KıbrısManşetSiyaset

Üç kuruşluk siyaset uğruna..

Başbakan Ersan Saner ve azınlık hükümetinin samimiyetsiz ve gerçeklerle bağdaşmayan tavrı halka güven vermiyor

Vaka sayıları artmaya devam ediyor, belli ki yeni bir dalga ile karşı karşıyayız. Fakat buna rağmen Sağlık Bakanı endişeye gerek yok diyor, Başbakan ise süreci çok iyi yönetiyoruz iddiasında, lakin anlaşılan o ki her iki makam sahibi de işin siyaset tarafında, kapıya dayanan tehlikenin idraki içinde maalesef değiller!

Bütün bunlar yaşanırken, maliye daralıyor, hazine sıfırı tüketiyor. aylık giderlerle gelirler bir denge oluşturmuyor, hatta giderlerimiz gelirlerimizin 1.5 katı civarında fazladan seyrediyor.

Hükümet içine girdiği çaresizlikle HP  donduruluyor.

Maliye Bakanı sıfırı tükettik, önerisi olan var mı diyor..

Sendikalar öfkeleniyor ve sokağa iniyor, genel grev kapıda, Turizm paydaşları sorunlarına çare arıyor, Turizm emekçileri Başbakanlık önüne karavan yerleştirdiler.

Orada yatıp kalkıyorlar..

Hükümetin ne sağlıkta ne ekonomide, ne de eğitimde bir  planı yok, emekçiler eylemde. Esnaf siftah yapmakta zorlanıyor. Okullarda belirsizlik devam ediyor. İşsiz sayımız artıyor. Lakin gel gelelim hükümetin umurunda değil, hatta hükümete göre endişelenecek bir şey de yok!! Her şey kontrolümüz altında diyen, fakat üç kuruşluk siyaset uğruna ülkede olup bitene kulak tıkayan, göz kapayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu hepimiz için büyük bir talihsizlik üstelik böylesi bir salgın döneminde..

Başbakan Ersan Saner ve azınlık hükümetinin samimiyetsiz ve gerçeklerle bağdaşmayan tavrı halka güven vermiyor.

Zaten öncelikleri ülkeyi nasıl iyi yönetebiliriz de değil!

UBP ve YDP kurultay derdine düştü.

Zira kurultay da çıkacak sonuçlar ile oturdukları makam koltuklarının akıbeti belirlenecek.

Yani durum kişisel!

Ve tamamen duygusal..

DP ise sancılı.

Bu nedenle  partiyi toparlamanın peşine düştü Başkan Fikri Ataoğlu..

Zira ilk seçimlerde aday bulamayacak duruma geldi DP..

Partiye aday bulabilmek için de elindeki tek enstrümanı kullanmaya çalışıyor.

Nedir bu?

Devletin kurumları..

Bunun için de olası bir seçimde aday bulma gailesi ile  DP yönetimi  gözünü ülkenin kurumlarına,yani kaynaklarına dikti.

Bunun için de kurumlar üzerinden  yönetim kurulu kararları ile eleman istihdamına hız verdiler!

Dolayısıyla ülkenin azınlık hükümetinin Devleti doğru ve iyi yönetme gibi bir tasası yok.

Bu artık çok net bir şekilde görünüyor.

Haliyle bu saatten sonra böyle bir anlayışın toplumsal fayda sağlayacak icraatlara yönelmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmaz.

Hükümet oluşurken zaten sıkıntılıydı.

UBP ve kurultay sürecinin dış kaynaklı bir etkiyle tamamlanmaması sonrası ortaya çıkan Ersan Saner’in parti genel başkanlığına ve akabinde başbakanlığa uzanan atanma macerası sürecin dayatmalara bağlı olduğunu açıkça gösteriyordu.

Velhasıl geldiğimiz günde talimat üzerine zorlaya zorlaya kurulan bir azınlık hükümeti var ülkeyi her gün yeni bir kaosa sürükleyen..

Siyasi güçten yoksun,bütünlük kavramını yitiren,halk iradesini yansıtmayan, ve halkın güvenine mazhar olmayan, makam kapma eğiliminin ağır bastığı bir azınlık hükümetinin beceriksiz yönetim anlayışına kurban edildik..

Başbakan ve Sağlık Bakanı’nın ard arda “süreci çok iyi yönetiyoruz, endişe etmeyin” açıklamaları ile vakaların tırmanışa geçmesi,ekonominin mevcut açmazlarına yenilerinin eklenerek devam etmesi,turizm ve yüksek öğretimdeki belirsizlikler, okul öncesi,ilk ve orta dereceli okullardaki eğitim muamması,

TL’nin sürekli değer kaybı, düşen alım gücü,yitirilen yaşam kalitesi!

Ve bütün bunlar ortada dururken, her şey kontrol altında endişe edecek bir durum yoktur diyenin aklına şaşarım.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu