Ne bekliyordunuz ki?

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisinde yaptığı konuşmada, ülkede büyük sıkıntılar olmasına rağmen, Meclis’in daha önceki dönemlerde olduğu gibi, 2 gün yerine 1 gün toplantı yapacak olmasını eleştirdi. Erhürman, bu konuda parti başkanları arasında istişare edilmediğini ifade ederek, Danışma Kurulu’nda oy çokluğu ile alınan kararın geri çekilmesini istedi, hükümetin 21 muhalefet vekilini yokmuş gibi sayarak, hareket edemeyeceğini vurguladı. Hükümete “doğru raya dönün” çağrısı yapan Erhürman, “Züccaciye dükkanına girmiş fil gibi, önünüze gelen camı indirerek hareket edecekseniz, bu camların sizin de ayağınıza batmasına neden olur” dedi….

Hükümet kanadı ise Meclis’in haftada 2 gün yerine 1 gün toplanması ile verimin artacağını ve Meclis’te çalışma ortamı yaratılmak için böyle bir yola başvurulduğunu belirtiyor.

Bugün burada bu konunun eğrisini doğrusunu tartışmayacağım.

Bir gün ya da iki gün…

Ne olacak?

Hükümet doğru yanlış bildiğini okumaya devam edecek, muhalefet de vır vır konuşmayı sürdürecek.

Peki netice ne olacak?

Sıfır sıfır elde var sıfır..

İşte tam da bu nedenle ta başından bu yana iradeye kulak verin, küçük hesapları, partisel kaygıları bir tarafa bırakın ve toplumsal dinamiklere yönelin diyoruz.

Siz bütün bunları göz ardı eder, ve elli sandalyelik mecliste  iki, üç milletvekili anca çıkaran partilere bu ülkeyi yönetme fırsatı yaratırsanız 4 yıl boyunca da şu yanlış bu hatalı, o hukuksuz, bu anayasaya aykırı, şu etik değil, bu içtüzükle çelişir deyip deyip bol bol konuşursunuz meclis kürsüsünde.

Bunun adına da muhalefet yaptık dersiniz.

Bu arada da hükümet çatır çatır öngördüğü  doğru yanlış her planını hayata geçirir.

Siz muhalefet olarak yine konuşmaya devam edersiniz.

Bu mudur ülkemizdeki iktidar ve muhalefet oyunları?

Evet budur.

Neden oyunları dedim?

Zira büyük bir oyunun içindeyiz.

Erken seçim diye diye öncesi  meclisi kilitlediler hep birlikte.

Halk dediniz, irade dediniz.

Yüzde 40 küsur seçmen sandığa gitmedi.

Bu umurunuzda dahi olmadı.

Sandığa giden seçmen de iki büyük partiye irade teslim etti.

Anlaşamadınız.

Şu veyahut bu nedenle.

Ve fakat görünen o ki bu anlaşmazlığın altında yatan en büyük neden partisel çıkarlar. Yani konunun toplumsal bir yanı yok. Hal böyle olunca iradeyi zerre kadar yansıtmayan bir hükümet ortaya çıktı.

Şimdi ise pirincin taşını ayıklamaya çalışıyorsunuz. Peki biter mi bu taşlar?

Asla bitmez.

Hükümet bildiğini okumaya, muhalefet de konuşmaya devam edecek.

Ve hiçbir şey değişmeyecek.