Gıynık Gazetesi – Sosyal Medya
Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, hükümet edenlerle ilgili itirazları olduğunu ifade etti.
“Hükümetçilik böyle olmaz!” diyen Serdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim itirazımız var. Bu ülkede hükümetçilik böyle olamaz, olmamalı…
Hükümet edenler hükümete gelir gelmez daha iki ay dolmadan sendikalarla ters düşüyorlar. Oysa sendikaların talepleri kendi keyfi talepleri değildir. Sendikaların üyelerine karşı sorumluluğu vardır…
Ne yazık ki gelmiş geçmiş tüm hükümetler yaptıkları hataları örtmek için sendikaları günah keçisi etmiştir. Çünkü sendikalar olduğunda çok rahat hareket edememişlerdir…
Aslında rahat kalmak istemeleri de iş yapmak istediklerinden değildir…
Rahat kalmak istemelerinin nedeni bu düzeni istedikleri gibi devam ettirmektir…
Sendikalar bu düzenin bozuk çarklarına çomak soktuğu için istedikleri gibi bu düzeni yönetemiyorlar. Gelmiş geçmiş tüm yönetimlerin yandaşlarına menfaat sağlama hastalığı ne yazık ki bu düzenin kanserli yapısıdır.
Toplum siyaset eliyle ne yazık ki kutuplaştırılıyor. Bu kutuplaşma toplum olarak bölünmemizi sağlıyor. Bu bölünmeyi tek bozan yapı sendikalardır.
O yüzden sendikaları itibarsızlaştırıyorlar. Sendika başkanlarını karalıyorlar.
Sendikalar gücünü emekten, alın terinden alır. O yüzden sendikaları çökertemezler.
Hükümete ve gelecekte hükümete talip olan herkese sesleniyorum:
Bizim kimseden korkumuz yok. Sendikalarla oturup konuşsunlar, gerçek verileri ortaya koysunlar, bizimle tartışsınlar.
Bu memleketin çocukları olarak elbette sendikalar da elini taşın altına koymaya hazırdır. Memleketini zora sokacak sendika yönetimi olamaz.
Ancak hükümet edenlerin söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor. Bir taraftan “paramız yok” diyeceksiniz, diğer taraftan savurganlıktan vazgeçmeyeceksiniz. Yeni sıfır arabalardan tutun da dünya kadar personelin istihdamına göz yumacaksınız…
Hal böyleyken sürekli fedakarlık istediğiniz sendikalar bunu üyelerine anlatamaz.
Ancak umutsuz değilim. Umudum var. Ancak umudum bu siyasi yapıya değil, doğru insanların da günün birinde siyasete geleceğine olan inancımızdan gelmektedir.
ÜZGÜNÜM MEMLEKETİM.
Sana bugüne kadar yeterince sahip çıkamadık. Ancak artık doğrular kalacak, yanlışlar gidecek. Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek. Bu böyle bilinsin…”
