Status Quo!
Türkiye, bırakın kendi sınırlarını, Suriye veya Irak’ta olası bir “tam bağımsız, full egemen Kürt” devleti”ni bu iki ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğine, ayrıca kendine de tehdit olarak görüp, silahlı müdahalede bulunuyorken, Cenevre’de “haklı ya da haksız, doğru veya yanlış” “egemen eşit bağımsız devlet” talebiyle masaya oturmak, daha en baştan, “çözümsüzlük çözümdür”ü perde gerisinden savunmaktan başka bir şey değildir!
Ayrılma hakkı?
Saygı duyarım!
Self determinasyon?
Her halkın en devrimci hakkıdır!
-*-*-
Peki “devlet kurma hakkı”?
En doğal, en büyük, en görkemli hak!
Ama şartları da var değil mi?
-*-*-
Mesela, Sovyetler Birliği ve Yugoslavya’nın yıkılması Avrupa’nın doğu yarısında pek çok yeni devletin doğmasına yol açmıştır elbette; Slovaklar ve Çekler iki ayrı devlet kurmuştur kesinlikle…
Ama “en başta gelen” hak; önceden kurulmuş bir devletin “toprak bütünlüğü” ve “egemenliği”dir!
-*-*-
Kıbrıs Türk halkının “egemen eşit bir devlet hakkı” yok mudur?
Elbette vardır!
Hiç oluuuur!
Tabii ki vardır!
-*-*-
Ama bu hakkı talep ederken; sağınıza, solunuza, hepsinden önemlisi; coğrafi anlamda, Doğu’ya, Batı’ya, Kuzey’e ve Güney’e iyice bakmaktır!
Bakarken de “önceden kurulmuş devletlere” göz gezdirmektir.
Bu iş nasıl olur?
Bu soruya yanıt verebilmektir!
-*-*-
Bazı örnekler vereyim…
Mesela Texas!
Amerika’nın bir eyaleti!
Kendi bayrağı var…
O bayrak, Amerikan Bayrağı ile yan yana asılıyor…
Peki, Texas, bir referandum yapıp, Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrı, egemen, bağımsız bir devlet olamaz mı?
Referandum yapılsa belki de ayrılmak, egemen eşit devlet olmak isteyen Texaslılar yüzde 90’ı bulur ama Texas, Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılamaz.
En azından “yasal” anlamda bunu yapamaz.
-*-*-
Savaşsa savaş…
Onlar da savaştı.
Ama ne savaş, ne referandum, ne de federal devletin kanunlarından bıkıp usanmak; Texas’ı “egemen, bağımsız bir devlet” yapamaz!
Haaa Texaslılar bunu istemekten vaz geçmek zorunda mıdır?
Elbette değildir!
-*-*-
Avrupa’nın batısında bulunan kökleşmiş çok sayıda ulus devlet içerisinde bağımsızlık mücadelesi veren ayrılıkçı çok sayıda hareket bulunuyor…
Hatta bazıları çok ciddi silahlı mücadele veriyor, bazıları müzakerelere bel bağlıyor…
-*-*-
Mesela mı?
Mesela; İspanya’ya bağlı özerk Katalonya bölgesi…
Avrupa’da bağımsızlık talebinin en yüksek sesle çıktığı yerlerin en başındadır…
Katalonya referandum da yaptı ama “İspanya” bu referandum kararını tanımadığı veya İspanyollar da onaylamadığı için, öyle bir bağımsız devlet doğamadı…
-*-*-
İspanya’dan ayrılmak isteyen bir de Bask bölgesi var…
İspanya’nın belki de en büyük siyasi sorunu budur…
Bask sorunu, dünya kamuoyunda Bask bölgesinin bağımsızlığı için yıllarca sürdürdüğü silahlı mücadeleyle tanınan ETA örgütüyle özdeşleşmiştir…
-*-*-
İskoçya?
Onlar da ayrılmak istiyor…
Brexit sonrası, bu talep daha yüksek sesle ortaya atılmaya başlandı ve “ayrılma şansı en yüksek ülke İskoçya” yorumları da yapılıyor…
-*-*-
Başka yok mu?
Çoooook!
CNN’den çaldığım bilgi aynen şöyle:
“… Belçika, Flemenkçe konuşulan Flaman bölgesi, Alman kökenli azınlığı da kapsayan Fransızca konuşulan Valon bölgesi ve iki resmi dile sahip Brüksel olmak üzere üç bölgeden oluşuyor. Ülke ekonomisinde aslan payını karşılayan Flamanlar yıllardır bağımsızlık düşüncesini dile getiriyor. 2014 yılında düzenlenen meclis seçimlerinde Flaman bölgelerinde zafer kazanan Bart De Wever başkanlığındaki Yeni Flaman İttifakı, Belçika’dan ayrılma hedefi güdüyor…
-*-*-
Peki mümkün mü?
Evet mümkündür!
Nasıl mı?
Valon’lar ve Brüksel de onaylarsa!!!
-*-*-
İtalya’da, Güney Tirol ve Padanya ayrılmak isteyen bölgeler…
Fransa’da Korsikalılar…
Hatta hiç bilmiyordum ama Almanya’da Bavyeralılar, kendi devletlerini istiyormuş…
Bavyera’nın resmi adı “Freistaat Bayern”…
“Freistaat” doğrudan çevirisiyle “özgür devlet” anlamına geliyormuş…
-*-*-
Peki başka?
Hong Kong var…
Çin’den bağımsız olmak istiyor…
Tayvan var…
-*-*-
Başka?
Suriye ve Irak üzerinde iki farklı “Kürdistan” var…
Ve bir de “konuşulması suç” sayılabilecek, Türkiye’de aynı adlı devlet iddiası var!
-*-*-
Başka ne var?
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” de var değil mi?
Kim söylüyor bunu?
İngilizler, İspanyollar, Fransızlar, Çinliler, İtalyanlar, Belçikalılar, hatta Amerika ve Rusya ve hatta ve hatta Almanlar!
“Şehitler ölmez vatan bölünmez”…
Yani “egemenlik ve toprak bütünlüğü” değil mi?
-*-*-
Bütün bunları, “Kıbrıs” adası üzerinde 1960’ta kurulan, öyle ya da böyle, hep aynı imzalarla da bugüne kadar gelen “Kıbrıs Cumhuriyeti” için de örnek gösteriyorsunuz; “o başka bu başka” diye tarihin en bilimsel argümanıyla üzerinize geliyorlar ve anında size “hain, Rumcu” diyebiliyorlar!
-*-*-
Oysa mesele Dünya’ya bakabilmektir…
Dünya üzerinde hiç kimse, Bask bölgesindeki ayrılıkçıları, Katalonları, Korsikalıları ya da Kürtleri suçlamıyor ki!
Ve elbette kimse, Kıbrıslı Türkleri de “ayrı ve egemen bağımsız bir devlet istedikleri” için asla suçlayamaz ki!
Ama “o başka bu başka” da olmaz ki!
Türkiye, bırakın kendi sınırlarını, Suriye veya Irak’ta olası bir “tam bağımsız, full egemen Kürt” devleti”ni bu iki ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğine, ayrıca kendine de tehdit olarak görüp, silahlı müdahalede bulunuyorken, Cenevre’de “haklı ya da haksız, doğru veya yanlış” “egemen eşit bağımsız devlet” talebiyle masaya oturmak, daha en baştan, “çözümsüzlük çözümdür”ü perde gerisinden savunmaktan başka bir şey değildir!
Ve bu, başarılmıştır!
-*-*-
Bu yazının üç cümleyle özeti şudur:
- “… Türkiye için hala Kıbrıs’ta bir çözümün şartları oluşmamıştır. Kesinlikle çözümsüzlük çözümdür.”
- “… Bu nedenle de Türkiye’yi tek başına suçlamak doğru değildir”.
- “… Ancak, en azından hepimizi keşke ahmak yerine koymasalar” diyecektim!
-*-*-
Bundan sonrası mı?
Status Quo!
Yani “statüko”…
Statüko nedir?
Mevcut durumdur!
-*-*-
BM nedir?
BM, yani Birleşmiş Milletler, II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan durumu yani statükoyu korumak için kurulmuştur!
Hah ha ha!
BM n’apsııııın?
Kıbrıs’ta da 1974 sonrası statükoyu koruyor!
Cenevre tatili bitmiştir!
Sahi maaşlar ödendi mi?
Ödendiyse devam!
Pazar günü marketler de açık, paket servisler de galiba!
Yoksa marketler kapalı mıydı?
Her neyse!
Ben balıkta olacağım!
Keşke müşavir de olabilseydim!
