Türkiye’de enflasyon ve hayat pahalılığı halkın cebini yakmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre geçen ay tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 61,14, aylık yüzde 5,46 arttı. Öte yandan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) mart ayında yıllık enflasyonu yüzde 142,63 olarak ölçtü.
Birleşik Krallık’ın saygın gazetelerinden Guardian, Türkiye’nin ekonomisini dünkü haberinde mercek altına aldı. “Türkiye’nin enflasyonla savaşı: Fiyatlar her gün değişiyor, herkes korku içinde” başlıklı haberde şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye eşi benzeri görülmemiş bir finansal krizle karşı karşıya. Türk lirası sadece geçen yıl değerinin yarısını kaybettikten sonra, ülke şimdi de resmi verilere göre yüzde 61,14 olan, hızla yükselen enflasyonla mücadele ediyor.”
Gazete, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 11 Nisan’da enflasyonun geçici olduğunu söylediğini aktardı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da 6 Nisan’daki ifadeleri hatırlatıldı:
“Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeye hazırlanırken hesapsız, kitapsız adımlarla bu fırsatı heba etmeyeceğimizi defaatle dile getirdik. Vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız.”
Habere göre hızla artan enflasyon, AK Parti hükümetinin ekonomiyi kökten elden geçirerek faiz oranlarını düşük tutmasıyla ilişkili. Hükümetin, bu hamleyle üretimi artıracağına inandığı yazıldı. Ancak çoğu uzmanın bu hamleye karşı çıktığı vurgulandı.
Ayrıca Merkez Bankası başkanının üç yılda 4 kez değiştirildiği hatırlatıldı.
Enflasyon oranları yüzünden Sait Erdal Dinçer’in ocakta TÜİK başkanlığından alınarak yerine Erhan Çetinkaya’nın atandığı da yazıldı.
Guardian, Türkiye’deki finansal krizin Rusya’nın Ukrayna’yı istilasıyla daha da ağırlaştığını ifade etti:
“Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı, Türkiye’nin buğday ithal etmesini halihazırda etkiliyordu. Ancak Ukrayna’nın buğday arzının kaybıyla Türkiye, kendi rezervlerine dalmak da dahil olmak üzere alternatifler bulmak için çabalamaya başladı.”
Bu yılın başlarından itibaren yükselmeye başlayan enerji maliyetlerindeki artışın da savaşın ardından hızlandığına dikkat çekildi. Zira Türkiye, doğalgazının yaklaşık üçte birini Rusya’dan alıyor.
Habere göre Türkiye’nin, Rusya ve Ukrayna arasındaki soruna diplomatik çözüm bulma çabaları, toplumda ekonomiye gösterilen tepkinin bazılarının yönünü değiştirmesini sağladı. Metropoll Araştırma Şirketi’nin anketine göre Erdoğan’ın onay oranı martta yüzde 43,3’e yükselirken, AK Parti’nin oy oranı yüzde 3 arttı.
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Alp Erinç Yeldan, “Dünya genelinde herkes enflasyonu yaşıyor. Ancak Türkiye’de bu, diğerlerine göre yaklaşık 4-5 kat fazla” diye konuştu.
Yeldan bu durumun, hükümetin ekonomi politikasının ardından yaşandığını ifade etti.
“Herşey çok pahalı”
Guardian, Kasımpaşa’da fırında çalışan bir işçiyle de görüştü. Kendi güvenliği için adını gizlemek isteyen ve haberde Mustafa Kafadar mahlasıyla anılan işçi, ekonomik kriz yüzünden emekli maaşıyla temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyledi.
Bu yüzden fırında çalışmaya başladığını kaydeden Kafadar, “Her şey çok pahalı. Temel ihtiyaçlarımı satın alıp faturalarımı ödedikten sonra geriye hiçbir şey kalmıyor” dedi.
Kafadar, bundan kimin sorumlu olduğu sorusuna şu yanıtı verdi:
“Enflasyonu kimin yükselttiğini biliyorsunuz. Ben değilim, siz de değilsiniz. Sokaktaki birisi de değil. Ama kim?”
Kafadar, fırına gelen müşterilerin bazen fiyatlar yüzünden kendilerine kızdığını ifade etti:
“Şeker ve buğday fiyatları arttı. Ocakta bir kilogram unun fiyatı 110 liraydı, şimdi 220 lira. Millet karşılayamadığı için poğaçaların fiyatlarını daha fazla artıramadık.”
Cihangir’de fırın işleten Pınar Duru, enflasyonun ekimden itibaren etkili olduğunu söyledi:
“Yumurta, un, şeker, tereyağı… Her şeyin fiyatı birdenbire arttı. Fiyatlar hâlâ günlük olarak yükseliyor.”
Duru, “Doların düştüğünü görmedikçe, kendimi rahat veya güvende hissetmeyeceğim” ifadesini kullandı.
Memleketi Rize’den gelen peynir ve tereyağı gibi ürünleri satan Mehmet Aslan, sadece dükkanındaki iki buzdolabı için şubatta bin TL elektrik faturası ödediğini kaydetti.
Geçen ramazanda günde 6 bin – 7 bin TL değerinde satış yaptığını belirten Aslan, bu yıl 1500 TL’yi geçerse şanslı olduğuna dikkat çekti:
“İnsanlar fiyatları uyduruyor. Bir kavanoz bala 400 TL olduğunu söyleyebilirim ve kimse bir şey demez. Hatta 500 bile yapabilirim.”
Öte yandan Aslan bu koşullar yüzünden hükümeti suçlamıyor:
“Enflasyon artık hükümetin kontrolünden çıktı. Fiyatlardan memnun değilim. Halkı suçluyorum. Bu Erdoğan’ın kontrolünün dışında ve herkes onu devirmeye çalışıyor.”