KıbrısManşetToplum

TUTDER’den Belediyeler Yasası’nda yer alan ‘kıymet ve tartı ücreti’ne tepki

TUTDER Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Belediyeler Yasası’nda yer alan ‘kıymet ve tartı ücreti’ne dikkat çekilerek, tepki gösterildi

Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği (TUTDER) Yönetim Kurulu tarafından yazılı bir açıklama yapılarak, Belediyeler Yasası’nda yer alan ‘kıymet ve tartı ücreti’ne işaret edildi.

Dernekten yapılan açıklamada, “Mükerrer vergi olamayacağı vergi felsefesinin temelidir. Ancak yine bu yasadaki bir başka anomali bu kuralın hangi koşullarda uygulanacağını da tanımlamasıdır. Kurulduğumuz günden beri pahalılıkla mücadele için; dar gelirli tüketicilerin temel gıda ve temizlik ürünlerine kolaylıkla erişebilmeleri için; ithal ürünler üzerindeki fon ve ithalatta alınan KDV’nin kaldırılması veya düşürülmesini talep ettik” ifadeleri kullanıldı.

“Kimi zaman hükümetlerle yol katettik, sonuca ulaşacağız sandık ‘İşte bu kez konuyu anladılar fonları düşürecekler’ yanılgısını dahi tattık!” denilen açıklamada, şöyle devam edildi:

“Hiçbir ekonomik mantıkla açıklanamayacak fonların, hele de temel gıda ve temizlik ürünleri üzerine konan fonların sadece suni bir pahalılık yarattığını hep anlattık durduk. Biz gerek görüşmelerimizde gerekse kampanyalarımızla fonların adaletsizliğini; ekonomik akıldan yoksunluğunu anlatırken hükümetler “bu kadarı da olmaz” dedirten kararlar almaya devam ettiler. Biz pes etmedik.”

“PES ETMEMEKTEN PES EDER HALE GELDİK”

Yürürlüğe giren Belediyeler Yasası ile ithal ürünlere ‘kıymet ve tartı ücreti’ adı altında getirilen vergiye dikkat çekilen açıklamada, “Vergiler karşısında biz pes etmemekten pes eder hale geldik” denildi.

“PAHALILIK YARATMAK İÇİN DOĞRUDAN PİYASAYA MÜDAHALEDİR”

Belediyeler Yasası’nın 43’üncü maddesi altında bulunan ikinci paragrafa dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Yasanın 43. maddesi altında bulunan 2. paragraf aynen şu şekilde: ‘Belediye sınırları içinde ve halin dışında satılan ve/veya üretilen ve/veya tartılan her şey için satış fiyatı üzerinden yüzde 1,5 ile yüzde 4 arasında kıymet ve tartı ücreti alınır.’

Bunun anlamı açık ve nettir. Her ürün en az yüzde 1,5 ve yüzde 4 arasında pahalılaşacaktır. Bu, pahalılık yaratmak için doğrudan piyasaya müdahaledir. Ancak yasada başka anomaliler vardır. Yasanın yine aynı maddesi altında bu kez 7. paragrafı altında bazı ürünlere getirilen muafiyetleri belirttikten sonra şu ibare vardır: ‘Ancak ithal ürünler bu fıkra kapsamının dışında olup, kıymet ve tartı ücretini ülkeye giriş imanın bulunduğu yer belediyesi alır.’ İthal ürünlerin ülkeye girdiği iki ana liman Girne ve Gazimağusa’dır. Girne Belediyesi Kıymet ve Tartı ücretini yüzde 2 olarak belirlemiştir. Gazimağusa’da herhalde yakında kendi oranını açıklar.

Pahalılık yaratması bir yana görebildiğimiz bir anomali; bu iki belediye dışında hangi belediyede yaşarsa yaşasın, diğer belediyelerde yaşayan insanlar Girne ve Gazi Mağusa Belediyelerine vergi vereceklerdir. Bu adil değildir. Hukukçuların da bu konuyu incelemeleri gerekmektedir.”

“HUKUKÇULARIN DEĞERLENDİRMESİ GEREKECEK”

TUTDER’den yapılan açıklamada, “Bir başka yoruma açık çelişki ve anomali doğmasına neden olacak unsur, yasanın bir yerinde yukarıda belirttiğimiz gibi ‘belediye sınırları içinde ve halin dışında satılan ve/veya üretilen ve/veya tartılan her şey için…’ vergi gelirken, yine yukarda gösterdiğimiz gibi ithal ürünler ibaresiyle kıymet ve tartı ücretinin mükerrer olmasına neden olacaktır” açıklaması yapıldı.

