KıbrısManşetSağlık

Selim Boral: Bu pandeminin ciddiyetinin farkına varın!

Covid-19 nedeniyle, 2021'in ilk gününde hayatını kaybeden Mahmut Boral'ın oğlu Selim Boral, kaleme aldığı yazıyla yetkililere, medyaya ve topluma seslendi

Covid-19 nedeniyle, 2021’in ilk gününde hayatını kaybeden Mahmut Boral’ın oğlu Selim Boral, kaleme aldığı yazıyla yetkililere, medyaya ve topluma seslendi. Gazeteci Levent Özadam, Selim Boral’ın kaleme aldığı yazıyı bugün köşesine “Korona’dan ölen Mahmut Boral’ın ailesinin çığlığı!” başlığıyla taşıdı.

“ARTAN TEHLİKEYİ GÖRMEZDEN GELMEYİN”

“Bu yazıyı yazmaktaki amacım, bilgi kirliliğine ve halka yansıtılmayan bazı gerçeklere ışık tutmaktır” diyen Boral, “Herkes gibi biz de bu salgının bizim sevdiklerimizin başına gelmesini istemezdik, ummazdık ve bundan kaçınmak için salgının başladığı günden itibaren, adada daha vaka yokken bile babamızı gözümüzden sakındık” diyerek, “Bize “Zaten yaşı vardı”, “zaten hastalığı vardı” gibi cümleler kurdurtmaya çalışanlara sesleniyorum; kimse burnumuzun ucundaki tehlikeyi, özellikle gereken önlemler alınmadığından ötürü daha da artan tehlikeyi lütfen görmezden gelmesin” dedi.

BABASI MAHMUT BORAL’I COVID-19 NEDENİYLE KAYBEDEN SELİM BORAL’IN AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE: 

“Bu yazıyı yazmaktaki amacım, bilgi kirliliğine ve halka yansıtılmayan bazı gerçeklere ışık tutmaktır. Babam, Mahmut Boral, 1 Ocak 2021 tarihinde, Covid19 salgınına yenik düşmüştür.

Öncelikle, tedavisi boyunca emekle, özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederim. Herkes gibi biz de bu salgının bizim sevdiklerimizin başına gelmesini istemezdik, ummazdık ve bundan kaçınmak için salgının başladığı günden itibaren, adada daha vaka yokken bile babamızı gözümüzden sakındık.

84 yasında olması ve kronik bazı hastalıklarının olmasından ötürü risk grubunda olduğunun hepimiz ailece bilincindeydik. Bu kronik hastalıklarının babamın vefatından sonra gazeteye yansıtılma şekillerini maalesef bir vicdan rahatlatma eylemi olarak görmek hepimizi ailecek üzmüştür. Bize “Zaten yaşı vardı”, “zaten hastalığı vardı” gibi cümleler kurdurtmaya çalışan medyaya sesleniyorum, kimse burnumuzun ucundaki tehlikeyi, özellikle gereken önlemler alınmadığından ötürü daha da artan tehlikeyi lütfen görmezden gelmesin.

Mahmut Boral’ın, kalp pilinden ötürü zaman zaman ciğerlerinin su toplaması şikâyetiyle hastanede birkaç gün tedavi görüp şifa ile taburcu edildiği zamanlar oldu. Yine aynı sebeple 17 Aralık 2020 günü Göğüs Hastalıkları Yoğun Bakım servisine kaldırılan babam Mahmut Boral’ın 21 Aralık itibariyle durumunun iyiye gittiğini ve birkaç gün içinde normal odaya alınacağı haberini aldık.

Babama hastaneye yatış günü olan 17 Aralık itibariyle Covid-19 PCR testi yapıldı ve sonucu negatifti. 26 Aralık tarihinde ise, yoğun bakımdaki iki hemşirenin Covid-19 pozitif olduğu ve babamın da Covid-19 pozitif olduğu haberini aldık. Haberi aldıktan 1 gün sonra babamın durumunun kötüye gittiğini, 2 gün sonra da entübe edildiğini öğrendik.

Babam yattığı yoğun bakım servisinde tam 9 gün sonra Covid-19 pozitif olarak, 26 Aralık tarihinde pandemi yoğun bakım servisine sevk edildi ve bünyesi bu hastalıkla 7 gün savaşabildi. Bu talihsiz olayla birlikte, sağlık çalışanlarına düzenli olarak PCR testi yapılmadığını da öğrenmiş olduk. Buna ek olarak, babam göğüs hastalıkları yoğun bakım servisinde yattığı sürece, sağlık çalışanları bizden sürekli Atrovent adındaki nebülizör ilacı talep etti ve biz bu ilacı yoğun bakım servisinin içerisine kadar girip vermek zorunda kaldık.

Resepsiyonda veya yoğun bakım ünitesinin dışında muhatap olup bu ilacı verip içeriye ulaşacağından emin olacağımız hiçbir personel yoktu. Hastanemizin Covid19 salgınına karşı bu önlemsizliğini ve umursamazlığını, aile büyüğümüz, babamız, çınarımız canıyla ödemek durumunda kalmıştır.

Bahsedilen yer Göğüs Hastalıkları Yoğun bakım servisi olunca, 3 veya 4 günde bir tekrarlayan PCR testleri hem hastalar hem sağlık çalışanları için bizce şarttır. Hiçbir Covid-19 semptomu olmadan 9 gün önce yoğun bakım ünitesine yatırılıp sadece hemşire ve doktorlarla temas eden bir hastanın, 9 gün sonra aniden Covid19 pozitif olup durumunun birden ağırlaşması, kuluçka dönemi deyip geçiştirilemeyecek kadar nettir.

Risk grubunda ve bu kadar kronik hastalığı olan bir hastanın vücuduna girmeyi başarmış virüsün kuluçka süresinin 9 güne çıkabildiği nadiren görülmüştür. Tesadüf o ki, hemşirelerin pozitif olmasının hemen ardından, babamın haberi bize ulaşmıştır.

Sonradan aldığımız bir bilgi ise, babamın temaslısı olarak açıklanan bir yoğun bakım hastası olduğudur. Tarihlerin birbiriyle örtüşmediği yetmezmiş gibi, yoğun bakım servisinde bir hastanın diğer hastadan olan bulaş normalize edilmeye çalışılıyor. Ne bu, ne de sağlık çalışanlarından gelen bulaş kesinlikle kabul edilebilir değildir. Bu yazıyı bir çağrı olarak alınız. Hem hastalar hem sağlık çalışanları için önlemlerin artırılması, düzenli testler ve koruyucu ekipmanların tedarik edilmesi şarttır.

Biz pandeminin ciddiyetinin zaten farkındaydık, en acı yoldan bir kez daha kavramış olduk. Umarım bu önlemsizliklerin bedelini başka kimse canıyla ödemek zorunda kalmaz. Bu yazıyı bir sitem olarak değil önlemlerin ve denetimin artırılması adına bir çağrı olarak almanızı temenni eder, hepinize sağlıklı günler dilerim…”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu