KıbrısManşetSiyasetToplum

Yağma Hasan’ın böreği gibi

Ömrünü çalışmakla geçiren yüzlerce emekçi bugün karın tokluğuna çalışacak imkanlara dahi sahip değilken kamuda bu uçuk rakamların telaffuz edilmesi normal mi?

Devletten ayda 75,000 TL maaş çekenler var, helalı hoş olsun, lakin asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir ülkede 75.000TL (3,300 stg) ve üzeri maaş alan 258 kişi varmış kamuda. Vay anasına demekten kendimi alamadım dersem yalan olur. Merak ettiğim ise şu bu 258 kişinin iş tanımı nedir? Yani bu meblağı cebe indirirken ki hak ediş olarak tanımlanıyor bu, ne yapıyorlar? Nasıl bir görev üslenmişler?

Öyle ya 75.000 TL yaklaşık 3.300 stg az bir meblağ değil. Takdir edeceğiniz üzere hatırı sayılır bir para bu.. Hele böylesi ekonomik daralmanın yaşandığı bir yapı içinde bu miktara ulaşmak öyle kolay değil..

Ama çalışıyorlar, şu kadar hizmet yılları var, hak edişleri bu, şu makama sahiptirler, bu yetkilerle donatılmıştırlar vs vs.. Olabilir elbette. Fakat şunu da biliyoruz ki ömrünü çalışmakla geçiren yüzlerce emekçi bugün karın tokluğuna çalışacak imkanlara dahi sahip değilken kamuda bu uçuk rakamların telaffuz edilmesi normal mi?

Elbette değil.

Bunu hiçbir iktisadi akılla izah etmemiz de mümkün değil. Kaldı ki gelir adaleti diye bir kavram var. Gerçi bizim ülkemizde yabancı olduğumuz bir konu bu, ve fakat şunu da çok iyi biliyoruz ki birçok alanda olduğu gibi, sağlık, eğitim, gelir dağılımı vb.. eşitlik ilkesinin toplumlara nüfus ettiği oranda sosyal adalet sağlanır bir ülkede.

Dolayısıyla konuya bu açıdan baktığımız zaman ülkemizde hiçbir alanda fırsat eşitliğinden söz edemeyiz. Gelir adaletinin olmadığı bir coğrafyada haliyle ne sağlıkta ne eğitimde fırsat eşitliği olması da mümkün değil.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu