Ne yapmaya çalıştığınızı herkes biliyor

Doğal olan veyahut da olmayan orman yangınları ve salgın hastalıklarla verilen mücadele eğer “insanlığı” ve “çevreyi” merkeze koymadan, ve çok-taraflı küresel işbirliklerini geliştirmeden sığ bir anlayışın ürünü olan dar milliyetçi ve biz bize yeteriz mantığıyla asla  sürdürülemez.

Bunun birçok öğreneğini hem geçmiş tarihte hem de yakın zamanda gördük.

Yeryüzünde hiçbir topluluk sırf kendi içine kapanarak sorunlarını çözdüğü görülmemiştir.

Ülkeler arası uluslararası ilişkiler, küresel işbirlikleri bu nedenle çok büyük öneme sahiptir.

Kısacası merkezine insan koymayan, din, dil, ırk, renk ayrımı üzerinden kendine hareket alanı yaratan hiçbir siyasi akım bugüne kadar başarılı olamamıştır.. Pandemi ile başlayan yeni dünya düzeni de bize göstermiştir ki, küresel işbirlikleri esasında odağında insan olan politikalar üretilmeden bu sürecin altından kalkmak mümkün değildir.

İşte tam da bu nedenle uluslararası camiadan kopmak yerine yeni dünya düzeni içinde önümüzde duran fırsatları çok iyi değerlendirmek durumundayız. Bunun içinde yapılması gereken bellidir. Dünya ile barışık, evrensel değerleri benimseyen, insan haklarına  ve özgürlüklere sıkı sıkıya sarılan, demokrasiyi yücelten uluslararası hukuka uyumlu bir düzeni tesis etmeye ihtiyacımız vardır.

Bunun aksi bizi yok olmakla karşı karşıya bırakacaktır.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “federasyon yanlısı bazı muhaliflerin açıklamalarının kabul edilemez” olduğunu söyleyerek, “federasyonla hedeflenenin Kıbrıs Türkünün Kıbrıs Cumhuriyetine yama olması olduğuna” dikkat çekti..

Şimdi her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki federasyonla birlikte Kıbrıslı Türkler kimseye yama olmaz. Bilakis iki kurucu devletten birinin sahibi olur, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun da ortağı olur. Kaldı ki yıllardır  masada müzakere yürüten Kıbrıslı Türk liderler ve bu ülkede federasyonu savunan yurttaşlar Kıbrıslı Türklerin bir şeye ya da birine yama olmasını mı istiyorlardı? Sayın Denktaş, Sayın Talat, Sayın Eroğlu, Sayın Akıncı bunu mu istiyordu?

Elbette hayır..

Dolayısıyla Sayın Tatar’ın eline rotayı çizip verenler bir yana, Sayın Tatar ve mevcut hükümetin uzaktan kumanda ile yönetildikleri bu düzen içinde Kıbrıslı Türkleri uluslararası hukuktan, uluslararası toplumdan, evrensel değerlerden ve Kıbrıs’ta aktör olmaktan uzaklaştırma ve toplumu bölüp kendileri  gibi düşünmeyenleri düşmanlaştırma siyasetini hep birlikte reddetmeliyiz.

Nitekim 2 ayrı egemen devlet yeni politikamızdır dediniz, bu politikaya uluslararası camiadan destek gelmediği gibi federasyon vurgusu güçlü bir şekilde yapıldı.  Maraş’ı insanlığa açıyoruz dediniz, bu kararı dünyada kınamayan uluslararası aktör kalmadı.

Hal böyle iken siz hala neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Ne yapmaya çalıştığınızın dünya farkında değil mi zannediyorsunuz?

Biz bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak mevcut statükoyu korumaya çalıştığınızı anlamadığımızı mı düşünüyorsunuz?

Tüm dünya ile bağımızı koparmaya çalıştığınızı görmüyor muyuz?

Uluslararası alanda herkesle kavga ederek iki ayrı egemen devlet politikasını kime kabul ettireceksiniz?

Kendi kendinizi kandırıyorsunuz.

Lakin sadece o da değil.

Bu ülkede yaşayan herkese zarar veriyorsunuz.