
CAS (Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi) 1981 yılında dönemin IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) Başkanı Juan Antonio Samaranch’ın fikir önderliğinde ortaya atılmıştı. 1984 yılından beridir de aktif. En genel amacı da uluslararası spor uyuşmazlıklarını sonlandırmakmış. Tüm uluslararası spor federasyonlarının tüzüğünde de CAS prensiplerine uyum zorunluluğu var. Kısaca CAS’ın aldığı kararların ‘bağlayıcılığı’ var. Gençler yılda ortalama 500 davaya bakıyorlarmış. Bu davalarda da henüz dava kaybetmemiş veya kaybedeceği davaya girmeyen meşhur spor hukukçusu Louis Dupont adında Belçika’lı bir avukat ve teşkilatı hâlen har har çalışıyormuş. Geçmişte toplam 265 hakim arasında iki de Türk üye bulunuyordu; İkisi de sizlere ömür; Türker Arslan ve değerli hocam Prof. Dr. Kısmet Erkiner rahmetlere. Hoca’yla sohbetlerimizde tek çıkış yolumuzun ‘spor hukuku’ olduğu konusunda hemfikiriz. E bu yolda kimden yardım isteyebiliriz? Tabiî ki de talebeleri Avukat Alpay Köse’den. Alpay Hoca da hâlen hem TC MOK’ta, hem de Türkiye Spor Hukuku Enstitüsü’nün başkanlığını yapmakta. E hangi yolla bu yolda yürürürüz? Tâbiî ki de ‘Çocuk Hakları’ zemininde KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar Başkan’ın talimatıyla spor federasyonları destekli KKTC MOK Başkanı Dursun Koç’la yürür müyüz? Bal gibi yürürüz. Yeter ki meşâle yakılsın zira spor dünyamızın aktörlerinin öfkesi her geçen gün büyümekte. Bu çerçevede kaynak yaratma işini TC Gençlik ve Spor Bakanlığı Ülke Koordinatörü Mithat Tekçam Yoldaş üzerinden başka yazıya bırakalım. Neyse, bugüne kadar ambargoları deldik-yıktık-geçtik nârâlarını çok duyduk. Bu saatten sonra bizi anca Alpay Hoca üzerinden Dupont Teşkilâtı keser veya derdimize devâ olur. KKTC Tanıtma Sanayi olarak yıllardır tonlarca para har vurup, harman savurduk. Artık profesyonel lobi ve de hukuk grubuyla boykota ilişkin bir presleme yapsak kadı günah yazar mı? Asla. Artık onlarca olimpik standarlar üzerinde performansçımız var ve bir yerden başlamak lâzım. Son söz mü? TC eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in Türkiye’nin ilk yerli üretim otomobili Devrim için dediği; “Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk” deyişi geçmiş için tam da bize göre. Bu konuda Ersin Bey’i ara ara dürtmek, sözleşmek, takip etmek ve destek vermek zorundayız. Tatar Bey’in bir gece sofrada dediği gibi; “Hiç yapılmayanları yapmak zorundayız”. Fırsattır.






































