KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Eğitim allak bullak hatta allem gallem Mansura olmuştur!

Din adamlarını “cehaletle” suçladığım yargısına sakın varmayın... Ama Koronavirüsün "Tanrının eşcinsel evliliğe yönelik cezası” olduğunu söyleyen 91 yaşındaki Ukraynalı Patrik Filaret de Kovid-19'a yakalanmıştı... Hatırlatmadan geçmeyeyim!

Siyaset, bilimsellik ve cehaletle açıklanamaz!

Ama siyaset içerisinde “bilimsellik” ve “cehaletin” hakim olma yarışı çok önemlidir!

Cehalet öne çıkarsa, toplumun işi bitmiş demektir.

Ama bilim öne çıkarsa, o toplumun geleceği daha aydınlıktır.

-*-*-

İsrail’de bir din adamı (Haham), Kovid – 19 aşılarının, kişileri eşcinsel olmaya yönelttiğini öne sürdü…

Ultra-Ortodoks bir haham olan Daniel Asor, takipçilerine “onları eşcinsel yapabileceği” gerekçesiyle Kovid aşısı olmaktan kaçınmalarını söyledi. İsrail medyasına göre, internette büyük miktarda takipçi toplayan Haham Daniel Asor, aşılama çabalarının “yeni bir dünya düzeni kurmaya” çalışan “küresel çapta kötü niyetli bir yönetimin” parçası olduğunu da ileri sürdü.

Aynı ülkede, LGBT+ hakları grubu Havruta ise Asor’un yorumlarına cevaben “Şu anda eli kulağındaki yeni üyelerimizi karşılamaya hazırlanıyoruz” diye espri yaptı.

-*-*-

İsrail devleti ya da hükümeti, bu “cehalet ötesi zavallıyı” ciddiye alır mı?

Sırasında evet alıyor ne yazık ki!

Çünkü takipçisi çok, inananı daha çok!

-*-*-

Haaa şu anda almadığı bir gerçek çünkü The Independent’in haberine göre, Dünyanın en hızlı aşılamalarından birini kararlılıkla sürdüren İsrail, mart ayı ortalarına kadar 9 milyon vatandaşının 5 milyonunu aşılamayı ve ekonomisini yeniden açmayı hedefliyor. 2 milyondan fazla İsrailli çoktan ilk doz aşıyı yaptırdı, yaklaşık 225 bin kişiye de ikinci doz aşılar vuruldu.

Üst düzey bir sağlık yetkilisi geçen hafta cuma günü yaptığı açıklamada, ülkede pandeminin “son aşamalarına” gelindiğini belirtirken, 45 yaş ve üzeri vatandaşlara pazar gününden itibaren aşıların sunulacağını ve bunun nüfusunun 5’te birine çoktan ulaşmış İsrail aşı programının hızını işaret ettiğini söylemişti.

-*-*-

Din adamlarını “cehaletle” suçladığım yargısına sakın varmayın… Ama Koronavirüsün “Tanrının eşcinsel evliliğe yönelik cezası” olduğunu söyleyen 91 yaşındaki Ukraynalı Patrik Filaret de Kovid-19’a yakalanmıştı… Hatırlatmadan geçmeyeyim!

-*-*-

Cehaleti yenmenin en birincil yolu, elbette eğitimdir…

Bilimsel eğitim…

Bilim odaklı eğitim…

Ama bu eğitimin, master – doktora yapmak falan veya illa ki lise mezunu, üniversite mezunu olmakla alakası yoktur…

-*-*-

Bilim odaklı eğitim, planlar kapsamında toplumun, hem çok iyi akademik eğitim alması hem her alanda “akademik eğitim dışında da” eğitilmesidir…

-*-*-

Eğitim eksik veya karanlık olursa; Kovid-19 aşılarının sizi eşcinselliğe yönelttiği, Çin’de üretilen aşıların da gözlerinizi çekik yaptığı “şakalarına” inanmak çok daha kolay olur…

-*-*-

Kısacası bilimsel anlamda her türlü eğitim Kovid-19 ya da yeni tip koronavirüs salgını süresince, tüm Dünya’da allak bullak olmuştur.

Tüm Dünya’daki bu allak bullak olma durumu, ne acıdır ki bizim ülkemizde aynı anda allem gallem Mansura şekline de dönüşmüştür.

-*-*-

Ülkemizde, tüm Dünya’da olduğu gibi, geleceği tehlikede olan ciddi sayıda çocuk bulunmaktadır.

Bu tehlike ile ilgili olarak KKTC Devleti’ni eleştirmek doğru değil…

Tek başına eğitimle ilgili bakanları veya bakanlığı eleştirmenin bir anlamı yok.

Ama birilerinin bu konuyu artık acil olarak düşünmesi kaçınılmazdır.

Cehaletin, bilme karşı galip gelmemesi için bu konu çok önemlidir.

-*-*-

Ne mi yapılabilir?

Ne yazık ki görevdeki hükümet ya da hükümetler, salgın süresince eğitimi ihmal etmiştir veya ihmal etmek zorunda kalmıştır.

Hükümet, derhal harekete geçmelidir.

KKTC’de bahsettiğimden daha önemli bir konu olmadığı inancındayım.

Bir çok hastalığın, hatta Kovid–19’un çaresi ya da aşısı vardır ama cehaletin ne aşısı ne de tedavisi bulunmaktadır!

-*-*-

Yıkıcı bir “geçmiş” yıl yaşadık…

2020 lanet olası bir yıldı!

İlkokula başlayan çocuklar okuma öğrenemedi…

16 – 17 – 18 yaşlarındaki, 20’li yaşlarındaki gençlere sorun, gelecekten endişeleri had safhadadır…

Ciddi eğitim kaybı olan bir nesil söz konusudur.

Genç nüfusumuzun geleceği ile ilgili endişeli olmak zorundayız ama ne yazık ki hiç değiliz.

-*-*-

Online eğitim sadece bizde değil, tüm Dünya’da kesinlikle fiyaskodur, hiç bir uzman, bu konuda “muhteşem başarı elde ettik” diyemez, dememektedir… Diyenine rastlayan varsa, bize de anlatsın!

-*-*-

Uzmanlar, okula doğru dürüst gidemeyen, online eğitimi ağır aksak ya da çok eksik alan, sosyalleşme eksikliği yaşayan, saatlerce bilgisayar oyunları ile uğraşıp, izolasyonlarla birlikte akıl sağlığı çok olumsuz etkilenen bir nesilden söz ediyor…

Çocuklarımızın psikolojisi kesinlikle bozulmuştur…

-*-*-

Peki bu konuda, KKTC’de bir tartışma, bir plan, bir proje okuyan, duyan, gören var mı?

Yoktur!

Ve olmaması da hükümetin değil, konuyla ilgili tüm çevrelerin eksikliğidir…

-*-*-

Hükümet ve ilgili çevreler bir an önce harekete geçmelidir…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu