100 bin civarında insan ülkeyi terk etti.
50 bin kadarı geri geldi.
Herhalde gelmeyenler “üniversite öğrencileri”…
Büyük çoğunlukla öyledir diye düşünüyorum…
Lefke ve bölgesi ya da resmi adlandırmayla “ilçesi” durdu!
Hani ekonomik dille “duraklama” falan deniyor ya; bu bölgede şu anda tam bir “duraklama” ondan da öteye “belirsizlik” söz konusu!
-*-*-
Peki bir şey yapılabilir mi?
Elbette yapılabilir!
Vatandaşı ekonomik açıdan rahatlatacak en küçük faaliyet, en küçük proje ötelenmemli!
Her ne gerekçeyle olursa olsun, duran, başlayamayan her projeye özel ilgi veya bir başka isimle “iltiması” gösterilmeli!
Lefke’ye torpil yapılmalı!
-*-*-
Öğrenciler öyle ya da böyle, bu Ekim değilse, önümüzdeki yıl Ekim’de yeniden gelecekler ama Lefke’de şu anda yaşam tamamen durmuş halde!
-*-*-
Aplıç Kapısı “akmazsa damlar”dı; kapalı…
Tek bir Rum gelmiyor…
Efendim zaten geldikleri zaman ne oluyordu?
Öyle demeyin, günde 50 galon benzin satıyorduk, 100 galon da mazot!
Şimdi sıfır!
-*-*-
Evet, ne yapabiliriz?
Veya hükümet ne yapabilir?
Bir: Doğancı – Lefke arasında tamamlanmayan yol, gerekirse kıçımızı başımıza da giymek zorunda kalsak bile bitirilmeli.
İki: Yeşilırmak’ta başlatılan balıkçı barınağı şu rapordu, bu belgeydi diye bürokratik her türlü saçmalık kesinlikle ötelenmeli!
Vaaaaay, “hukuk devleti”, vaaaay “yasalar, ÇED raporları” ve de falan ve filan mı?
Geçiniz!
O balıkçı barınağının bitmesi demek, en az 20, belki daha fazla ailenin yüzünün çok daha farklı gülmesi demektir.
Ekonomik katkı mı?
Dünyayı tersine çevirecek bir etkisi olmayabilir, ama terkedilmişlik, bitmişlik, tükenmişlik duygusu ortadan kaldırılır.
-*-*-
Öğrenciler gitti; gelmedi…
Çok sayıda Afrikalı öğrenci gidemedi, kaldı…
Birincisinin ekonomik anlamda bölgeye verdiği endişe had safhada!
Ayakta kalmak için bir miktar birikimini de tüketen veya borçlanan esnaf, heyecan ve gerçekten korkuyla öğrencilerin gelip gelmeyeceğini düşünüyor.
Gidemeyip kalan Afrikalı öğrencilerin dertleri ise bambaşka.
Maddi sorunları var…
İşsizlik ve haliyle akabinde açlık ve doğaldır, daha başka sorunlar…
-*-*-
Merkezi hükümet, en kısa sürede, üniversiteyle, rektörüyle, yöneticileriyle, hocalarıyla, sivil toplum ve yerel yönetim temsilcileri ile çok yakın temasa geçmeli.
“Ne yapılabilir?” sorusuna acil yanıt aranmalı!
-*-*-
Evet, Pazartesi yani yarın öğleden sonra, yukarıda da bahsettiğim her türlü bürokratik engel ortadan kaldırılıp, mahkeme binası sorunu çözülmeli.
“Para yok, yapamıyoruz, ertelemek zorundayız” değil, “yarın sabah başlıyoruz” denebilmeli!
Cumhurbaşkanlığı yarışı bir an unutulup, gerekirse, olağanüstü mü toplanırsınız, başka türlü mü bir araya gelirsiniz bilemem ama mevcut ekonomik ve moral durumunda gereken her türlü yasal engel ortadan kaldırılıp, o mahkeme binası sorunu çözülmeli.
-*-*-
Başka bölgelerin de mi aynı sorunları var!
Elbette vardır.
Turizm ve üniversite sektöründe ciddi kriz olduğu ve daha da ciddisinin olacağı gayet net görülüyor.
O bölgeleri ihmal edin diyen yok!
Ama Lefke’de, bana göre Doğancı – Lefke arasında tamamlanamayan çift şeritli yol bitirilirse, Yeşilırmak’ta liman birkaç ay içinde göz önüne gelirse, kullanım başlarsa, mahkeme binası bir haftada tamamlanırsa, sivil topluma “elle tutulur” çözümlerle gelirseniz, bölgede üretilen her türlü tarım ürünü için yerel ve TC’deki pazarlar “sağlam” bir şekilde ayarlanırsa fena mı olur?
-*-*-
Yaklaşık iki yıldır hafta sonlarımı doğup büyüdüğüm Lefke bölgesinde geçiriyorum.
En başta üniversite, bölgeye 1974 sonrası çok ciddi bir ışık kaynağı oldu…
Ardından mesela Gaziveren’e yapılan Afrodit sitesinin bölgeye getirdiği canlılık ve ekonomik enerji müthişti.
Ama bunun dışında, devlet hemen hiçbir şey yapmadı.
İşte şimdi yapmanın sırasıdır.
-*-*-
Haaaa, “toprağımız, canımız, vatanımız, bayrağımız, kanımız” diyorsunuz ya; herhalde Lefke İlçesi kadar “gerçekten bizim” olan oranda toprak, başka bölgede hiç olmamıştır…
Görelim!
-*-*-
Tekrar ediyorum; sakın “yasal engel, bürokratik sıkıntı, seçim yasakları, oydu – buydu” demeyin…
Yapın!
Lütfen!