KıbrısManşetSiyasetToplumTürkiye

Birden çok açıdan bakmak gerekir

Bu atama ile KKTC’nin bağımsız yargısına daha bilinçli ve sistemli bir müdahale yapılabilir kaygısı var. Bu  elbette haksız bir kaygı değil. Zira bu atamanın maksadı içinde bu ihtimal da olasılıklar arasında yer alıyor

Deniz Ülke Arıboğan

Türkiyeli bir akademisyen kendisi, Türkiye’nin aydınlarından..

Ne diyor TC’nin Kuzey Kıbrıs’a atadığı yeni Büyükelçi Metin Feyzioğlu için:

“Herkesin her konuda bilgi ve ilgi sahibi olduğu ülkemiz twitter ortamına küçük bir bilgi notu bırakayım.

Büyükelçilerin kimliği ya da kişiliği değil, atamanın politik yönelimi önemlidir. Kıbrıs ataması da Denktaş çizgisidir; parti değil devlet aklıdır.”

Sayın Deniz Ülke Arıboğan belli ki bahsettiği konuların yüzeysel bilgisine sahip akademik kimliğine rağmen.. Oysa neredeyse yarım asırdır, Kıbrıslı Türkleri dünyadan koparıp iradesiz bir halk haline gelmesini sağlayan da, hatta Türkiye’nin uluslararası her platformda itham edilmesini sağlayan da bu iflah olmaz akıl değil midir? Ve devam ediyoruz,

Başka ne diyor Deniz Hanım:

“Sosyal medyadaki genel trende uymak konforlu ve zahmetsiz, lakin bolca eleştiriyi ve hatta linçi göze alarak yazıyorum;

Metin Feyzioğlu’nun Kıbrıs’a büyükelçi atanması yerinde bir karar. Kıbrıs konusu önümüzdeki dönemde hareketlenecek ve orada bir hukukçunun bulunması iyidir.”

Eminim ki bu ifadeleri Deniz Hanım Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak ülkesinin önceliği doğrultusunda kullanmıştır..

Bu anlaşılabilir..

Zaten başka türlüsünü düşünmek istemiyorum, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’a atayacağı elçisini elbette Türkiye Cumhuriyeti yönetimi belirler. Bunu muhalefetini yapacak durumda değilim.

Bu nedenle konun o kısmını geçelim.

Deniz Hanım’ın “Kıbrıs’ta yeni dönemde yaşanacak olası bir hareketlenme için orada iyi bir hukukçu bulunması güzellemesine gelince. Bunu da Türkiye Cumhuriyeti nezdinde kabul etmek gerekiyor. Ve evet Kıbrıs sorunu ekseninde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üç garantöründen biri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa’nın kuzeyinde elçi olarak bilindik bir hukukçuyu görevlendirmesinde olumsuz bir taraf görmüyorum. Ve açıkçası bunu Kuzey Kıbrıs’ta iyi hukukçu yok mu da böyle bir atama yapıldı minvalinde de ele almak istemiyorum. Zira Kıbrıs’ta birçok ülkenin örnek almasını gerektirecek bir hukuk sistemi ve bu hukuk sistemine hayat veren hukukun üstünlüğünü her aşamada hissettiren donanımlı hukukçular olduğunu biliyorum. Bu nedenle işin o kısmında değilim.. Metin Feyzioğlu’nun Kuzey Kıbrıs’a elçi olarak atanması Türkiye Cumhuriyetinin tasarrufunda olan bir konudur ve eğer gerçekten Türkiye’nin kendi içinde Kıbrıs’ta Kıbrıs sorununa dair hukuki  bir eksiklik olduğu noktasına kanaat getirmişler ise garantör ülke olarak  böyle bir atamayı uygun görmüş olabilirler.

Konun bir diğer tarafı ise, bu atama ile KKTC’nin bağımsız yargısına daha bilinçli  ve sistemli bir müdahale yapılabilir kaygısı var. Bu elbette haksız bir kaygı değil. Zira bu atamanın maksadı içinde bu ihtimal da olasılıklar arasında yer alıyor.

Lakin Kuzey Kıbrıs’ta hukukun üstünlüğünü tartışmasız kılan bağımsız yargının sırf bu yüzden bir müdahaleye fırsat vereceğine açıkçası hiç ihtimal vermiyorum…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu