GenelKıbrısManşet

“Altın şehir kaderine terk edildi”

Bir zamanlar insan kalabalığından yürünmeyen yollarında, şimdilerde yaprağın dahi kımıldamadığı Güzelyurt çarşısının esnafı, insan yüzüne hasret kaldı

DEVRİM DEMİR

 Bir zamanlar insan kalabalığından yürünmeyen yollarında, şimdilerde yaprağın dahi kımıldamadığı Güzelyurt çarşısının esnafı, insan yüzüne hasret kaldı

KAPISI 48 YILDIR KAPANMADI

 Güzelyurt Çarşısında ‘Plak’, ‘Kaset’ denildiği zaman akla gelen ilk isim Mehmet Arıtkan. Meraklısına orijinal plak, koleksiyonerler için kasetler, gramafonlar ve bir de sayıları her geçen yıl azalan CD’ler ondan soruluyor. Kapısından içeriye girer girmez sizi 1950’li yıllara götürecek plaklar ve gramofonda hala çalan büyüleyici şarkılar eşliğinde eski zamanların alışkanlığı ile her gün dükkânın kilidi açılsa da ‘geçmiş’ olabildiğince özleniyor. 48 yıldır severek yaptığı işini ayakta tutmaya çalışan Mehmet Arıtkan, ‘Güzelyurt’ Gazetesi’ne konuştu. Plak devrinin bazı diziler sayesinde yeniden canlandığını kaydeden Arıtkan, gençlerin de plaklara ilgisinin arttığını söyledi.

“PES ETMEYECEĞİM”

 Bir döneme damgasını vuran ve unutulmaz şarkıcıların sesleriyle hayat verdiği plaklar, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Günümüzde sayısı giderek azalan plakçı dükkânlarından biri de Güzelyurt çarşısında. İşletmeciliğini Mehmet Arıtkan’ın yaptığı 2001 Müzik&Video isimli dükkân nostalji kokuyor. “Pes etmeyeceğim” diyen Arıtkan, çocukluğundan bu yana müziğin kendisini büyülediğini, bütün dönüşümlere ayak uydurduğunu ve ölene kadar bu işi yapacağını ifade etti. 48 senelik meslek hayatında tüm aşamalardan geçtiğini anlatan Arıtkan, “1975 yılında plakla başladık, 1978 yılından 1995 yılına kadar kaset damgasını vurdu, yanımda 4 kişi çalışıyordu ve yüzlerce listeyi müşterilere zor yetiştirirdik” dedi.

“ESNAF CAN ÇEKİŞİYOR”

 Narenciyesi ile ünlü Güzelyurt bölgesi de, Güzelyurt halkı da kaderine terk edildi. İşsizliğin yarattığı çaresizlik gençleri bölgeden göçe zorlarken, ayakta kalmaya çalışan esnaf can çekişiyor. Güzelyurt çarşısının çöktüğünü ve belli başlı sektörler dışında çarşıda yaprak dahi kımıldamadığını kaydeden Arıtkan, “Bu kültürün yok olmasına ölene kadar izin vermeyeceğim” dedi.

“KAPIDAN İÇERİ GİREN YOK”

 Neredeyse yarım asırlık dükkânının kapısına kilit vurmak istemeyen Mehmet Arıtkan, “Müzik sektörü öldü. Bazı günler kapıdan içeriye kimse girmiyor, bazen de kapıdan girenin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Narenciye işi 1980’lerde sadece Güzelyurt bölgesine hasken, Lefkoşa esnafı müşteri tutmak adına Güzelyurt halkını ayakta karşılarken işin içine siyaset girdi ve altın şehir terk edildi. Gönyeli’yi şimdi Gönyeli yapan da yine Güzelyurt halkıdır” ifadelerini kullandı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu