KıbrısManşet

Dilediğiniz kişiye oy verin; ben öyle yapacağım

Siz, “Serhat çok değişti, döndü, (hatta en çok hoşuma gideni) ‘satıldı’; şu oldu, bu oldu; bakın Ersin Tatar’ı destekliyor” diyorsunuz ya; sorun değil...

Türkçe’de bazı kelimeler veya deyimler var ki, Kıbrıs’ta kesinlikle kullanmayız…

Mesela “Tamah” kelimesi…

Veya “tamah etmek” deyimi…

Siz duydunuz mu?

Sıklıkla işittiğiniz kelime ya da deyim midir “tamah” veya “tamah etmek”?

Açıkçası hayatımda hiç kullanmadım…

-*-*-

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “Tamah”, “Açgözlülük” demektir…

“Tamah etmek” ise “açgözlü davranmak”, “çok istemek” olarak anlatılır…

-*-*-

Siyasette ve bürokraside de yeri vardır bence “tamah”ın!

Siyasi anlamda açgözlü olmak; daha çok istemek!

Korkunç bir düşüşe sebep olabilecek bir durumdur…

-*-*-

Kişi, oturduğu koltuktan memnun değildir; daha yükseğe çıkmak ister…

Ve bunun zamanını ya da hızını hesaplamaz ya da hesaplayamaz!

Haliyle, “tamah” eder!

Yani “açgözlü davranır”…

“Daha çok ister”…

-*-*-

Yönetim biliminde, “Liyakat İlkesi” içerisinde de “tamah” olduğunda, kişi, oturduğu koltuğa layık olmadığını biliyor demektir.

Ve bunu bildiği için de basit anlatımla, “saçmalıyor”dur!

Makam odasını çok şık yapar!

Gösterişli dekor, altın kaplamalar, kristal vazolar, çiçekler, sekreterler, danışmanlar…

Tamah etmez!

Açgözlülük hemen kendini gösterir…

-*-*-

Oysa, liyakat ilkesi çok iyi ve modern anlamda çalışmış olsa, kişi oturduğu koltuğa hakkıyla gelmiş demektir ve gösterişe, şatafata, ahmakça ve abuk sabuk saçma sembollere, gereksiz bir hızla ve gereksiz bir zamanda yükselme arzusuna hiç gerek duymaz.

Sadece çok iyi becerdiği işini yapar…

İş yaparmış gibi görünüp, kendini yükseltmeyi değil; yaptığı işi önemser, o işi tamamlamayı ve o işi yükseltmeyi hedef alır…

-*-*-

Doğu kültürleri ile Batı kültürleri arasındaki en temel farklardan biri “tamah”tır aslında!

-*-*-

Batıda “açgözlülük” yoktur!

Doğu’da ne yazık ki vardır!

Oysa, Doğu kültürlerinin en değerli “öğreticisi” olan “İslam”, “açgözlü olmamayı” emreder.

-*-*-

İslam’da bir çok “bilen” kişinin öğretisinde, “Kibir, tamah ve haset”in, en büyük üç hata olduğu yazılıdır… Bu daha da önemlidir… Tamah; kibir ve hasetle birleştiğinde, yıkım kaçınılmazdır.

-*-*-

Futbolcusunuz…

20 kişilik bir kadro var…

İlk 11 seçilecek…

Elbette her futbolcu, o ilk 11’de olmak isteyecektir…

Bunun için çok çalışması, çok iyi olması ve “seçici” yani “antrenör” tarafından tercih edilmesi gerekir.

-*-*-

Voleybolda ilk altı, basketbolda ilk beş vardır…

-*-*-

Bu gibi spor branşlarında da “tamah” çok önemlidir…

Sporcu, evet, açgözlü olacak ve ilk 11, ilk 5 veya ilk 6 için hiç doymayacaktır…

Çok çalışacaktır…

Çok başarılı olacaktır ve seçilecektir.

Ama aynı anda kibir ve haset işe karışırsa, “en iyi benim, neden ilk11’de değilim?” diye ağlamalar başlarsa, hayal kırıklığı çok büyük olacaktır…

Düşüş kaçınılmazdır.

-*-*-

Siyasette “tamah”a dikkat etmek spordakinden çok önemlidir.

Siyasetteyseniz asla tamah etmeyeceksiniz…

Yani açgözlü olmayacaksınız, çok istemeyeceksiniz…

Evet, çok çalışacaksınız ki “seçilesiniz” ama bunu yaparken, kibir ve haseti da kontrol edemezseniz; yıkım mutlaktır.

-*-*-

Her farklı hava aracının veya farklı türdeki her kuşun yükselebileceği yer üç aşağı beş yukarı bellidir.

Kişi de yükselebileceği yer konusundaki “tamahını” çok doğru hesaplamalıdır; ona göre, hızını ve zamanını ayarlayabilmelidir.

Aksi takdirde, “düşüş” kaçınılmazdır.

-*-*-

Kısacası, tamah önemlidir.

Hırs, kibir, ego, haset, düşmanlık çok önemli şeylerdir ve “insanın, bunlardan uzak durmayı başarıyor olması en büyük zenginliktir.”

-*-*-

Bunları neden mi yazdım?

Aklıma geldi, yazdım işte…

Hayatımın hiç bir döneminde, tamah etmedim…

Kibirli olmadım…

Hırs yapmadım…

Haset etmedim…

Kimseyi düşmanım olarak görmedim…

Ama hepsinden önemlisi; kimseyi, “benim gibi düşünmüyor” diyerek, ekmeğinden etmeye, aşağılamaya, karalamaya, ona hakaret etmeye, kırmaya, öldürmeye, yok etmeye çalışmadım…

Hepsinden önemlisi, başkasının nimetine de hiç göz dikmedim…

-*-*-

Siz, “Serhat çok değişti, döndü, (hatta en çok hoşuma gideni) ‘satıldı’; şu oldu, bu oldu; bakın Ersin Tatar’ı destekliyor” diyorsunuz ya; sorun değil…

Asla düşmanım değilsiniz…

Hayatta tek bir hedefim var; tamah etmeden yaşamayı başarmak…

Hırs yapmadan…

Nefret etmeden huzurlu bir şekilde ölmek…

Haddimi bilirim; nereye kadar yükselebileceğimi de…

Sıfır hırs, sıfır kibir, sıfır ego canlarım benim…

Geldiğim yerden çok memnunum…

-*-*-

Ha bu arada, unutmadan, siz Pazar günü dilediğiniz kişiye oy verin…

Ben de dilediğim kişiye, severek ve inanarak oy vereceğim…

O kadar yani…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu