ManşetSağlıkToplumYaşam

Kompulsif

Kompulsif biriktirme hastalığı, biriktiricilik bozukluğu, dispozofobi ya da bir diğer adıyla istifleme bozukluğu, gelecekte bir gün işe yarar düşüncesiyle, sahip olunan şeylerin değerine bakılmaksızın, sağlıksız hatta kullanılmayan tüm eşyaların, ihtiyaç gerekçesiyle elden çıkarılmaması durumudur

Kompulsif biriktirme hastalığı, biriktiricilik bozukluğu, dispozofobi ya da bir diğer adıyla istifleme bozukluğu, gelecekte bir gün işe yarar düşüncesiyle, sahip olunan şeylerin değerine bakılmaksızın, sağlıksız hatta kullanılmayan tüm eşyaların, ihtiyaç gerekçesiyle elden çıkarılmaması durumudur.

Biriktiricilik bozukluğunda atılamayan ve toplanan eşyalarda düzensizlik ve tutarsızlık vardır. Biriktirilen eşyalar eski gazete veya dergi, plastik eşyalar, giysiler, mektuplar, postalar, çöpler, torbalar ve kırık nesneler gibi her türlü şeyden oluşabilir. Sahip olunan eşyalara karşı aşırı bağlıdır, başkalarının bu eşyalara dokunmasına, ödünç almasına veya yerini değiştirmesine tepki gösterir. Tüm eşyalar gerekliymiş gibi bir algılama oluşur.

Elden çıkaramadıkları eşyalar yüzünden yaşam alanları daralır ve işlevsellikte önemli bozulmalara sebep olur. Bu nedenle yaşam kalitesini ve çevreyle olan ilişkiyi zorlayan ve ciddi bir tedavi gerektiren psikolojik bir rahatsızlıktır.

Biriktiricilik Bozukluğunun Belirtileri: Sahip olunan eşyaların değerine bakılmaksızın elden çıkaramama, bu eşyaları birisi atmak istediğinde öfkelenme ve ileri derecede kaygı duymak. Biriktirilen eşyalara karşı bağımlılık geliştirmek. Eşyalara çok fazla anlam yüklemek. Evin içinde boş bulunan alanı eşya ile doldurmak.

Evin bazı bölümlerinde kontrolsüz biriktirme nedeniyle hareket alanının kısıtlanması. Örneğin masaların üstünün, lavaboların içlerinin, merdivenlerin, kapı girişine kadar her yerin eşyayla dolu olması gibi atılamayan eşyalar yüzünden evin içerisinde bir karmaşa olması. Yaşam alanlarının eşyalarla dolu olmasından dolayı kullanım amacından uzaklaşması. Örneğin mutfak tezgahının eşyayla dolu olmasından dolayı yemek yapamamak. Günlük işleri sürekli ertelemek, plan yapmakta zorlanmak. Az ya da hiç olmayan sosyal etkileşim.

Birçok biriktirme vakasının ergenlik ya da erken yetişkinlik başlangıçlı olduğu görülmüştür. Bununla birlikte bozukluğun başlarında biriktirme hafif şiddetli görülürken, yaş ile birlikte kötüleşme eğilimindedir. İstifçiliğin neden kaynaklandığı tam olarak bilinmemektedir. İstifleme davranışı hafif ya da şiddetli arasında değişmektedir. Bazı durumlarda, istifçiliğin yaşamınız üzerinde fazla bir etkisi olmayabilir, bazı durumlarda ise günlük işleyişinizi ciddi şekilde etkilemektedir. Biriktirme bozukluğu üzerine yapılan araştırmaların çoğu, kadın örneklemleri içermektedir fakat popülasyon çalışmaları kadın ve erkeklerin biriktirme bozukluğu geliştirme olasılığının arasında belirgin bir fark olmadığını göstermektedir.

Burdan çıkaracağımız sonuç; kadınların tedavi aramasının ya da araştırma çalışmalarına katılmaya gönüllülüklerinin daha olası olduğudur. Biriktirme bozukluğu olan kişiler sıklıkla eşyaları üzerinde kontrol sağlama ihtiyacı hissederler ve onlardan sorumlu hissederler. Sıklıkla başka birinin onların eşyalarını eline almasına ve hatta eşyalarına dokunmasına engel olurlar. Dispozofobi, istifleme bozukluğu, kompulsif biriktirme hastalığı ya da biriktiricilik bozukluğunda tedavi sürecinde psikoeğitim, motivasyonel teknikler,biriktirme davranışına zorlayan nedenleri anlama, karar verme becerilerinin geliştirilmesi ve yüzleşme (biriktirmeme ve elden çıkarabilme durumu ile ilgili) gibi teknikler kullanılır. Psikoterapi bu hastalığın iyileşme sürecinde önemli bir yere sahiptir. Psikoterapiyle birlikte hekimin uygun gördüğü vakalarda ilaç tedavisi, belirtilerin şiddetine ve sıklığına bağlı olarak birlikte ya da ayrı ayrı önerilmektedir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu