Türkiye önemli bir paydaş iken dışlanıyor
Dünyanın birçok coğrafyasında olmayan dinamikleri var. Bu potansiyel Türkiye’de doğru kullanılırsa bundan sonraki süreçte Türkiye’nin hem uluslararası alanda, hem de bölgesinde etkin ve vazgeçilmez bir aktör olmasının önü açılacak
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias Fransa, Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır dışişleri bakanları Atina’da bir araya geldiler. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, “Bölgede karşı karşıya olduğumuz birçok zorluğun ortak paydası, komşumuz Türkiye” dedi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulides, Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükrü ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, bölgesel konuları ele almak için Atina’da bir araya geldiler.
Kıbrıs Rum basınında yer alan haberlere göre dörtlü zirvede, Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin yanı sıra Kıbrıs sorunu, Ortadoğu, Libya, Basra Körfezi ve Sahel konuları ele alındı. Ayrıca enerji işbirliği, pandemi ile mücadele, iklim değişikliği ve göç konularının da gündem maddeleri arasında bulunduğu açıklandı.
Şimdi şöyle bir düşünün.
Bu konular Türkiye Cumhuriyeti Devletini de yakından ilgilendiren konular değil mi?
Kesinlikle öyle..
Türkiye bölgenin en önemli ülkelerinden birisi ve bu görüşülen konuların bir paydaşı olması gerekirken dışlanıyor.
Peki neden?
Kuvvetle muhtemel izlenen dış politikadan.
Türkiye’de 2000’li yıllarda AKP ile başlayan dünyada ve bölgede sıfır sorun politikasının ilk 10 yılın sonunda siyasal İslam eksenine everilmesinin bir sonucu olarak bugün görüyoruz ki bölge ülkeleri Türkiye’ye karşı bir cephe oluşturma gayreti içine girdiler. Nitekim bu yönde kırk yıl uğraşılmış olsaydı, bugün bu ülkeler bir araya gelip, ortak açıklama, ortak tatbikat yapamaz, ortak hareket edemezlerdi. Üstelik Türkiye’nin bölgedeki etkisine rağmen.
Burada elbette Türkiye’yi yönetenlerin öz eleştiri yapmasında çok büyük fayda vardır.
Siyasal İslam’ı önüne koyarak bugün belirlenen politikaların artık tıkandığını ve Türkiye’yi uluslararası toplumdan uzaklaştırdığını maalesef üzülerek gözlemleyebiliyoruz.
Dolayısıyla Türkiye’nin uluslararası alanda saygınlığını perçinleyecek, bölgesinde etkin bir güç olmasını vazgeçilmez kılacak yeni bir vizyona ihtiyaç duyduğu görülüyor.
Belki bu vizyon içinde Doğu Akdeniz’in en önemli konusu olan Kıbrıs sorunun da yeniden tanımlanması kaçınılmaz olacak.
Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke.
Dünyanın birçok coğrafyasında olmayan dinamikleri var. Bu potansiyel Türkiye’de doğru kullanılırsa bundan sonraki süreçte Türkiye’nin hem uluslararası alanda, hem de bölgesinde etkin ve vazgeçilmez bir aktör olmasının önü açılacak.