Açıklamaya şöyle devam edildi:

“Belediye sınırları içinde ve halin dışında satılan ve/veya üretilen ve/veya tartılan her şey için…” ibaresi esasında ithal ürünleri de kapsarken, Girne ve Gazimağusa Belediyelerine ek gelir sağlayıcı “ithal ürün” ibaresi pratikte ek bir pahalılık ve fiyat artışı yanı sıra, uygulamada da zorluklar yaratacaktır. Hukukçuların bunu da değerlendirmesi gerekecektir.

Mükerrer vergi olamayacağı vergi felsefesinin temelidir. Ancak yine bu yasadaki bir başka anomali bu kuralın hangi koşullarda uygulanacağını da tanımlamasıdır.

Yasanın 43. maddesi 1. paragrafı altında 2. bendinde: ‘Belediye sınırları içinde ve halin dışında satılan ve/veya üretilen ve/veya tartılan her şey için satış fiyatı üzerinden yüzde 1,5 ile yüzde 4 arasında kıymet ve tartı ücreti alınır.  Üretici, belediye sınırları içerisinde üretilen ürünler için üretim yerinin bulunduğu belediyeye ait tartı sisteminin olması halinde, öncelikle üretim bölgesi dahilindeki tartı sisteminde tartı işlemini yaptırır ve kıymet ve tartı ücretini ilgili belediyeye öder. Ürünün üretim yerinin bulunduğu belediye hudutları dahilinde tartı sistemi yoksa, üretim yerinin bulunduğu belediye kıymet ve tartı ücretinin yüzde 60’ını alır, yüzde 40’ı ise tartımı yapan ilgili yerdeki belediye tarafından alınır. Ancak bir belediye sınırları içerisinde paketlenen veya ambalajlanan veya işlenen narenciye, tahıl ve harnup ürünleri dışındaki ürünler için kıymet ve tartı ücretinin yüzde 50’si, üretimin yapıldığı yerdeki belediye tarafından, yüzde 50’si ise paketleme veya ambalajlama ve/veya işlemin yapıldığı yerdeki belediye tarafından alınır. Bu fıkra kuralları uyarınca kıymet ve tartı ücreti tahsil edilmişse ikinci kez tahsil edilemez.’

“VATANDAŞLARIMIZIN EK VERGİLERE İHTİYAÇLARI YOKTUR”

İthal ürünleri bu kapsam dışında bırakarak, Limanı olmayan Belediyelerin satış üzerinde ek bir ücret koymalarına olanak tanımaktadır. Hukukçuların bunu da değerlendirmeleri gerekecektir. Üstelik pratikte bu uygulamanın nasıl çalışacağı da soru işaretleri yaratmaktadır. Belediyelerin marketlerdeki satışlar üzerinden ücret almaları halinde ithal ürünler kesinlikle bir kez daha ücretlendirilmiş olacaklardır. Piyasaya devlet müdahaleler, hele de sektör temsilcileriyle istişare edilmeden yapılan devlet müdahaleleri veya sırf gelir elde etmek için yapılan müdahaleler çoğu kez karmaşıklığa, pahalılığa ve diğer birçok soruna neden olmuşlardır.

Siyasiler bunun örneğini en son bu yasa ile göstermişlerdir. Yasanın yaratacağı bir anomaliye daha dikkat çekmek isteriz. Yasa aynı ürünün farklı belediye sınırları içerisinde farklı fiyata satılmasına da neden olabilecektir.  Vatandaşlarımızın ek vergilere ihtiyaçları yoktur. Tüketicinin pahalılığı artırıcı önlemler ihtiyaçları yoktur. İşletmelerimizin ek zorluklarla uğraşmaya takati kalmamıştır. Pes etmekten pes eden bizler siyasilere bir kez daha çağrı yapıyoruz: Hem bu yasanın yaratabileceği yukarda belirttiğimiz konuları düzenleyin hem de temel gıda ve temizlik ürünleri üzerindeki yasakları, fon ve ithalattaki KDV’leri kaldırın.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu