KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Sağlık Üst  Komitesi güven vermiyor..

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi bir müddetten bu yana bilimsel nitelikten ve temelden yoksun, tamamen siyasi maksat içeren kararlar üretmektedir

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi bir müddetten bu yana bilimsel nitelikten ve temelden yoksun, tamamen siyasi maksat içeren kararlar üretmektedir.

Haliyle bu komitenin siyasallaştığını söylemek mümkün.

Dolayısıyla bu komite bilimsel nitelik statüsünü yitirmiştir.

Komite üyeleri de güvenirliklerini sorgulatır hale gelmiştir.

Güney Kıbrıs’a girişlerde de pandemiye ilişkin birtakım kurallar uygulanmaktadır. Fakat turistlerin büyük bir çoğunun geçişini engelleyecek kurallar söz konusudur burada. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Kaldı ki bu yaklaşım  1.5 yıldır müşteri bekleyen turizm sektörünü ve emekçilerini iyiden bitirecek gibi görünüyor.

Güya kural koyarak Kuzey Kıbrıs ayrı bir devlettir ayrı prosedürleri uygulamaktadır mantığı içinde Güneye inen ve Kuzeye geçmek isteyen turistlere Güneyde kalın demekten farksızdır bu yaklaşım

Kaldı ki zaten Güney Kıbrıs’a gelen turistler birçok koşulu yerine getirerek girmiştir adaya. İşte bu gerçekler doğrultusunda hareket edilmiş olabilseydik,  bu anlamda sağlanacak esneklikle daha çok turistin Kuzeye geçmesini teşvik etmiş olacaktık.

Ama ne mümkün?

1.5 yılda  Kuzey’de toplam 33 kişinin ölümüne sebep olmuş bir salgını binlerce insanın ekonomik olarak tükenmesine sebep olan önlemlerle yönetmeye çalışmak büyük bir hatadır. Tüm Dünyada turistler için kurallar daha makul hale getirilirken bizde ki bu anlayış sürdürülebilir değildir.

Hoş madem sağlık her şeyin önünde diyorsunuz ve halkın sağlığını bu kadar çok düşünüyorsunuz o zaman aşılanması gereken nüfusun  neden daha hızlı aşılanmasını sağlamıyorsunuz?

Aşılama oranımız 18%. Bu haliyle çok düşük bir oran.  Güney’deki seviyelere çıkarmak hedeflenmeli kısa sürede.

Bir diğer husus sağlık sistemimiz tedavi merkezlerimiz koşullarımız yıllardır neden bu kadar kötüdür? Neden yıllardır COVİD-19 virüsünden ölen insan sayısından çok daha fazlası hastanelerimizin yetersizliğinden, doktorlarımızın ilgisizliğinden, yetersiz ve yanlış tedavilerden kaybediyoruz? Neden insanlarımız yıllardır tedavilerini tamamlamak ve ölüm riskinden uzaklaşmak için Güney’deki ve Türkiye’deki sağlık hizmetlerine başvurmakta buluyor?

Rahat koltuklarında oturup pandemi sürecindeki değişimlerden ekonomik olarak hiç etkilenmemiş ‘Bilim Kurulu!’ üyeleri ve politikacılardan biraz daha akılcı, mantıklı, ekonomik verileri değerlendirebilen kararlar beklemek çok mu hayalci bir yaklaşım olur?

Hükümetin sürekli bu komitenin arkasına saklanıp ürettiği  kararlara baktığımız zaman bu daha da anlaşılır hale geliyor.

Bu geçişlerde bilimsel gerçeklikte aklın alacağı birtakım koşulların yanında hiçbir şeyle izahı mümkün olmayan gereksiz yaptırımlar uygulandığını da belirtmek gerekiyor.

Örneğin aklın almakta zorlandığı diğer bir husus da, 12 yaş altı  grubuna giren çocuklar için  Güney PCR testi şartı getiremezken, Kuzey de Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesinin almış olduğu kararla  bu yaş 6’ya indirilmiştir..

Bununla birlikte bugün Türkiye’de test/vaka oranı %3, güneyde %0.01 iken, Güney Kıbrıs Türkiye ile ayni renk kategorisinde yani  Turuncu olarak değerlendirilmiştir.

Peki bunun  izahı bilimsel temellere dayandırılabilir mi?

Elbette hayır.

Bu kararların bilimsel dayanağı  yok.

Dolayısıyla buradan da anlaşılacağı gibi bu kararlar bilimsel verilerin göz önüne alındığı kararlar değildir.

Tamamen siyasidir.

Bunu objektif bakmayı becerebilen herkes görebilir.

O halde Bulaşıcı Hastalıklar Sağlık Üst Komitesi işlevselliğini kurguladığı bilimsel gerçeklikten uzaklaşmıştır..

Burada yapılan sadece siyasi otoritenin aldığı kararlara bilimsel dayanak sağlamaktır.

Bu siyasetin  işine gelir ama kendini bilim insanı olarak tanımlayan kişilerin bunu kabul etmesi ya da buna alet olması kabul edilemez.

Bilim insanları siyasetin tasdik memurları değildir ve olmamalıdır.

Haliyle siyasi gerekçeleri bilimsel gerçeklikten önde tutarak kararlar üreten bir komiteye de ihtiyaç kalmamıştır..

Zira siyasi kararları hükümet de pekala alabilir.

Bunun için Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesinin bilimsel gerçeklikten yoksun ürettiği tavsiyelere gerek olduğunu düşünmüyorum..

Hoş zaten az biraz onuru olan, yaptığı işe saygısı olan kişilerin böyle bir amaca hizmet eden komitede bulunmaktan rahatsızlık duymaları gerekir.

Zira bu komitenin ne bilimsel bir statüsü kalmıştır, ne de tarafsızlığı.

Komite hükümetin etkisi altında bilimsel dayanaktan yoksun kararlar üretmeyi kendine görev bilmiştir.

Oysa pandemi dönemi başlangıcında  tarafsız ve siyasi maksat gütmeyen, tamamen bilimsel gerçeklik temelinde işlevsellik ortaya koyan Bulaşıcı Hastalıklar Sağlık  Üst Komitesi halkın güvenini kazanmıştı.

Oysa şimdi öyle mi?

Değil!

Ve halk da bunun farkında.

Dolayısıyla herkes bunu çok net olarak görüyor ki. Bulaşıcı Hastalıklar Sağlık Üst Komitesi bilimsel gerçekliğe dayalı kararlar üreten tarafsız bir komite olmaktan uzaklaştı..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu