Teknoloji sayesinde gazetecilik mesleği de değişti ve de dönüştü. Günümüz Spor gazetecileri/yazarları/muhabirleri/yorumcuları da bu teknolojiden nasîbini almaya devam ediyor.
Eskiler takata-tukata daktilo başında yazısını yapar, filmlerini banyo eder ve sonunda da çinko üzerinden basıma geçerdi. Zaten tek kanallı TV dünyamız sayesinde birçoğunun kendini ifâde etme şansı da yoktu. Bununla birlikte gazetelerdeki köşe başları da erken rezerve edilmişti. Hâl böyle olunca da birçok güzel fikir ve düşünce, sahibiyle birlikte göçtü gitti bu fâni dünyadan.
Çok şükür şimdilerde işler değişti. İnternet gazeteleri yanında sosyal paylaşım siteleri de var artık. Hatta durum iyicene “Son sürat işler kâğıttan dijitale doğru gidiyor” diyor Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekman. Bu çağda ‘The editor in chief’ olmak öyle kolay iş değil. İşte Kai böyle bir yönetici-gazeteci. “Medya tam bir kırılma noktasında. Kâğıt elbette devam edecek ama dijital dünya kendi kanunlarını hepimize empoze etmeye devam ediyor. Bu devrimi yerinde yaşamak için altı ay boyunca Silikon Vadisi’ndeki internet gazeteciliği konusuna hâkim personelle çalışmaya karar verdim” demiş son genel personel toplantısında.
İşte, kiminin lüks gördüğünü, kimisi zorunluluk olarak addediyor bu konuda. Kai’in vizyonunda ne var? Tabii ki; ‘orada olmak, orada yaşamak, o havayı solumak ve katılımcı gözlemcilik’ var. Gazetenin sahibesi Bayan Friede Springer de bizim adamla hemfikir. Kai’nin bu kısa yolculuğunda kendisine Bild’in hem ‘satış’, hem de ‘reklam ve pazarlama’ müdürleri de eşlik edecek.
Mâlum, gazeteler artık salt kâğıt üzerinden reklam pastasından gelir elde etmiyorlar. Bunun yanında resmi web siteleri ve de ekstradan da organize ettikleri internet gazetelerinde yayımladıkları logolar üzerinden gelir elde ediyorlar. Yine mâlumunuz üzere ülkemizde de bu işler giderek yaygınlaşıyor. Her yazar bağlı bulunduğu internet gazetesindeki yazısını Facebook ve Twitter sayesinde binlerce okuyucuyla paylaşıyor. Neyse inşallah yakın zamanda bu konuda Silikon Vadisi’ne bir ‘uçuş’ düzenlerler, zira dijital dünya süratle yol almaya devam ediyor. Bu konuda Bild kadar iddialı olur muyuz? Neden olmasın.
