KıbrısManşet

Koronavirüsü yeneceğiz ve daha güzel insanlar olacağız!

Sadece koronavirüsten korunmak için değil; daha güzel insanlar olmak için de azıcık gayret sergilemeliyiz...

Bütün Avrupa’da ama özellikle İngiltere’de koronavirüs vakalarında, yani koronavirüs bulaşmış olan insan sayısında, bir başka deyişle koronavirüs enfeksiyonlarında ciddi artışlar olduğundan söz ediliyor.

Ancak bu artışlara karşılık, bahsettiğim ülkelerde “yaşamını yitirenlerin sayısında” çok ciddi düşüş olduğu gözden kaçmıyor!

Hindistan, Brezilya, Meksika’da ölüm rakamları hala yüksek…

Ve ne yazık ki Türkiye’de de…

-*-*-

Sağlıkçı değilim!

Avrupa’da “ölüm sayısının düşüşünün sebepleri” konusunda “kişisel yorum yapma hakkım” olmadığı inancındayım ancak, konuyla ilgili çeşitli makaleler ve uzman görüşlerini okuduğum zaman, “ispatlanmış” ya da “kanıtlanmış” her hangi bir bulgunun ortaya konamadığına tanık oluyorum.

-*-*-

Kısacası, hala bu illetin ne olduğu, insanlara tam olarak neden ve nasıl zarar verebildiği konusunda, sadece çok sayıda tahmin var.

-*-*-

Demek istediğim, bilim Dünyası bu konuda tam olarak fikir ortaya koyamıyorsa; ortalık çok farklı görüşlerle dop doluysa; KKTC’de konunun ısrarla ve inatla “politize edilmesi” bana hiç doğru gelmiyor. Size konunun politize edilmesi, örneğin son günlerdeki vaka artışının siyasette silah olarak kullanılması doğru bir şey gibi geliyor mu?

-*-*-

Tekrar edeyim, “Bana hiç gelmiyor doğrusu!”

Bu yüzden de, “hükümet aldığı kararları akşamdan sabaha değiştiriyor” eleştirileri başta olmak üzere; özellikle Sağlık Bakanı, Başbakan ve Başbakan Yardımcısıne veya genelde hükümete “siyasi maksatlı saldırı” yapılmasını son derece “yanlış” buluyorum…

-*-*-

Evet koronavirüs vakaları çok ciddi artıştadır.

Evet ürkütücüdür.

Evet korkuyoruz.

Ama bunu hiç bir yetkisi olmayan bir makamın seçimiyle ilgili kazanım elde etme şekline dönüştürmeye çalışmak, popülizmin dik alasıdır!

-*-*-

Bazı paylaşımlardan anladığım şudur ki; başbakan veya başbakan yardımcısının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarısız olmaları halinde, koronavirüs KKTC sınırlarını terk edecek!

Çok saçma ve de koronavirüsten daha tehlikeli bir tavır!

-*-*-

Tekrar ediyorum; ülke siyasetinde, ilk başlardaki “kapanma kararı” ile birlikte sıfır vakaya ulaşılmış olması, doğru bir tavrın neticesinde elde edilmiş “mutlu son”du.

Ama “yeniden yavaş yavaş açılma” siyaseti de yanlış bir tavır değildi… Sadece neticesi “şimdilik, mutlu son” değildir.

-*-*-

Pandemi hastanesi gecikmiş midir?

Evet gecikmiştir.

Özellikle Türkiye’den gelişlerde, oradan alınan ve sahte oldukları dahi ileri sürülen bazı PCR sonuçlarının negatif, burada ise pozitif olması, kafaları karıştırmış ama aynı zamanda “vaka sayısını yükseltmiştir”…

Yerel vaka sayısındaki artışların sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, evet, ipin ucunun kaçmış olma ihtimali de yüksektir.

-*-*-

KKTC’de en kolay şey “muhalefet” etmektir!

Son günlerde, “kriz hükümeti” diye bir konu gündeme getiriliyor…

Başbakan ve bakanlar kurulu üyeleri, bilim insanları mı olacak?

