Yok’saymayı öğren artık

Psikoloji bilim çalışan arkadaşlar için stres (Baskı) bir yaşam kaynağı olarak ifâde edilmekte. Kişinin biyolojik ve psikolojik dengesinin bozulmasına gösterdiği bir tür tepki durumu bu stres işleri. Ayrıca stres tehdit duygusu veya acıya neden olan olaylara karşı vücudun kendi dengesini kurabilmek için verdiği cevapmış. Bunlarla birlikte stresi kaygı, aşırı uyarılmışlık hâli, engellenme, duygusal çöküntü, gerginlik ve çatışmalar da çoğaltmaktaymış üstümüzden ırak olsun.

Yine uzman arkadaşlara göre bu stres hâlleri üçe ayrılmakta; Bunlar günlük stresler, gelişimsel stresler ve hayat krizleriymiş. ‘Günlük stresler; trafik sıkışıklığı, gündelik yaşamdaki sıkıntılar ve aksamalar gibi nedenlere dayanır. Gelişimsel stresler; kişinin kronolojik yaşıyla bağlantılı yaşanan ergenlik, orta yaş krizleri, menopoz dönemi krizleri olarak sıralanabilir. Hayat krizleri ise insan hayatına önemli ölçüde yön veren, insan hayatını etkileyebilecek olaylardır. Ölümler, boşanmalar, ayrılıklar ve hastalıklar bunlara örnektir’ yine üstümüzden uzak.

Stres atılır mı? Asla. E yönetilir mi? Evet, tabiî istersen! Konu komşu, mesai arkadaşları, eş, dost, hısım akraba veya sevgili problemleri mi? Ya ömür törpüsü diğer özel problemlerimize ne demeli? Ya da sosyal yaşam içerisinde maalesef muhatap olmak zorunda kaldığımız magandalara ne demeli? “İnsanları olduğu gibi kabul et” derler ya, şahsen edemem de, çekemem de!  “S(*)ktir et” adlı kitapta olduğu gibi koy verelim gitsin mi? Veya onu/onları yok mu sayalım varsayımlar dahilinde!

Dr. Gary Small; “Yaşamınızdaki dağınıklığı azaltmak stres düzeyini düşürmenin etkin bir yoludur. Nasıl ara sıra giysi dolabından elden geçirip fazlalıklardan kurtuluyorsanız, bazen zihinsel ve duygusal evinizi de temizlemeniz gerekir. Gereksiz ilişkilerden uzaklaşarak, enerjinizi sadece sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz insanlar için harcamanız doğru olur. Zaman içerisinde size tat veren ilişkiler, gün geçtikçe sizden zaman ve kişiliğinizden çalan bireyler olabilirler” demişti bir köşe yazısında.

Az ve öz dost mu? E tabiî ki de! Size huzur veren insanlarla birlikte olmak ve ortak paydada buluşmak en iyisi değerli okuyucum. Yok’saymayı öğren artık! Karşındakini kendi yoluna çekmeye çalışma. Herkes kendi hayatını yaşıyor ya, sen de yaşa! Kendine önem ver. Çünkü kuvvetle ihtimâl onlar veriyorlardır! Hayatındaki fazlalıkları at. İyi beslen, kaliteli dinlen, yürü, koş, yüz ve çevir. Bu hayat “Rüzgâr gibi geçti” filmi gibi kısadır a dostlar. Kaliteli zaman mı? En öne koy, koy ki hayattan zevk alasın. Duygusal detoks mu? Daniskası. E’eee, e’eesi dedik ya; “Yürü, koş, yüz, çevir” diye. Kısaca ‘arın’ değerli okuyucun, aksi takdirde geberik bir şekilde gir o son duraktaki çukura. Ötesi mi? Birkaç kürek toprak.