O olmazsa bu olsun ahlaksızlığı..
Bugün onlarca, yüzlerce donanımlı iyi yetişmiş, global ölçekte eğitim almış donanımlı genç ekmek parası için göç ederken doğup büyüdükleri bu topraklardan, birileri de hiçbir emek ortaya koymadan sırf iktidar partilerine yakın oldukları için istihdam ediliyorlar.
Cumhuriyet Meclisine özel kalem müdürü olarak atanması da yandaş, partili ahbap çavuş kontenjanından olmuştu. Yani liyakat, nitelik, uzman gibi özelliklere sahip değildi. UBP’li idi ve bu atanması için yeterli bir sebepti.
Peki sonra neler yaş andı. İddia o ki; Cumhuriyet Meclisi Özel Kalem Müdürü iken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ağır eleştiriler yapmıştı sosyal medya üzerinden bu nedenle de görevden alınmıştı Mustafa Çaluda, şimdi ise Cumhurbaşkanlığı’nda siyasi danışman olarak istihdam edildi.
Yani anlayacağınız Meclis olmazsa, Cumhurbaşkanlığı olur ve kamu kaynaklarından, (halkın vergisinden) maaş çekmeye devam eder. O olmazsa bu olur!
Yeter ki UBP çarkının içinde olsun.
Bugün onlarca, yüzlerce donanımlı iyi yetişmiş, global ölçekte eğitim almış donanımlı genç ekmek parası için göç ederken doğup büyüdükleri bu topraklardan, birileri de hiçbir emek ortaya koymadan sırf iktidar partilerine yakın oldukları için istihdam ediliyorlar.
Bu bize neyi gösteriyor.
Öyle ya böyle bir durumun hiçbir izahı olamaz. Bu düpedüz ahlaksızlıktır.
Vicdan yoksunu bir anlayışın ürünüdür.
Peki buradan şu çıkarımı yapabilir miyiz?
1974 sonrası oluşan ve zaman içinde daha da yozlaşarak ilerleyen siyaset kurumunda ahlaki ve etik değerlerden yoksun bir anlayış siyasetin enstrümanı haline geldi. Hatta bu anlayışın siyasette prim yaptığını yaşayarak görüyoruz. Önceden UBP’den Lefke Milletvekili olmuştu bulunmayan Hint kumaşı Mustafa Çaluda’nın babası Aytaç Çaluda. Malum sonrası seçimi kaybetti.
UBP’li seçmen ona kapıyı gösterdi. Lakin muazzam ayrıcalıklarla sürekli olarak kamuda istihdam edilirken, benzer yaştaki gençler işsizliğin ya da özel sektörde düşük maaşın sıkıntıları ile uğraşıyor.
