KıbrısManşetSiyaset

Bir tarafta yalanlar diğer tarafta gerçekler

sendikal haklar, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı, toplu iş sözleşmesi hakkı sınırlanır, Din İşleri Başkanlığı da "devlet tüzel kişiliği" içinde düzenlenirse bu "reform" olur ve iktisadi ve mali açıdan kalkınırız!

Türkiye ile imzalanan mali işbirliği protokolünde ortaya çıkan konulara baktığım zaman anlıyorum ki;

Sendikal haklar, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı, toplu iş sözleşmesi hakkı sınırlanır, Din İşleri Başkanlığı da “devlet tüzel kişiliği” içinde düzenlenirse bu “reform” olur ve iktisadi ve mali açıdan kalkınırız!

Bunu mu anlamamız gerekiyor?

Sanırım öyle..

Peki bu gerçekçi duruyor mu?

Ya da şöyle sorayım bu size inandırıcı geliyor mu?

Gelin şimdi ülkenin içinde bulunduğu gerçeklere bakalım ve kararı siz verin..

Ülkede en son belirlenen asgari ücretle bugün geçinmek mümkün mü?

Çok net belirteyim HAYIR!

Bu eşik çoktan aşıldı.

Kaldı ki enflasyonun bu denli derin uçurumlar yarattığı bir ortamda  yeniden asgari ücreti belirleyip makul denecek bir seviyeye dahi getirseler, diyelim ki 9 bin TL’ye çıkarsalar bile bu enflasyon derinliğinde 2-3 ay içinde alım gücü yine aynı yere gelecek. Yani satın alma kabiliyeti yine ortadan kalkacak. Buna çözüm veyahut çözümler üretebilecek bir yönetim anlayışına sahip mi ülkeyi yönetenler? Var mı böyle bir vizyonları?

Hep bir ağızdan yok dediğinizi duyar gibiyim. Ve evet yok!

Zira bu bizim elimizde değil deyip işin içinden sıyrılıyorlar. Topu hep Türkiye’ye atmayı seçiyorlar. Oysa ki  Türkiye uygulanan  ekonomi politikasının burada bir karşılığı yoktur. Hiçbir zaman da olmadı.

Dolayısıyla ekonomide geriye gitme durumu daha da ivme kazanarak devam edecektir.

Yani gidişat iç açıcı değildir.

Dar gelirli asgari ücretle geçinmek zorunda olan insanların alım gücünü koruyabilecek önlemler alınması gerekiyor. Tabi lafla lafazanlıkla, içi boş taahhütlerle değil.

Gerçekçi somut adımlarla bunu yapmak gerekiyor. Bunun için de öngörü ve doğru tespitler üzerinden ilerlemek şart.

Piyasada girdiler ve bazı maliyetleri öngörebilmek bakımından ciddi çalışmalar başlatılmalı. Dar gelirli insanları koruyacak önlemler ivedilikle hayata geçirilmelidir. Örneğin asgari ücretin  en düşük kamu maaşına eşitlenebilmesi sağlanabilir. Bunun hayata geçirilmesiyle birlikte bir nebze olsun denge kurulabilir. Dolayısı ile dar gelirli yüzlerce binlerce insanın nefes borusunu tıkamak yerine nefes almalarını sağlayacak acil önlemler almak gerekiyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu