Beğeniriz ya da beğenmeyiz, UBP bu ülkenin en büyük siyasi yapılarından biridir. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs’ta var olan demokratik yaşamın aktif bir ayağını oluşturmaktadır. Bu nedenle UBP’de yaşananlar ülke demokrasisi ile de doğrudan ilintilidir. Son yıllarda UBP’nin içinden geçtiği sürece baktığımız zaman çok net olarak gördüğümüz şey; UBP’nin parti içi demokrasi kavramı içinde yönetilmediğidir. Yakın geçmişte UBP içinde yaşananlara şöyle bir bakalım.
UBP’nin iptal edilen ve sonrası iş olsun diye yapılan göstermelik kurultay sonrası Ersan Saner’in Parti Başkanı ve Başbakan yapılmıştı.. Süreci hatırlayalım, Ersan Saner’in parti başkanlığı tamamen UBP’yi tahakkümü altına alan Ankara’nın isteği doğrultusunda gerçekleşmiştir.. Sonuç olarak Ersan Saner parti tabanında destek görmediği için , meşruiyeti hep sorgulandı..
Hal böyle olunca ülke yönetimi dahil bir çok alanda istikrarsızlık ciddi boyutlara ulaştı.
Sonrası malum, büyük bir hayal kırıklığı ile sona erdi. Sonrası Faiz Bey ile başlayan dönemde de partili üyelerin oyları ile genel başkan olan Faiz Sucuoğlu adeta kurduğu hükümetten el çektirildi. Yine Ankara’nın isteği doğrultusunda başbakan olarak Ünal Üstel belirlendi ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından hükümeti kurması için görevlendirildi. Velhasıl Faiz Bey Parti Başkanı olarak kalırken Ünal Bey Başbakan oldu.. Bu anomaliler içinde Faiz Bey UBP’yi güya yönetmeye çalıştı.
Şimdilerde ise benzer bir tek adaylı ve yine göstermelik kurultay ile Parti Başkanı ve Başbakan belirleme operasyonu için düğmeye basıldığı bilgisi geliyor..
Nitekim bu konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığında geçtiğimiz günlerde bir toplantı yapıldığı haberleri de basında yer aldı. UBP içinde bu durumdan rahatsız olan kesimler illa ki vardır. Ve fakat öyle anlaşılıyor ki bu rahatsızlığı yüksek sesle dillendirecek cesarete de sahip değiller.
Dolayısıyla son yıllarda UBP içinde yaşanan ve ülkenin demokratik yapısını doğrudan ve olumsuz etkileyen gelişmeler sadece UBP’ye zarar vermemiştir.
Ha bu vakitten sonra ülke demokrasisi kurtulur mu? Hayır.
UBP’de yaşanan bu tahakküm dönemi ile ülkenin demokratik yaşamı büyük bir hasar almıştır. Zaten sıkıntılı olan yapı daha da gerilemiştir. UBP tabanı ise yaşanan bu anomalilere seyirci kalmaya devam edecekse, ki görünen odur, o zaman da bütün bu yaşananları içlerine sindirip seçmedikleri kişiler tarafından yönetilmeye devam edecekler, tıpkı son yıllarda yaptıkları gibi..
