“Açlıktan ölüyorum” diyenlere inanmayın zira birkaç hafta daha yaşayabilirler ama “Susuzluktan ölüyorum” diyenlere inanın çünkü çok haklılar. Susuzluktan birkaç günde sizlere ömür durumları gayet olası. 80’li yıllar susuz bırakılmış performans yöneticileriyle geçti. 90’larda Gönyeli Belediyesi’nin sağladığı ve 40 yıl sular’ında devam edecek gibi bol bol Göçeri çeşme suyu bidon bidon taşıdık evlerimize. 2000’li yıllardan itibaren kansorejen katkılı pet şişelerde saf sular ve de ötesinde de meyveli (pardon boyalı) sporcu içecekleri. Tabiî gecelerde de votkayla birlikte enerji içeceklerine çakan birçok bebemiz var artık.
Ay’da, Mars’ta veya ölümün goca köründe su var mı bilmem ama fâni dünyamızdaki su kaynaklarını el birliğiyle tüketmek için elimizden geleni yapıyoruz. Millet denizleri arıtıp kullanır, bizse ha bire Gabakspor! Neyse, konuyu çok sulandır’mayım.
Yetişkin bir bireyin vücut ağırlığının ortakama %60’ı su. Enerji oluşumuna katkı, onarım, dengeleme, taşıma ve depolama gibi çok önemli fonksiyonları var. “Susamadan su içmekte fayda var, ortalama 6-8 bardak iyi gelir” diyen birçok beslenme uzmanı var. Haa, kafeinli, alkollü, kolalı ve diğer boyalı içecekler bu işin dışında, zira onlar bizi susuzluğa itecek zehirlerdir. Büyüklerimiz hep tembih ederlerdi; “Suyu ayakta değil, oturarak iç” diye.
Neden mi? “Ayaktayken alınan su direkt olarak ince bağırsağına geçer. Oturarak içilen su ise önce midede birikir. Orada, mide asitiyle birleşip mikropları öldürür ve sonra ince bağırsağa geçer. Böylelikle organizma birçok bulaşıcı hastalıktan korunmuş olur” diyor Taş Devri Diyeti’nin yazarı Prof. Dr. Ahmet Aydın. Başka ne mi diyor?; “Kansere yol açan fosgen içerikli pet şişelerden uzak durun… PH’ı olabildiğince yüksek suları (7,5-8) tercih ediniz ki kalp ve damar hastalıklarından korunasınız… Günde 8 bardak tamamdır… Klorlu su kanser yapar, dikkat edin… Şebeke suyunu en az 1 saat dinlendirseniz kloru uçar ve içilebilir…” diyor özetle.
E faydaları? Cildi güzelleştirir; Vücut ısısını ayarlar; Vücutta biriken zararlı maddeleri dışarıya atılmasını sağlar; Hücrelere besin ve oksijen taşır; Eklemlere destek sağlar; Kabızlığı engeller; Bazı toksinleri atarak böbrek ve karaciğerdeki yükü azaltır; Vitaminler, mineraller ve diğer besinlerin çözülmesine yardımcı olur; Yediğimiz gıdaların çözünerek sindirilmesini ve emilmesini sağlar; Vücut ısısını ayarlar. Özellikle sıcak havalarda vücutta terleme ve buharlaşmayı sağlayarak, vücudun serinlemesini etkiler; Besinleri ve hormonları vücutta ihtiyaç duyduğu yerlere taşıma görevine sahiptir; Açlık hissini azaltmaya yardımcıdır; Cildin sağlıklı ve esnek olmasını sağlar özetle. “Su içsem yarıyor” filâna inanmayın. İçmiyorlar.
