Büyüklerimiz “Hayat kısa, değmez bu maraza” derler ya, yaşı bu yolda kemâle eren ve de ömür törpülerine mâruz kalanlar çok daha iyi bilir. Mesele apaçık ortada. Rutin yaşadığımız hayat mücadelesi devam ediyor. Devam edecek de. Bu hafta da yaşam kalitemiz için bir dizi önerimiz var. Koşuşturma içerisinde bir köşeye yazdığımız önerilerimiz aynen şöyle:
- Kafein ve nikotinden olabildiğince uzak durun. Yok öyle nikotinden sararmış parmaklardaki sigarayla Ayhan Işık pozları filân…
- Düzenli ve de en önemlisi ılımlı egzersiz yapın. Yürüyüş; en ucuz, en etkili ve en kolay yağ yakma yöntemidir. Bahar mevsimi yakın; Doğa sporları mı? Süper olur…
- Düzenli check-up yaptırın. Özellikle kan tahlillerinizi ihmâl etmeyin. Bu süreç size bir sağlık fantazisi olarak gelmesin lütfen. Arabasının servisini ihmâl etmeyip, kendini ihmâl eden arkadaş çok…
- Kendinize önem ve değer verin; ‘keşke’ değil, ‘bundan sonra’ stratejisini uygulayın. Unutmayın ki başka ‘siz’..
- Beslenme esnasında doğal olan işlenmemiş yağları tercih edin. Tereyağı ve zeytin yağı tamamdır. Bunun yanında doğal proteinleri de tüketin. İşlenmiş karbonhidrat alımını da lütfen kesin. Un ve en tatlı zehir olan şeker öldürür. Olmazsa süründürür…
- İyice yıkanmış ve kurulanmış temiz sebze iyi gelir. Meyve mi? Abartmayın zira çok tüketilirse obezite garantidir…
- Tuz tüketimini azaltın. Sadece doğal kaya tuzu kullanın..
- Düzenli olarak bitkisel çay için. Özellikle yeşil çay ve rezene çayı gerçekten mükemmel…
- Yapay tatlandırıcılardan kaçının. İçerisindeki aspartam kötü bir kanserojendir…
- Fazla kilolarınızdan kurtulun. Bilgisine inandığınız eli maşalı bir diyetisyen uygun olacaktır. Sürekli olarak danışan olmazsanız, genellikle sürdürülebilir ideal kiloda olamazsınız…
- Aç karnına alış-veriş yapmayın. Kan şekeri yerlerde abuk sabuk işlenmiş yiyeceklere dalıp da hem bedeninizi, hem de bütçenizi zorlamayın…
- Boşaltım sistemini asla zorlamayın. Klozette kitap okumak mı? Hemoroid garanti…
- Cinsellikte nicelik değil, nitelik arayın. Yok öyle uçana kaçana ille de skor yapma dalgaları. Unutmayın ki bu süreçte korunmayan hastanelerde sürünür veya ölür…
- Gevşeme tekniklerini öğrenin. Özellikle mis kokularla terapi masajını ihmâl etmeyin…
- Müziği hayatınızdan asla çıkarmayın. O bizim gerçekten ruhumuzun gıdasıdır. Tabiî arebesk modunda ‘Bir teselli ver’ nârâları atan şarkılardan da uzak durun…
- Yeterli ve kaliteli uykuyu ihmâl etmeyin. Yeterli ve kaliteli uyumayan erken yaşlanır. Unutmayın ki uyku bir törendir…
- Bol sıvı tüketim…
- Zamanı iyi yönetin ve hedefte öncelik seçimi yapın. Hem darbükatör, hem de fabrikatör olunmaz, bilin…
- Bazen telefonunuz gibi kendinizi de ‘sessize’ alın. Aksi takdirde zır zır herkes hatırımızı(!) sormaya çalışacaktır. Mâlum, bu devirde babamızı soran yok…
- Çocuklarımız hayattaki en değerli varlıklarımız. Onlarla daha çok kaliteli zaman geçirmeye özen göstermeliyiz. Unutmayalım ki bebelerimiz bizimle daha çok ortak payda da buluşmak istiyor. Sağlıkla maşallah…
- Keyif seyahatlerinizi asla ertelemeyin. Bu dünyada daha çok gezecek, görecek ve de sürtecek ülke ve mekân var. Devam…
- Özellikle sinema ve de benzeri sanatsal, kültürel ve sosyal faaliyetlerle olan randevularınızı ertelemeyin. Unutmayın ki daha çok çevre, daha çok zenginliktir…
- Hem kendinizi, hem de başkalarını hakedişe göre ödüllendirmeyi ihmâl etmeyin. Hak edene tabii ki de…
- Detaylarda boğulmayın ve çevrenizdekilere bazen de “Hayır” demeyi bilin…
- Bazılarının hayatla ve hatta kendileri ile bile barışık olmadıklarını görün ve onlar için çok da üzülmeyin. Hatta hayatla problemi olanlardan kesinlikle uzak durun…
- Stres atılamaz ancak yönetilir. Hobilerinizden uzak durmadan stresi yönetmeye çalışın. Bu yoldaki en büyük yardımcınız egzersiz olacaktır, bilin…
- Başarı detaylarda gizli ancak aşırısının da hastalıklarda gizli olduğunu unutmayın…
Sonuç olarak kaliteli yaşam hayattan zevk almamızla ilgilidir. Yaşam sınavına hazır olun. Ötesi mi? Sezen’in de dediği gibi; “Gelsin, hayat bildiği gibi gelsin” a dostlar…
