Aklın yolunu bulmak zorundayız

Her şeyden önce siyasi istikrar.

Akabinde sürdürülebilir ekonomi ve kamu maliyesi için yapılması elzem olan reformların hayata geçirilmesi öncelik olmalıdır. Şu veyahut bu nedenle bizim dışımızda gelişen birçok sebep sonuç ilişkisinden mütevellit  mağduriyet yaşadığımız ve en fazla etkilenenler arasında olduğumuz, TL’nin değer kaybı ve istikrarsız seyri karşısında çaresiz bir akıbete terk ediliyoruz. Dolayısıyla çok açık ki burada devam edecek sıkıntı ekonomik kalkınmanın önünde duran  en büyük handikaptır. O halde bunun için de yapılması gerekenler vardır.

Bunların en başında da sürekli değer kaybı ile karşı karşıya kalan TL’nin bütçemize yarattığı mağduriyeti Euro endeksli gelir formülü ile aşmak mümkün mü?

Elbette bu tartışılabilir.

Günün sonunda bu mağduriyeti giderecek alternatiflere yönelmemiz giderek bir ihtiyaç haline geliyor. İşte tam da bu nedenle

Türk Lirasına ve dışa bağımlı mevcut kırılgan ekonomik yapının sürdürülebilir kılınması için kendi kendine yeten ekonomi dinamiklerini yaratmak zorundayız.

Zira aklın yolu bunu işaret etmektedir.

Kıbrıs’ta devam eden siyasi sorunun bugün belki birçok mağduru vardır. Ve fakat biz Kıbrıslı Türkler bundan en çok olumsuz etkilenenlerin başındayız… Dolayısıyla önümüzde duran bu sorunu mümkün olan en akılcı şekilde çözmek için çaba sarf etmeliyiz. Uluslararası toplumu karşımıza almadan, yeni yeni cepheler açmadan veyahut yaratmadan Kıbrıs sorununa şu veyahut bu şekilde müdahil olan ülkelerin de kazanacağı bir çözüme ulaşmak zorundayız.. Öyle zannediyorum ki konunun bu kısmında farklı görüşlere de sahip olsak bunda hemfikiriz. Zira mevcut yapının sürdürülebilir olmaktan çıktığının hepimiz farkındayız.

Dolayısıyla burada dönüp elimizdeki enstrümanlara bakarak ve onları doğru kullanarak uluslararası alanda da kabul görecek bir hareket alanı yaratmak zorundayız. Hoş her geçen gün bunun artık bir ihtiyaç haline geldiğini de tecrübe ederek görüyoruz..