11 doktoru bakanlar kuruluna koyduğumuz zaman, “tamamı doğru olan kararlar” mı alınacak?

11 sihirbaz getirseniz ne değişecek ki?

-*-*-

Peki ne yapmalıyız?

Bence mi?

Bence, maske, hijyen, mesafe…

Herkes, mümkün olduğunca kendini izole edecek…

Ama hayatın durmaması tabii ki şarttır…

Öyle ya da böyle, yavaş yavaş da olsa çarkların dönmesi kaçınılmazdır.

-*-*-

Ve koronavirüs olayına geri dönecek olursak, şu ana kadar “ağır vaka”mızın olmaması, bundan sonra olmayacağı anlamına elbette gelmez.

Bu konuda da yorum yapacak noktada değilim.

Ama şimdiye kadar sadece iki Alman misafirimiz, bir Türkiyeli risk grubundan emekli albayımız bir de 70 yaş üzeri Kıbrıslı Türk yurttaşımızı bu illet hastalığa kurban verdik.

-*-*-

Dün üç hemşiremizin PCR test sonuçlarının Covid – 19 pozitif olduğu açıklandı. En başta onlar olmak üzere, tüm hastalarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

-*-*-

Ve lütfen, gerek sağlık çalışanları gerekse vatandaşlar olarak, tüm kurallara dikkatlice uymaya ve en verimli şekilde davranmaya özen gösterelim…

-*-*-

Test kitlerimiz yoktu, şu anda öyle bir sıkıntı bulunmuyor…

Doktorlarımız yoruldu ama bilgi ve tecrübeleri çok gelişti; en kısa sürede sağlık hizmetinin daha “sağlıklı” verilebilmesi için çaba harcanması, örneğin pandemi hastanesinin “hikaye” olmadığının netleşmesi, elbette doktor ve diğer sağlık emekçilerinin maaşlarının ciddi şekilde gözden geçirilip, artırılarak daha çok doktorun “pandemi” kapasitesinin hizmetine verilmesi kaçınılmaz olabilir.

-*-*-

Ve unutmayalım; insanımız da, her ne kadar hala maskesiz dolaşıyor, mesafeye dikkat etmiyor olsa da, bilinçlenmiştir ve çok dikkatlidir.

Özellikle yaşlılarımızı ziyaret etmeme konusunda, çok daha hassas olmamız gereken günlerdeyiz, bunu da belirtmiş olayım.

-*-*-

Kısacası; kişisel tedbire önümüzdeki en az 3 hafta içerisinde çok fazla ve çok titiz bir şekilde özen gösterelim.

Mümkünse, kimse yan yana gelmesin…

Gelecekse, herkes maskeli olsun, mesafeye özen gösterilsin, hijyen en üst seviyede uygulansın.

-*-*-

Televizyon programlarına kaç konuğun katılacağı, nasıl katılacağı dahi belirlenmiş durumdadır.

Haftada en az üç stüdyo konuğum var vaka sayısının çoğalmaya başladığı günden beri, bir teki ile tokalaşmadık…

Gelen, en az 1,5 metre mesafeye oturuyor, kendisine kolonya veya el dezenfektanı ikram ediyoruz, bazıları çok kibar olup, kendisi bize kolonya hediye ediyor…

-*-*-

Kısacası diyeceğim odur ki; sakin olalım, birbirimizi sevelim, sayalım, saygıyı en önde tutalım…

Kişisel tedbirimizi alalım.

Emekliler lütfen izole olsun…

İşi olmayan – zorunluluk bulunmadıkça sokağa çıkmasın…

Ziyaret zorunluysa, ağır maskeli, çok uzak mesafeli, çok konuşmadan, aksırmadan, öksürmeden, kimsenin eşyasına dokunmadan gerçekleşsin…

Başarabiliriz.

Ve başarmalıyız.

Sadece koronavirüsten korunmak için değil; daha güzel insanlar olmak için de azıcık gayret sergilemeliyiz…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu