EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Teselli ikramiyesi bile değil

Türkiye’de bir takım çevreler  Kıbrıs sorununu iç politika malzemesi yaparak 2023 seçimlerine odaklı Türkiye kamuoyuna pazarlamaya çalışıyorlar. Oysa KKTC yıllardır İslam ülkelerine de Avrupa parlamentosunda da gözlemci sıfatıyla 2 milletvekili ile katılım sağlıyor

Çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Bu krizi en çok da hisseden halk, onun da ötesinde dar gelirli yurttaşlarımız bu krizin en büyük mağdurları.. Halk olarak bu krizle boğuşurken, krizin etkilenmeyenleri, hatta bu düzenden nemalananlar, bu düzenin devamından aile boyu beslenenler kalkmışlar Türk Birliği Dünyası oluşumunda gözlemci statüsü verilmesini sanki bir  kazanım elde etmiş  gibi lanse etmeye çalışıyorlar. Herkes aptal bir onlar açıkgöz.

Herkes uyur bir onlar uyanık.

Ne çabuk unuttunuz daha dün Türkiye’de gerçekleşen İslam oyunlarında misafir olarak bile sporcularımızın, spor insanlarımızın  ve ülkemizin davet edilmediğini! İslam Ülkeleri işbirliği teşkilatı gözlemci, Türk Devletleri Teşkilatı’na  gözlemci gibi eften püften sıfatlar ile sıfır sıfır elde var sıfır  sonucuna  ulaşamayan bir abartı yaratılıyor. Burada gündemi değiştirerek algı operasyonları yapmak suretiyle insanların aklına sanki mevcut düzen Kıbrıslı Türklerin lehine kazanımlar sağlıyormuş gibi bir ortam yaratmaya çalışılıyor..

Ve fakat nafile..

Herkes her şeyin farkında.

Bugün sorarım size İslam ülkelerinde olduğu gibi kaç tane Türk dünyasından ülke KKTC’yi tanımayı bırakın, bunun girişiminde bulunmayı gündemine alacak?

Hemen söyleyeyim hiçbirisi..

Softa şaşırtmalarına devam…

Hoş ben buna yalanı dolanı  pazarlama da diyorum. Bu yalanları pazarlayan erk bile aslında olup bitenin farkında. Lakin gel gelelim mevcut düzenin devamı kişisel bekaları için oldukça önemli.

Yani bu düzen içinde halk çoğunluk olarak mağdur olurken, onlar menfaat sağlıyor.

Peki kim bunlar?

Halkı yalanla dolanla kandırmaya çalışanlar.

Seçilmeden makamını garantileyenler. Hepimiz onların kimler olduğunu biliyoruz.

Ha tanınma olasılığı olsa, uluslararası hukuka müdahil olabileceğimiz bir durumla karşı karşıya kalmış olsak amenna.

Oluru var uluslararası toplumun desteği de arkamızda gibi bir durum var deriz ve hepimiz bunun savunucusu oluruz.

Ama yok.

Bu anlamda en ufak bir gösterge dahi söz konusu değil.

Var olan gerçek ise şudur;

Kıbrıs Türk halkının dünyada görünür bir toplum olarak uluslararası arenada özne olarak yerini alması, uluslararası hukuk kapsamına girmesi ile yani BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonla ancak mümkün olabilir.. Gerisi abesle iştigaldir, halka hayal satmaktır ve nihayetinde yalan söylemektir. Bugün işte bu yalanlardan birisi ile sevinç gösterisi yaparlar, neden biliyor musunuz? Türkiye’de bir takım çevreler  Kıbrıs sorununu iç politika malzemesi yaparak 2023 seçimlerine odaklı Türkiye kamuoyuna pazarlamaya çalışıyorlar. Oysa KKTC yıllardır İslam ülkelerine de Avrupa parlamentosunda da gözlemci sıfatıyla 2 milletvekili ile katılım sağlıyor. Yani bu sanki Amerika’yı yeniden keşfetmiş hallerine gerek yok. Dolayısıyla ortaya çıkan durum tamamen şov amaçlı yanlış algı operasyonlarından başka bir şey değildir.

Nitekim KKTC’nin TDT’ye “gözlemci üye” kabulü: “Özbekistan geri adım attı, Kazakistan direniyor” haberleri var gazetelerde. Yani dakika 1 gol 1.

Neden?

Sebebi şu ki; bu işler atı alanın Üsküdar’ı geçtiği minvalinde hayat bulmuyor.

Bu basit ve son derece sığ politik oyunlara girişirken keşke biraz konulara vakıf olsanız da Kıbrıs sorununu ve uluslararası hukukun nasıl çalıştığını da artık fark etseniz!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu