EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Siyasetten sonra iş dünyası da Ankara’ya bel bağladı

Dün uçağa atlayıp Ankara'nın yolunu tutan iş insanlarının da bunun bilinci içinde ekonomik adımlardan çok daha yaşamsal olan sağlıkla doğrudan ilişkili aşı tedariki için çaba ortaya koymaları stratejik bir hamle olacaktır.. Zira sağlık anlamında güvenli bir ortam yaratılmadığı sürece ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi ve bir istikrar kazanması mümkün değildir

Ekonomik Örgütler belli ki çareyi Ankara’da bulmayı amaçlıyorlar.

Kuzey Kıbrıs’ın mevcut yönetimi ile sorunlarına çözüm bulamayacaklarından mütevellit  Ankara’ya gittiler ve Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile bir araya geldiler.

Görünen o ki Ankara’dan yeni umutlarla ayrıldılar.

Nitekim KTOB Başkanı Dimağ Çağıner ana sıcaklığını Ankara’da hissettiğini ifade etti..Çağıner, size bu konuda birçok müjde verebilirim dedi. KKTO Başkanı Turgay Deniz ise Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın KKTC ekonomisini ayağa kaldırmak için yaptığı çalışmaların takdire şayan olduğunu söyledi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer de Türkiyeli yetkililer ile doğru diyalog biçimini bulduklarını söyledi.

Elbette bu anlamda ortaya konan çabalar son derece kıymetlidir.

Lakin ben işin laf kısmında değil, icraat tarafındayım.

Zira yıllardır yaşadığımız tecrübelere bakınca masada başka icraatta daha başka somut olmayan şeylerle karşılaştık..

Dolayısıyla sadece belli bir zümrenin menfaatlerini korumaya yönelik  değil, toplumsal fayda sağlayacak ve halkın geneline olumlu yansıyacak icraatlardan yana tarafın.

Bu nedenle 40 yılın göstergeleri beni temkinli yaklaşmak zorunda bırakıyor.

Peki bu  organizasyona KKTC hükümeti dahil mi?

Bence dahil.

Fakat iş dünyasının beklentilerini karşılayacak kararları üretecek yetiye sahip potansiyel Ankara’da olduğu için hükümetin de bilgisi dahilinde böyle bir adım atıldı.

İş insanlarının taleplerine Ankara yapıcı bir yaklaşım gösterdi.

Ha bundan sonra ne olur, ne kalır  bunu hep birlikte göreceğiz ama benim şahsi kanaatim odur ki, Ekonomik Örgütler Platformu üyeleri için Ankara bir çare olarak görünüyorsa bunun elbette bir takım avantajları yanında dezavantajları da olacak.

Bu da şu demektir, siyaset çevrelerinden sonra iş çevrelerinin de sorunlarına çare üretmesini bekledikleri  adres Türkiye oldu..

Peki bağımsız KKTC’ ye ne oldu?

Kurumları nerede?

Hani devlettik?

Bütün dünyaya da mesaj vermiştik!

Hatta dünyanın da gündemine girmiştik!

İroni mi yani bütün bunlar?

Yoksa ilizyon mu yaşananlar.

Herkes kendi takdirini yapsın.

Ve kimse bize martaval okumaya kalkmasın!

Yarım yamalak sistem içinde ancak bu kadar devlet olunur.

Kendi sorunlarını çözmekten aciz bir yapının dayattığı devletçilik anlayışı bu..

Elbette şu an içinde bulunduğumuz durum kalıcı değildir.

Lakin COVİD-19 koşullarının dayattığı yaşam biçimi içerisinde ihtiyatlı pozisyon almak son derece önemlidir.

Dolayısıyla Ekonomik Örgütler Platformu Üyelerinin öncelikle şunun idraki içinde olmaları gerektiğini düşünüyorum.

Mevcut koşullarda iktisadi faaliyetlerin sürdürülebilir olması için bizim aşıya ulaşmamız gerekir.

Bugün maalesef aşının gelip gelmeyeceğinden veya ne zaman geleceğinden emin olamıyoruz.

Hükümet bu konuda somut bir eylem planı ortaya koyamıyor.

Oysa  Türkiye üzerinden aşıya erişim sağlanırken  diğer taraftan Avrupa komisyonu ve İngiltere ile temaslar yaparak  aşıların tedarikinde alternatifler yaratarak daha fazla aşıya daha kısa aralıklarda ulaşma imkanına sahip olabilirdik.

Dolayısıyla bizim bugün öncelikli konumuz aşıdır, aşı tedarikidir.

Bunu sağlamadan, iyi organize olmuş aşı kampanyalarını hayata geçirmeden  ekonomik açılımın bir fayda sağlamayacağını herkesin iyice anlaşmasında büyük fayda vardır.

İşte tam da bu nedenle hükümetin öncelikli çabası bu olmalıdır.

Dün uçağa atlayıp Ankara’nın yolunu tutan iş insanlarının da bunun bilinci içinde ekonomik adımlardan çok daha yaşamsal olan sağlıkla doğrudan ilişkili aşı tedariki için çaba ortaya koymaları stratejik bir hamle olacaktır.. Zira sağlık anlamında güvenli bir ortam yaratılmadığı sürece ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi ve bir istikrar kazanması mümkün değildir.

Dolayısıyla bu açılıp kapanmaların iktisadi faaliyetlerde yarattığı git gellerin ekonomik faaliyetleri sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırmaktadır.

Tabiatıyla duran, ya da bir şekilde sekteye uğrayan ekonomik yaşamın durduktan sonra aynı yerden aynı tempo ile başlamasını kimse bekleyemez.

Lakin maalesef ülkemizde bu anlamda süreci destekleyecek sürdürülebilir bir yapı oluşturacak hükümet programı yok.

Kaldı ki pandemi devam ederken birçok işletmenin faaliyetlerine ara vermesi sonrası belki de  bir daha hiç  açılmayacak veya çalışamayacak duruma getirileceğini de hesaba katmakta büyük yarar vardır. Fakat üzülerek belirtmeliyim ki, salgının devam ettiği bu  günlerde  devleti yönetme iddiası içinde olanların güven vermeyen yaklaşımlarından ötürü devletin varlığını her geçen gün yitirdiğimiz gerçeği ile de yüzleşiyoruz.

Nitekim ülkeyi yönetenlerin ya da yönettiği iddiasında olanların devletin sadece halktan vergi toplayan bir yapı olmadığını, devletin bir parçasını oluşturan halkın her koşulda refahı için uğraştığını ve nihayetinde pandemi  riskinin azalmasıyla her şeyin bitmemiş olacağını anlayıp gelecek ile ilgili planlarını ortaya koyması gerekiyor.

Bu durum  insanların devletine karşı güven duymasını sağlar, ya da tam aksi tesis edilmeyen güvenle güvensizliğini hat safhaya taşır..

Ki böyle bir ortamda ülke yönetmek mümkün değildir.

Zira bugüne kadar halk desteği sağlamayan hiçbir iktidar ayakta kalmamıştır. Bugün Ekonomik Örgütler Platformuna bakıyorum,

peki i ne görüyorum?

Devletlerine güvenmediklerini görüyorum.

Ama olur mu?

Meşruiyeti olmayan bu yapının arkasında duran onlar.

Lakin gel gelelim güvenmiyorlar savundukları bu düzene..

Nitekim sorunlarına çare üretecek otoritenin ve becerinin devleti yönetenlerde  olmadığını çok iyi biliyorlar..

Velhasıl iş insanları kendi devletlerinin sorunlarına çare olamayacağı düşüncesinden hareketle, ülke yönetiminin üstünde bir gücün varlığının gerçekliği doğrultusunda sorunlarına çare aramak için Ankara’ya koştular..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu