
Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, cinsel şiddetin resmi istatistiklerde parçalı biçimde yer alması nedeniyle gerçek boyutunun görünmez hale geldiğine dikkat çekti.
Murat, “Rıza yoksa suç vardır. Hayır, hayır demektir” vurgusuyla yaptığı paylaşımda, Ağır Ceza Mahkemesi verileri ile Polisin Kadına Karşı Şiddete Müdahale Şubesi’ne yapılan başvuruların birlikte okunması gerektiğini ifade etti.
Murat’ın paylaştığı grafiklere göre, 2020–2024 yılları arasında her yıl onlarca cinsel nitelikli dava Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Ancak bu dosyaların yalnızca şikâyet edilebilen, delillendirilebilen ve tüm engellere rağmen adli sürece girebilen vakaları kapsadığını belirten Murat, bu tablonun “buzdağının yalnızca görünen kısmı” olduğuna işaret etti.
Polis kayıtlarında ise darp, tehdit, telefonda taciz, elektronik yollarla rahatsız etme ve özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi suç başlıklarının öne çıktığına dikkat çeken Murat, bu suçların önemli bir bölümünün cinsel şiddetle doğrudan bağlantılı olduğunu kaydetti. “Özel hayatın gizliliğinin ihlali” olarak kayda geçen birçok dosyanın, gerçekte cinsel içerikli görüntülerin rıza dışı ifşasını içerdiğini vurgulayan Murat, telefonda rahatsızlık ve ısrarlı takip vakalarının da çoğu zaman süreklilik kazanmış cinsel tacizin bir parçası olduğunu belirtti.
Israrlı takibin halen ceza yasasında bağımsız bir suç olarak düzenlenmemiş olmasına da dikkat çeken Murat, tehdit ve darp vakalarının ise pek çok durumda cinsel zorlamayla birlikte yaşanan şiddeti kapsadığını ifade etti. Suçların ayrı ayrı sınıflandırılmasının, cinsel şiddetin toplam boyutunu istatistiklerde küçülttüğünü ve görünmezleştirdiğini söyledi.
Başvuru engellerine de değinen Murat; utanç, suçlanma korkusu, failin tanıdık olması ve “nasıl olsa sonuç alınamaz” düşüncesi nedeniyle cinsel nitelikli suçların büyük bir kısmının polise bildirilmediğini vurguladı. Dünya genelinde de benzer bir tablo olduğunu belirten Murat, cinsel saldırı vakalarının yüzde 60 ila 80’inin resmi kayıtlara hiç yansımadığını hatırlattı.
Cinsel şiddetle mücadelenin yalnızca ceza miktarlarıyla sınırlı kalamayacağını belirten Aslı Murat, güçlü kurumsal kapasite, uzmanlaşmış sosyal müdahale merkezleri, mağduru gerçekten koruyan başvuru mekanizmaları ve çocukluktan itibaren öğretilen “hayır, hayır demektir” anlayışının hayati önemde olduğunu ifade etti.
Murat, cinsel şiddetin istisnai değil, yapısal bir insan hakları ihlali olduğunu vurgulayarak, “Görünmez kılındıkça büyür” ifadelerini kullandı.





































