KıbrısManşetSiyaset

Utanma duygusunu hepten kaybettiler

Öyle zannediyorum ki, Kıbrıs Türk Siyasi Tarihinde de hiç bu kadar rezil bir dönem yaşamadık. Zira bundan daha kötüsü olmaz dedikçe beterini gördük, görmeye devam ediyoruz bu dönemde

Bir konuyu ifade etmeye çalışırken kelime seçmekte ve ,cümle kurmakta hiç bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum.

Öyle zannediyorum ki, Kıbrıs Türk Siyasi Tarihinde de hiç bu kadar rezil bir dönem yaşamadık. Zira bundan daha kötüsü olmaz dedikçe beterini gördük, görmeye devam ediyoruz bu dönemde.. Yıllardır gerek dünyada olup biten siyasi gelişmeleri, gerekse ülkemizdeki olup biten  siyasi gelişmeleri yakından izlemeye çalışıyorum.

Ülkesinden, halkından bu denli kopuk olan bir siyasi anlayışa ilk kez tanıklık ediyorum.

Böylesi bir yüzsüzlüğü, böylesi bir pişkinliği, böylesi bir yalakalığı, ve nihayetinde kendi toplumunun değerlerinden uzaklaşan sığ anlayışı da ilk kez görüyorum. Yalan satarak siyaset yaptığını düşünen bu güruhun ülkemize verdiği zarar gelecek nesilleri de ipotek altına almıştır.

Ülkemizin durumu herkesin malumu..

Mevcut iktidarın halihazırdaki sorunlara çareler üretememesi bir yana her gün yeni bir sorun yaratarak ülkeyi kaosa sürüklemesinin elbette makul bir izahı yok..

Fakat bunun farkında olmayan, adeta paralel evrende kendini konumlandıran bir kesim var ülkede.

Kimdir bunlar?

Ülkeyi yönetenler ve bir grup yandaşları..

Ülke yangın yeri..

Bugün bu yangını hissetmeyen kalmadı ülkede, yönetenlerin ve onlara taraf olanların bir kısmı hariç..

Bunu neden anlıyoruz?

Elbette içine girdikleri hal ve tavırlarından.

Sürekli söyledikleri yalanlardan, boş vaatlerden,

İnsanlara hayal satmaya çalışmalarından.

Bakın ne diyor ülkenin başbakanı:

“Hükümetimiz son 8 buçuk ayda Kıbrıs Türk halkının yıllardır özlemiş olduğu icraatları ortaya koydu”

Peki nedir bu icraatlar?

Yandaş istihdamı, partili atamalar, Mecliste nisap sağlamak için bazı milletvekilleri ile girilen çirkin pazarlıklar, Anayasaya ve tüzüklere aykırı yapılan işler, haksız, hukuksuz verilen vatandaşlıklar..

Açlığa, sefalete terk edilen dar gelirli insanlar.

Ne haliniz varsa görün diye yalnız bırakılan özel sektör, iflasa terk edilen esnaf, halkın alım gücünün düşmesi, yaşam kalitesinin gözle görülür şekilde gerilemesi..

İnsan biraz utanır..

Lakin belli ki yüz surat muşamba.

Ve fakat insanın en azından yaptığı mesleğine ve meslektaşlarına saygısı olur.

Bu ülkede yüzlerce başarılı mimar var.

Bu ülkede yüzlerce başarılı inşaat şirketleri var.

O halde neden bunu yapıyorsunuz?

Neden kendi değerlerinizi yok sayıyorsunuz?

3 günlük ömürde kendi halkını aşağılayarak  sahip olacağınız makamlar için mi?

Yazıklar olsun..

Bu günler geçecek elbette.

Tarih sizin kendi halkınıza yaptığınız, kurumlarımıza karşı giriştiğiniz  değersizleştirme çabalarınızı yazar mı bilmem!!

Fakat şundan emin olun ki, bugünler geçtiğinde, insan içine çıkacak yüzünüz olmayacak bu ülkede..

Çok büyük elzem ihtiyaç varmış gibi Cumhurbaşkanlığı külliyesi dayatması bir yana Ülkemizde yüzlerce başarılı mimarımızın olması, Mimarlar Odası gibi bir kurumumuzun olması  bir yana, Bütün bunların hepsi yok sayılarak,  iş birliğinden kaçınarak çok büyük ihtiyaçmış gibi külliye mimarına vatandaşlık veriyorlar.

Din İşleri Dairesinin başına geçebilecek Kuzey Kıbrıs’ta o kadar din adamı varken Türkiye’den birini getirdiler ve ona da vatandaşlık verdiler.

Bugünlük diyeceklerim de bu kadar..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu