrısManşetSiyaset

KAYAD Başkanı Akıncı: Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi geriye atılmış bir adım

Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı Meral Akıncı, Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin, kadınların yaşam hakkı için verilen mücadelede geriye atılmış bir adım anlamına geldiğini belirtti

Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı Meral Akıncı, Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin, kadınların yaşam hakkı için verilen mücadelede geriye atılmış bir adım anlamına geldiğini belirtti.

Meral Akıncı, Türkiye’nin 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan, ilk imzacılar arasında yer aldığı ve 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe koyduğu İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldığını hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu:

“Bu sözleşme kadına karşı şiddet ve ev içi şiddettin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Sözleşmesi, kadına karşı şiddeti önleyen, bununla mücadelede temel standartları belirleyen ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirten uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bu sözleşmeden çekilmesi, kadınların yaşam hakkı için verilen mücadelede geriye atılmış bir adım anlamına gelmektedir.”

KAYAD Başkanı Akıncı, KKTC’de Ev İçi Şiddet Yasası çalışmasının, Meclis’e Ev İçi Şiddetle Mücadele Ağı tarafından 25 Kasım 2020’de sunulmuş olmasına rağmen halen komite gündemine alınmadığını da hatırlattı.

TDP TOCEK: “TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMESİ CİDDİ BİR YANLIŞ”

Toplumcu Demokrasi Partisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi (TDP TOCEK), Türkiye Cumhuriyeti’nin genel anlamda, özellikle kadınlar olmak üzere herkesin şiddete maruz kalmaksızın yaşama hakkını korumayı öngören, cinsiyetler arası ayrımcılığın önlenip, eşitliğin sağlanmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin son derece yanlış ve düşündürücü olduğunu belirtti.

TDP TOCEK Başkanı Nalan Ersümer, insan haklarını koruyan, şiddet görenleri korumayı amaçlayan, şiddet uygulayanlara karşı gerekli cezalandırma mekanizmalarının alınmasını sağlayan ve İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen “Kadınlara Yönelik ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesine ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden geri çekilmenin demokratik olmayan gerici bir adım olduğunu savundu. Ersümer, bunun “şiddete maruz kalanları kaderine terk etmek” anlamına geleceğini kaydetti.

Ersümer, yazılı açıklamasında, birçok ülke tarafından imzalanan ve uygulamada da oldukça yarar sağlayan uluslararası bir sözleşmeden çekilmenin endişe verici olduğu görüşünü ifade etti.

“EV İÇİ ŞİDDET YASASI YAŞAM BULMALI”

Başta KKTC olmak üzere tüm dünyada özellikle de eşitliğin sağlanması ve şiddetin önlenmesi adına daha ileri adımlar atılması gerekliliği üzerinde duran Ersümer, bu bağlamda KAYAD tarafından Meclis’e sunulan “Ev İçi Şiddet Yasa Tasarısı”nın bir an önce yaşam bulması gerektiğini kaydetti.

Ersümer, ekonomik ve duygusal şiddet dâhil, tüm ev içi şiddet türlerini tarif ederek suç kapsamına koyan, tahkikat aşamasında atılması gereken adımları yasal zorunluluk haline getirerek bir standart belirleyen, polisin, mahkemeye herhangi bir başvuru yapmadan 24 saatliğine şiddet uygulayıcıyı evden uzaklaştırma yetkisine sahip olacağı, Ada genelinde tüm paydaşların kullanacağı bir risk değerlendirme sistemi oluşturularak, yüksek risk grubundaki direnişçiler için ortak eylem planını zorunlu kılan, sadece KKTC vatandaşları değil tüm şiddet mağdurlarının adli yardımdan faydalanabilmesi gibi birçok olumlu ve gerekli unsuru içeren Ev İçi Şiddet Yasa Tasarısı’nın yaşama geçirilmesinin son derece önemli olduğunu belirtti.

Yasanın yaşam bulması adına da gerekli adımların atılması gerektiğini kaydeden Nalan Ersümer, bu bağlamda TDP olarak Meclis’te söz konusu yasa tasarısının ivedilikle görüşülmesini isteyeceklerini sözlerine ekledi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu