EğitimKıbrısManşetSiyasetToplumTürkiye

Cumhurbaşkanı Tatar, Hocalı Soykırımı Uluslararası Konferansı’na katıldı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, GAÜ Kongre Merkezi’nde düzenlenen Hocalı Soykırımı Uluslararası Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “KKTC halkının kalbi her zaman Azerbaycan ile birliktedir” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azerbaycan halkının, Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu halde katledilişinin 30. yıl dönümü dolayısıyla Girne Amerikan Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa katıldı.

Konferansta yaptığı konuşmada, ortak milli değerlerimizin olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta bir millet üç devletten bahsedildiğini ifade ederek KKTC’ye uygulanan ambargolara ve Rum-Yunan ikilisinin üzerimizdeki baskısına rağmen, Anavatan Türkiye’nin desteğiyle direnişimizi sürdürmüş olduğumuzu ve KKTC’nin yaşamaya devam edeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hocalı katliamı, milletimizin kalbinde her zaman bir yara olarak kalmıştır. Kıbrıs Türk halkı olarak da benzer katliamlar yaşadık. 1963 yılında başlayan Rum saldırılarına direnip 1974’te Mehmetçiğin adaya ayak basması ile artık Kıbrıs’ta yeni sınırlar çizilmiş ve KKTC’nin temelleri atılmıştır. Kıbrıs Türk halkı o günden beri barış, huzur ve güven içinde yaşamını sürdürmektedir.

Biz, büyük Türk milletinin evlatları olarak bu coğrafyada Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti ile Doğu Akdeniz’de bütün Türk dünyasının temsilcileri olarak aramızdaki manevi, sosyal, iktisadi, kültürel değerlerin daha da pekişmesiyle geleceğe umutla bakabilmenin bahtiyarlığı içerisindeyiz. Onun için Azerbaycan’ın Karabağ’daki zaferi bizde de büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Sizin zaferiniz, bizim zaferimiz olmuştur.

Tüm Azerbaycan halkını kutluyorum. Bu katliamlar geride kalmıştır. Fakat asla unutamayız. Biz Kıbrıs’ta hep şunu söylüyoruz; tarihimizi çok iyi bilmeliyiz, hiçbir zaman unutmamalıyız. Unutursak, geleceğe doğru adımlarla ilerleyemeyiz.

Bizim kırmızı çizgilerimiz vardır; Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ve bizim egemenliğimiz… KKTC’nin, gelecekte bu adada ne kadar barışçı bir antlaşma olacaksa o antlaşmanın bir parçası olması gerekir. Biz asla devletimizden feragat edemeyiz. Çünkü bizi ileriye taşıyacak olan bu devletin bize verdiği güven, barış ve huzurdur.

Gelecekte bu adada var olurken; kendi kimliğimiz, kültürümüz ve büyük Türk ulusunun bir parçası olarak sonsuza kadar varlığımızı sürdürebileceğimiz bir antlaşma istiyoruz. Eğer resmi müzakere sürecine geçilecekse Kıbrıs Türk halkının eşit egemenliği ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi gerektiğini söylüyoruz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu