
Genel kurulun özel gündeminde, “KKTC Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gazimağusa İlahiyat Koleji Yapım Projesi Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı” bulunuyor. Görüşmeler sırasında Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Ürün Solyalı söz alarak protokole ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Toplumun Asıl Gündemi Geri Plana İtiliyor”
Solyalı, ülkede dar gelirlinin geçim sıkıntısından kamusal sağlık ve eğitim alanındaki ihtiyaçlara kadar birçok temel meselenin çözüm beklediğini belirterek, hükümetin bu konular yerine toplumu daha önce gerilim yaratan tartışmalarla meşgul ettiğini söyledi. Layıklık tartışmalarının geçmişte de eğitim politikaları üzerinden gündeme geldiğini ifade eden Solyalı, son yıllarda imzalanan protokollerin dinin devletin merkezine yerleştirildiği bir yapıya işaret ettiğini kaydetti.
“Komitede Öğretmenler ve Uzmanlar Dinlenmedi”
Protokolün 2023 yılında imzalandığını hatırlatan Solyalı, Hukuk Komitesi’nde yapılan görüşmelerde tüm ısrarlara rağmen öğretmenlerin, ilgili bakanlık yetkililerinin, akademisyenlerin ve veri sağlayabilecek uzmanların davet edilmediğini söyledi. Eğitim Bakanlığı’nın ilk toplantıya dahi katılmadığını belirten Solyalı, bu durumun protokole yönelik hazırlık sürecinde ciddi bir eksiklik oluşturduğunu ifade etti.
“Ortaokul ve Lise Eğitimi Sektör Olarak Tanımlanamaz”
Solyalı, protokolün gerekçesinde ortaokul ve lise eğitiminin bir “sektör” olarak tanımlandığını vurgulayarak bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Kamusal eğitimin özel okullara kaydığı bir dönemde böyle bir tanımın, kamu eğitimine dair politika eksikliğini ortaya koyduğunu ifade etti. Protokole bu ifadenin girmesini “utanç verici” olarak nitelendiren Solyalı, bunun onay yasasına girmesinin Meclis açısından kabul edilemez olduğunu belirtti.
“2023 Mali İşbirliği Anlaşması Meclisten Geçmedi”
Konuşmasında protokolün hukuki dayanaklarını da değerlendiren Solyalı, belgeyi oluşturan temelin 2023 yılında Türkiye ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması olduğunu ancak bu anlaşmanın Meclis’te herhangi bir safhada onaylanmadığını söyledi. Bu nedenle protokolün hukuki zemininin tartışmalı olduğunu savundu.
Solyalı, daha önce “koordinasyon ofisi” tartışmaları sırasında da benzer şekilde egemenlik ve anayasal düzen bağlamında itirazlar yaşandığını, Anayasa Mahkemesi’nin usule ilişkin uyarılar yaptığını hatırlattı.
“Protokol İlahiyat Müfredatını Taahhüt Ediyor”
Solyalı, protokolün 3. maddesinde ilahiyat müfredatının uygulanacağına dair açık taahhüt bulunduğunu belirterek bunun anayasal ve yasal düzenlemelerle çeliştiğini söyledi. Eğitim Bakanlığı’nın bu taahhüt doğrultusunda Türkiye’ye yükümlülük verdiğini dile getiren Solyalı, bu durumun müfredat ve eğitim politikası açısından ciddi sorun oluşturduğunu ifade etti.






































