GenelKıbrısManşet

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama mesajları

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı, DP Genel Başkanı Fikri
Ataoğlu, ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ dolayısıyla mesaj yayımladı.
Ataoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi;

“Kadınlar, toplumumuzun renkleridir
Kadınlarımızın, hayatımıza kattığı güzellikler, güç ve nezaketle dünyamız daha da anlamlı
oluyor. Kadınlar, yaşamın en önemli ve değerli parçalarından biridir. Onların güçlü duruşu,
sevgi dolu yürekleri ve hayatımıza kattığınız derin anlamlar, toplumumuzun temelini
oluşturuyor.
Gücünüzü, direncinizi ve azminizi takdir etmek, sadece bugün değil, her gün sizlere layık bir
şekilde davranmak adına önemlidir.
Hayatın her alanında, ailenizde, iş dünyasında, kültürde ve sanatta, siyasette, adanmışlığınız
ve başarılarınızla öne çıkıyorsunuz. Her biriniz, birer lider, birer öğretmen ve birer ilham
kaynağı olarak bizlerin yolunu aydınlatıyorsunuz.
Bu özel gün vesilesiyle, her zaman sizlere olan saygımızı ve sevgimizi ifade etmek istiyorum.
Toplumumuzun daha adil ve eşit bir geleceğe yürümesindeki katkılarınızı unutmuyor, sizlere
olan minnettarlığımızı bir kez daha dile getiriyorum.
Sizler, sevgi, sabır ve anlayışla dolu bir dünyanın mimarlarısınız. Başta tüm annelerimizin
olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyor, sizleri sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.”

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Kadınların Karşılaştığı Eşitsizlik Bir İnsan Hakları Sorunudur
Pandemi sonrası dünya üzerinde ve Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan ciddi ekonomik kriz,
dünyamız üzerindeki savaşlar ve diğer başka birçok krizlerin olduğu ortamda, cinsiyet
eşitliğini sağlamak her zamankinden daha zor ve hayati önem taşımaktadır.
Kadınların ve kız çocuklarının haklarının yaşamın her alanında güvence altına alınması,
yaşanabilir, adil ve özgür bir dünya ve sağlıklı gelecek nesiller yaratabilmek için şarttır.
Bugün ülkemizde ve dünyada cinsiyet eşitsizliği en önemli, en büyük insan hakları
sorunlarının başında gelmektedir.
Kadınları ve dezavantajlı grupları kapsayacak, eşitlikçi bir düzen kurmak mümkündür.
Mevcut ekonomik krizler ve savaşların kadınları ve dezavantajlı grupları çok daha fazla
etkilediği açıktır.
Kadınların karşılaştığı eşitsizlik bir insan hakları sorunudur. Toplumlar, ülkeler ancak
kadınların emeği ile var olacaktır.
Cinsiyet eşitliği için mücadele eden tüm örgütlerle işbirliği ve dayanışmaya hazır
olduğumuzu ve sağlık alanında cinsiyet eşitliği için daha fazla mücadele edeceğimizi
vurgularız.
Saygılarımızla,

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu (a)
Prof. Dr. Ceyhun Dalkan, MD
(Genel Sekreter)

 

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların her türlü sömürü ve ayrımcılığa karşı
sürdürdükleri mücadeleyi simgeleyen özel bir gün. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın refahı
için kadınların ekonomik ve sosyal alanda güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu
vizyonla hareket eden Girne Emekçi Kadınlar Kooperatifi, bugüne kadar gönüllülük
çerçevesinde ve kendi öz kaynakları ile yaptığı çalışmalarda önemli bir ivme yakaladı.
Kooperatifimiz, kadın emeğini değerlendirmek, görünür kılmak ve üretim standartlarını
yükseltmek amacıyla çeşitli projeler üretirken, aynı zamanda sosyal projeler de geliştirdi.
Kadın sanatçılarının emeğini görünür kılmak adına, Kıbrıs Resim Sanatına olan ilgiyi artırmak
ve sanatçıların eserlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak için kadın ressamlarının eserlerini
farklı yaratıcı alanlarda kullanma hedefimizin ilk adımını gerçekleştirmiş olmaktan mutluyuz.
Bu nedenle eserlerinin kullanılmasına izin veren gönüllü sanatçılar Nilgün Güney, Özden
Selenge ve Zülal Karlıovaya destekleri için teşekkür ediyoruz. Sanatçılarımızın eserleri ile
değer kazanan hediyelikler, toplumun çeşitli kesimlerinden ilgi görmekte ve bu durum bizi
olumlu yönde motive etmektedir.
8 Mart vesilesiyle tüm emekçi kadınları selamlıyor, kadın dayanışmasının her türlü zorluğun
üstesinden gelebileceğini bilerek bölge kadınlarını kooperatif çatısı altında birleşmeye davet
ediyoruz.

Emel Kişi
Girne Emekçi Kadınlar Kooperatifi Başkanı

 

KTOEÖS Basın Bildirisi

Kadını, Bilimi Yok Sayan Kokuşmuş Karanlık Düzeninize Karşı Direnmekten, Mücadeleden Vazgeçmeyeceğiz

     8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir kez daha kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi tüm dünyada ve ülkemizde de ortaya konmaktadır. Türkiye’de AKP iktidarı eliyle gericileştirilen eğitim sistemi ve toplum yapısı kadın hakları, insan hakları ihlallerinin, şiddetin artmasını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çok boyutlu bir sorun haline gelmesini sağlamıştır. 2021 yılında İstanbul Sözleşmesinin feshi ile bu ihlaller resmi hale getirilmiş, bu konuda da uluslararası anlaşmaların yok sayıldığı bir kez daha ortaya konmuştur.  Alt yönetim haline getirilen ülkemizde benzer toplum yapısı oluşturma hedefiyle dayatılan ve işbirlikçi hükümetlerce sürdürülen politikalarla en güçlü araç olan eğitim sistemini dönüştürme adımları süratle atılmaktadır.   Komisyonlardan izinsiz değiştirilerek kadını, bilimi, toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan,  dinselleştirilen kitaplarımız, müfredat içerikleri, ilahiyat koleji, vakıf, dernek, tarikat örgütlenmeleri, yurtları, kuran kurslarına yazılı izinler, din işleri dairesine ek bütçe sağlanmasıyla  hedeflenen sorgulamayan, biat eden, toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak bir toplum yapısıdır.  Böyle bir toplum yapısında, kadınlara karşı aileden ve çocukluktan başlayan cinsiyetçi yaklaşımlar, siyasi, sosyal ve eğitim sisteminde yapılan değişimlerle muhafazakarlaştırılan ve bunlarla biçimlenen toplumsal değer ve roller, çalışma yaşamında paternalist toplum değerlerini kendi yararına kullanan kapitalist sistemin yarattığı eşitsiz, adaletsiz düzen söz konusudur.  Yıllardır nüfus yapımızla, ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, çevre ve eğitim alanındaki dayatmalarla dönüştürülmeye çalışılan çağdaş, laik, demokratik toplum yapımızda, saygı, hoşgörü, demokrasi, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi birçok değerimizin değiştirilmeye, dönüştürülmeye çalışıldığı benzer bir düzen yaratılmaya çalışılmaktadır.

   Bu düzen, sahtekarlık, yolsuzluk, rüşvet, torpille, bundan nemalanan, rant sağlayan kesimlerle, siyasiler, sermaye ile her geçen gün daha da kokuşmuş bir hale çevrilmektedir. Skandal haline gelmiş, dibe vurmuş bu kokuşmuş düzene karşı tüm saldırılara ve itibarsızlaştırma çalışmalarına rağmen sendikamız, öğretmenlerimiz boyun eğmeyecek, direnecek, mücadelesine devam edecektir.

8 Mart’ta tüm emekçi kadınlarımızı, vahşi kapitalizme karşı direnen,

hayatını kaybeden tüm kadınları saygıyla selamlar

bilinçli ve örgütlü mücadeleyle eşitlik, adalet ve özgürlüğün ülkemizde de tüm dünyada da sağlanabileceğinin

bir kez daha altını çizeriz.

Selma EYLEM

Başkan Yönetim Kurulu (a.)

 

Ülkemizde son yıllarda basına yansıyan şiddet ve cinayet olaylarına bakacak
olursak ekonomik krizin, muhafazakârlaştırmanın boy gösterdiği çarpık düzenin en
başta kadınları, çocukları ve emekçileri hedef aldığını görmekteyiz.
Özellikle geçen yıl meydana gelen ve büyük yankı uyandıran 16 yaşındaki
Zehie Helin Reessur ile 37 yaşındaki Kübra Aydın’ın cinayetleriyle birlikte ülkede
kadına ve çocuğa yönelik taciz, şiddet, tecavüz olaylarını önleyecek etkili ve yeterli
tedbirlerin devlet tarafından alınmadığı gözler önüne serilmiştir.
Muhafazakârlaştırılan ve dönüştürülmeye çalışılan eğitim müfredatı, çalışma
yaşamında ataerkil toplum modelini dayatan kapitalist sistem, sermayenin ise emek
ve beden sömürüsü yapması, toplumda kadını değersizleştirmekte, buna bağlı
olarak kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetlerin artmasına sebep olmaktadır.
Devlet acilen bu yaşanan olayları önleyici etkili ve yeterli önlemler almalı, mecliste
kabul edilen uluslararası anlaşmalar ve yapılan yasalar ivedi olarak yürürlüğe
girmelidir.
Ülkemizde yıllardır, demokrasi, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları,
toplumsal cinsiyet eşitliği, demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi birçok
değerimize karşı sistematik saldırı yapılmaktadır.
Öğretmenlerimiz ve sendikamız, yapılan bu saldırıların karşısında
durabilecek en doğru mücadele yollarından birinin eğitim olduğunun her zaman
farkında olmuş, muhafazakarlaştırmalara, anti-demokratik uygulamalara ve
eşitsizliğe her zaman karşı durmuş, devletin üstüne düşen görevleri yerine getirmesi
için aktif mücadelede aktif rol almıştır. Almaya da devam edecektir.
KTÖS olarak,
1. Muhafazakarlaştırılan ve dönüştürülmeye çalışılan ders kitaplarının derhal
kaldırılması,
2. İnsan haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve barış kültürüne uygun ders
materyalleri ve eğitim programları geliştirilmesi,
3. Din İşleri ve Evkaf İdaresine ayrılan bütçenin Sosyal Hizmetlere tahsis edilmesi,
4. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin derhal teşkilatlandırılması taleplerimiz
gerçekleşene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz!
8 Mart’ta değerli öğretmenlerimizi ve tüm emekçi kadınlarımızı saygıyla
selamlarız!

Hamide Avcıbaşı
KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri

Diğer Haberler

Başa dön tuşu