DEVRİM DEMİR
ELEFTHERİOA: ÇOCUKLAR DERİNDEN SARSIYOR … Lefkoşa’da ara bölgede faaliyet gösteren Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuvarının Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum yetkilileri GIYNIK Gazetesine konuştu. Laboratuvarın Rum Koordinatörü Theodora Eleftherioa, Kıbrıs’taki kayıplar sorununun oldukça eskiye dayandığını anımsatarak, 50 yılın oldukça uzun bir süre olduğunu vurguladı. Eleftherioa, ailelerin çok uzun zamandır beklediğini söyledi ve bunun hiç de kolay bir durum olmadığına dikkat çekti. Kazı çalışmalarında buldukları kemiklerin çoğu zaman kötü durumda olduğunu ve bu yüzden iyi sonuç almanın zorlaştığını ifade eden Eleftherioa, “Her vakada çok etkileniyoruz. Çocuklar var, onlar bizi derinden sarsıyor. Rum-Türk fark etmez, acı aynı ve ailelerle empati kurmaya çalışıyoruz. Beklentilerini en iyi ve en doğru şekilde karşılamak için profesyonelce işimizi yapıyoruz” dedi.
ZORBA: BABASIYLA BURADA TANIŞANLAR VAR… Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuvarının Kıbrıslı Türk Kimliklendirme Koordinatörü Gülbanu Zorba da kayıp yakınlarıyla kurdukları bağa ilişkin duygularını GIYNIK’a anlattı. Zorba kayıpları ailelerine teslim etmek için analizleri en doğru ve en hızlı yöntemlerle ve titizlikle yaptıklarını anlattı. Yıllarca bekleyişlerini sürdüren ailelerin umudunun kayıplarıyla karşılaştığında son bulduğunu belirten anlatan Zorba, “Babası ile ilk kez karşılaşan biri beni çok etkilemişti. Babası kaybolduğunda annesinin kendisine hamile olduğunu ifade eden bir kız evladı ‘benim babamla fotoğrafım yok, çeker misiniz?’ demişti, bunu asla unutmayacağım” ifadelerini kullandı.
PAPAİOANNOU: HİKAYELERİ BENİ ÇOK ETKİLİYOR… Kıbrıslı Rum Kimliklendirme Koordinatörü Katerina Papaioannou, ailelerin kayıplarıyla buluşunca dün ölmüş gibi acı çektiklerini anlattı. Katerina Papaioannou, kimliklendirdikleri her kaybın bir birey haline geldiğini belirtti. Çalışmalarını Türk-Rum ayrımı gözetmeden yürüttüklerini kaydeden Papioannou, sunumları sırasında ailelere her türlü bilgiyi verdiklerini söyledi. Katerina Papaioannou, “Aileler ellerinde resimlerle bekleme odasında, kayıplarının kalıntıları ile karşılaşınca büyük şok yaşıyorlar. Bu üzüntü ile birlikte senelerin özlemi artık bitiyor. En azından yakınları bir mezara, onlarsa dua edebilecekleri bir yere kavuşuyor. Kimliklendirdiğimiz kayıp şahısların hayattaki hikayelerini dinleyince çok etkileniyorum” dedi.