KıbrısManşet

Mahkeme aile içi şiddeti affetmedi

Mağusa’da 2018 yılı içerisinde tartıştığı eşi A.Y’yi ciddi şekilde darp edip burnunun kırılmasına neden olan sanık İbrahim Sağır’ın Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargı süreci sona erdi.

Mağusa’da 2018 yılı içerisinde tartıştığı eşi A.Y’yi ciddi şekilde darp edip burnunun kırılmasına neden olan sanık İbrahim Sağır hakkındaki karar açıklandı.

“Vahim zarar” ve “Ciddi darp” davalarından Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp suçlu bulunan sanık Sağır, 4 ay hapis cezasına mahkum edildi.

EŞİ ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKTİ

Mağusa’da 29 Ekim 2018 tarihinde eve alkollü giden sanık İbrahim Sağır, eve alkollü geldiği gerekçesiyle eşi A.Y ile tartışmaya başladı. Sanık Sağır, tartışma sırasıda eşi A.Y’nin saçını çekerek yüzüne vurduğu iki yumrukla burun kemiğini kırarak vahim zarara uğratmışı.

Sanık aleyhindeki davayı kabul ederken, sanığın eşi A.Y mahkeme huzuruna çıkarak eşi İbrahim Sağır’ı affettiğini, eve alkollü geldiği için kendisinin de eşine “sen ne biçim babasın, çocukların aç, evine bakmıyorsun” diyerek eşinin onurunu kırdığını söyledi. A.Y mahkemede, İbrahim Sağır hakkındaki şikayetini geri çektiğini, eşini affettiğini ve şimdi birbirlerine daha çok kenetlendiklerini ve eşinin pişman olup her fırsatta kendisinden özür dilediğini mahkemeye aktardı.

“BU TÜR SUÇLAR TOPLUMUN HUZUR VE GÜVENLİĞİNİ BOZAR”

Sanık hakkındaki davanın kararını Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Ayşen Toroslu okudu. Sanık İbrahim Sağır’ı aleyhine getirilen davalardan suçlu bularak mahkum ettiklerini açıklayan Toroslu, sanığın mahkum edildiği vahim zarar suçu için 7 yıla kadar hapislik cezası öngörüldüğünü açıkladı.

Toroslu, kişilerin vücut bütünlüğüne karşı işlenen bu tür suçların her zaman vahim suç kategorisinde değerlendirildiğini kaydederek Anayasanın 15. maddesi ile kişi hak ve özgürlükleri kapsamında hayat ve vücut bütünlüğünün anayasal güvence altına alındığını vurguladı.

Toroslu, kişilerin anayasa ile güvence altına alınan hayat ve vücut bütünlüğüne zarar ihtiva eden bu gibi suçları işleyen sanıklara verilecek olan cezaların belirlenirken kamu menfaatinin korunması prensibinin de gözönünde tutularak caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesinin kamu yararı gereği olduğunu açıkladı.

Kişilerin vücut bütünlüğüne karşı işlenen bu tür suçların toplumun huzur ve güvenliğini bozması yanında huzurunu ciddi şekilde bozduğunu söyleyen Toroslu, kişilerin güven içerisinde yaşamasını engellediğini vurguladı.

“KADININ EN YAKINI TARAFINDAN ŞİDDETE MARUZ BIRAKILMASI KABUL EDİLEMEZ”

Sebebi ne olursa olsun hiç kimsenin başka bir kimseye vurma ve vücut bütünlüğünü bozma hakkı olmadığını belirten Kıdemli Yargıç Ayşen Toroslu, mahkemelerin bu tür suçlara hoşgörüyle bakmasının düşünülemeyeceğini belirtti.

Sanığın yargılandığı davaya konu olan olayın kadına yönelik şiddet kapsamında değerlendirilmesi gereken bir mesele olduğunu ifade eden Toroslu, kadına yönelik şiddetten ayrı aile içi şiddetin de olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Toroslu, kadının kendisini en çok güvende hissetmesi gereken en yakını olan eşi tarafından şiddete maruz bırakılmasının kabul edilemez bir davranış şekli olduğunu vurgulayarak, bu suçların özelde aile birliğinde genelde ise toplum nezninde ciddi travmalara yol açtığının aşikar olduğunun altını çizdi.

Ülkede son dönemlerde kadına şiddet meselelerinin hatırı sayılır şekilde arttığı ve bunun sonucu olarak kadına şiddet ile ilgili polis teşkilatında ayrı bir birim oluşturulduğunu söyleyen Toroslu, buna rağmen kadına şiddet olaylarının artmaya devam ettiği belirtti.

Toroslu, erkek gücünü kullanarak kadın üzerinde sindirme amacıyla bu davranışların önüne geçilmesi ve kadınların özgüveni yüksek, eşit bireyler olarak toplumda huzurla yaşayabilmeleri için bu suçlara tevessül edenlere caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesinin kamu yararı gereği olduğunu açıkladı.

Sanığa verilecek en uygun ve adil cezanın hapislik cezası olduğunu ifade eden Toroslu, sanığı oybirliği ile 4 ay hapis cezasına mahkum ettiklerini açıkladı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu