KıbrısManşetSiyaset

Gazetecilik zor meslek

Tekrar etmek gerekirse, “bu ülkede ses kaydı, özel hayatın gizliliğinin ihlali” olarak kabul edildiğinden dolayı, hiç bir gazeteci veya gazete, buna dayanarak haber yapamaz!

“Üstün kamu yararı olmadıkça, gizli kamera, izinsiz ses kaydı, kimlik gizleme ve benzeri yöntemlerle haber araştırmaktan kaçınılmalıdır…”

-*-*-

Gazetecilik çok zor bir meslektir…

Bu yüzden “akademik” ve sonrasında da çok ciddi anlamda “mesleki” eğitim gerektirir…

Akademik eğitim derken, gazetecilik yapacak olan kişinin, bu akademik eğitim sırasında mutlaka “meslek ilkelerini” dibine kadar öğrenmesi de anlaşılmalıdır…

-*-*-

Ve “gazeteci” olan kişinin mesleki tecrübesi geliştikçe de “üstün kamu yararı”nın ne olduğunu, “özel hayatın gizliliğine saygı duyulması gerektiğini”, “izinsiz ses kaydı”nın hangi şartlarda yapılıp yapılamayacağını da mutlaka öğrenir.

-*-*-

Ülkemizde şu anda üç gazeteci arkadaşımızın tutuklanması konusu gündemdedir…

2014 yılında çıkarılan bir yasaya göre, “izinsiz ses kaydı” yaptıkları iddiasıyla tutuklandıklarını söylemek yanlış olmaz…

-*-*-

Gazeteci “izinsiz ses kaydı yapar mı?”…

“Yapmalıdır” diyen bir grup vardır…

“Kesinlikle yapmamalıdır” diyen öteki bir grup ve haliyle ülkemizdeki yasa vardır…

-*-*-

Amerika’da federal yasa, izinsiz ses kaydını yasaklar.

İngiltere’de izinsiz ses kaydı yapabilirsiniz ama “yayınlayamazsınız”…

Yani yap ama sadece sen dinle!

Bir kişiyle bile paylaşmanız suç sayılabilir!

-*-*-

Ama bazı ülkelerde, evrensel basın meslek ilkeleri gereği, en başta da belirttiğimiz gibi, “kamu menfaati söz konusuysa…” yapabilirsiniz.

Peki “kamu menfaati nedir?”…

Bunu kim yorumlayacak?

-*-*-

İşte bu yüzden bu meslek gerçekten çok zordur…

-*-*-

Hele KKTC gibi ülkelerde daha da zordur…

Çünkü “devlet otoritesi”nin yaptığı yasalara “uymak”, o devletin pek fazla itibarı olmadığından dolayı olsa gerek, pek de “itibar edilen” bir durum değildir.

Yasadışılık normal kabul edilmektedir.

-*-*-

Yasa 2014’te geçti…

Haliyle gazeteci ya da başka meslekten biri; bu yasayı bilmek zorundadır.

Gazetecinin editörleri, yayın yönetmenleri veya hangi unvanla olursa olsun “sorumluları”, bunu bilmekle mükelleftir!

Ne yazık ki “yargı”, “Bilmiyordum”u kabul etmez!

-*-*-

Evrensel basın ilkeleri ne derse desin, şu unutulmamalıdır; KKTC’de, “kamu yararı” dahi güdülse, gizli ses kaydı yapmak veya yayınlamak suçtur.

-*-*-

“On the record” ve “off the record” deyimleri bu yüzden vardır…

Gazeteci, “gizli” kayıt yapmamalıdır.

“Müsadenizle” deyip, açık bir şekilde ses kaydı yapmayı başarmalıdır…

-*-*-

Peki, “kamu yararı” nedir?

Eğer ortada bir kamu yararı varsa, bunu ortaya çıkarmak polisin ve akabinde savcılıkla mahkemelerin görevidir.

-*-*-

Ancak “ses kaydı”, polis için de “delil” değildir ki bu da ayrı bir mesele…

-*-*-

Kısacası, ortada ciddi bir “sıkıntı” söz konusudur.

-*-*-

Tekrar etmek gerekirse, “bu ülkede ses kaydı, özel hayatın gizliliğinin ihlali” olarak kabul edildiğinden dolayı, hiç bir gazeteci veya gazete, buna dayanarak haber yapamaz!

Veya, karşılaşacağı yaptırımı göze alıp, doğruluğundan eminse, bıçağın üstüne çıplak elle tokat atmaktan çekinmez!

-*-*-

Efendim, bu durum gazetecilik yapmamıza engel midir?

Bana göre engel değildir ama elbette tartışılması gereken bir konudur!

-*-*-

Ve bir Pazar yazısında sizi sıkmak istemem ama sadece ülkemizde değil, Dünya’nın her yerinde gazetecilik en zor mesleklerden biridir ve ne yazık ki; bütün bu zorluklarına rağmen, özellikle sosyal medyanın çılgınca yayılmasından dolayı, herkesin gazeteci olmasının önüne de geçilememektedir.

-*-*-

Gazetecilik neden çok zordur?

“Dilediğimi yazarım” yoktur gazetecilikte…

Kimse bu konuda “gofdorozlanmasın!”…

“Ben ne istersem yazarım”ın mutlaka bir sınırı vardır!

Neden mi?

-*-*-

Efendim, en başta gazetenin patronu veya patronları mutlaka size karışabilirdir!

“Benim patronum hiç karışmadı, karışmaz” demesin kimse!

An gelir, gün gelir, mutlaka karışır!

Her patronun karışma yöntemi farklıdır sadece…

-*-*-

Devletin çeşitli kurumları, otoriteleri vardır ve çeşitli açıdan yazdıklarınıza kesinlikle müdahale edilebilir.

Baskı yapılabilir. Yapılır.

TV izni mesela!..

-*-*-

Veya yukarıda bahsettiğim gibi, “yasal” düzenlemelerle…

Mesela bir dönem, KKTC’deki gazete ve televizyonlarda, “işgal ve istila” gibi kelimelerin kullanımının yasaklanması bile gündeme gelmişti!

Çoğumuzun haberi bile yoktu!

Özellikle “Avrupa” gazetesi için bu tür yasakları gündeme getiren “otoriteler” olmuş, bizim o dönemdeki “hükümetin” başı ile de görüşülmüştü!

Neyse…

Bu da bir çeşit “müdahale”dir…

Gündeme getirilmesi bile “baskı”dır…

-*-*-

Tehditler vardır…

İlla ki sizi ölümle tehdit etmezler…

İşinizden kovmakla tehdit ederler…

32 yıldır bu işi yapıyorum, 32 yıldır bu tehditler hep vardır…

Bitmemiştir…

Polisin ilgi alanında da değildir…

Ve bu tehditleri yapanlar da gayet alenidir…

Özellikle bu ülkede…

-*-*-

Rüşvet vardır…

Hediyeler vardır…

Bedavacılık avantası söz konusudur…

Bunlar da “mesleğin” en “pis” zorlukları içerisindedir ve “gerçek”lerdir…

-*-*-

Aileniz, arkadaşlarınız, çevreniz, köylüleriniz, mahallelileriniz ve günümüzde sosyal medya baskısı da, gazetecilik mesleğinin sıkıntıları içerisindedir…

“Dinlemek zorunda mısınız?”…

“Dinlememek”, ideal olandır da kolay mıdır onu bilemem!

-*-*-

Ve “alışkanlık” hatta onun ötesinde “yazılı olmayan kurallar” haline gelmiş bazı geleneksel baskı türleri vardır ki belki de bu ülkede gazeteciliği en sıkıntılı hale sokan da budur…

Ama bizden çok daha kötüsü de bulunmaktadır…

Mesela Türkiye’de, “basın özgürlüğü”nün yerlerde sürünmesinin en önemli sebeplerinden biri budur…

Evet, bu meslek çok sıkıntılıdır, zordur ve yorucudur…

Dünya’da, en erken öldüren mesleklerden biri olmasının sebebi de herhalde bu zorluğudur…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu